13. BÖLÜM 🔥

1K 69 43
                                    

Keyifli okumalar ateş parçalarımm umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur 🔥❤

13.BÖLÜM 🔥

Bu dünyada her şeyin yakıştığı bir yeri vardır. Güneş en çok gökyüzüne çiçek ise en çok  dalına yakışırdı.. 

Veranın ise en çok yakıştığı yer aslanın yanıydı ama o yakıştığı yerde olamıyordu..

Hastane koridorunun soğuğuna ameliyathane kapısının kapalı sessizliği karışırken kollarını bacaklarına daha çok doladı biraz olsun titremesini geçirebilmek için. Bedeni burada ama ruhu, kalbi içeride canıyla uğraşan sevdiği adamdaydı.

Bu mesleğin cilvesi de buydu, her an ölümle burun buruna, geride kalanları ise korkuyla bırakmaktaydı.

Hastaneye geleli bir saat olmuş geldikleri gibi de aslanı ameliyathaneye almışlardı. O saatten beri ise vera ameliyathanenin kapısının yan duvarına çökmüş dizlerini karnına çektiği gibi kafasını da üstüne yatırmıştı. İçinde kopan fırtınaları bir Allah bir de kendi bilirdi. Yanan yüreğini en çok da buna kendi sebep olduğu için çektiği ızdırabı kimse tarif edemezdi zira kendi bile bunu tarif edemiyordu. Canı en son ne zaman bu kadar yanmıştı? Bunun onda bir cevabı yoktu.. Aslanla uzun bir ayrılık çektiğinde bile bunu bu kadar hissetmemişti ama şimdi iliklerine kadar cayır cayır yanıyordu..

"vera güzelim hadi kalk oradan. Gel sandalyeye otur" serdarın onu ikna etmek için kullandığı ılımlı sesini duymadı bile. Ses frekansı öyle düşmüştü ki aslanın sesinden başka hiçbir sesi duymamak için kapamıştı kendini resmen..

Serdar söylediği şeye hiçbir şekilde tepki alamayınca daha fazla üstelemedi. Göktürk, serdar, Kaan onun bu haline müdahale etmek istedi ama ona geçiremeyeceklerini de biliyorlardı.

Hepsinin endişeli bekleyişi on üzerinden dokuzsa veranın ki onu da aşıyor sonsuzluğa gidiyordu. Hepsi biliyordu bunu ama tek bir gözyaşı tek bir yakınma çıkmamıştı ağzından. Çünkü buna alışıklardı. Bu bekleyişler, bu acılara taa babalarından alışıklardı ve her şey bitmeden, sona gelinmeden asla tepki vermezlerdi. Sona gelindiğinde ise verdikleri tek tepki gururlu bir dik baş, sonsuza kadar içinde yanan ateşi dışarı vurmadan yaşamaktı. Onlar askerdi ve vatan için dökülen her kan onlar için bir şerefti..

"serdar" karargah generali arkasında ilker albay ve bir sürü askerle birlikte hastaneye giriş yaptığında en kıymetli askerlerinden olan aslanın ameliyata alındığı kata gelmesiyle geldiğini belli etmek için bağırmıştı. Komutanın gürleyen sesi koridorda eko yaparken hepsi daldığı alemden irkilerek kendine geldi ve vera da dahil hepsi fişek gibi ayağa kalkıp komutanlarına selam verdiler. "neler oluyor. Aslan nasıl? nasıl oldu bu? " diye sormasıyla gözleri veraya gitti ama vera gözlerini yere sabitlemiş generale bakmayı reddetmişti.

Generalin gözleri sorduğu sorunun cevabını almak için serdara dönerken "beni kurtarmak isterken oldu" diye vera serdardan önce açıkladı durumu. Bundan kaçamazdı. Serdara bıraksa onu korumak için bunu açık etmezdi o yüzden hatasıyla kendi yüzleşti. "fazla çıktığımı fark etmedim. Yüzbaşım da beni tekrar kayanın arkasına çekmek için açığa çıktı o anda oldu bu. Benim suçum" demesiyle o duygusuz tuttuğu gözlerinden sıcak bir gözyaşı daha fazla dayanamayıp aşağıya aktı.

"bir ihmal varsa cezalandırılır" karargah generalinin sert sesi hepsini delip geçerken Göktürk bunu duymamış gibi "güzelim senin suçun değil harap etme kendini bu saçma düşünceyle" diyerek kardeşinin yanına gidip onu kolları arasına aldı. Her ne kadar geldiğinden beri metanetli durabilmek için kimsenin onu teselli eden sesini duymak istemediğini söylese de şuan minnet duymuştu bu temasa vara..

ATEŞ PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin