ATEŞ PARÇASI

27.BÖLÜM🔥

Merhabalar Ateş Parçalarımmmm 🔥🔥

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.. Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Satır arası yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin 🎀

Sen her şeyimsin benim..

Ve bu her şey bir küçücük zerre eksilirse ben bomboş kalırım..

27.BÖLÜM 🔥

"Durum ne keskin" yürüdükleri 5km yoldan sonra sırtını dayandıkları kayanın ardından soğuğun, keskin bir kılıç gibi açıkta olan yerleri lime lime kestiği gara'nın kuytu bir eteğinde kampı en iyi açıdan gören Kaan'a seslendi aslan son durumu öğrenebilmek için. Gözleri az ilerisinde Göktürkle fısır fısır konuşan verada kulağı ise Kaan'dan gelecek olan istihbarattaydı.

"Son yarım saattir hareket yok komutanım ortam sakin. Saydığım kadarıyla giren çıkanla birlikte 61 kişi gerisi de içeridedir." demesiyle başını salladı aslan.

"Ne yapacağız kılıç daha ne kadar bekleyeceğiz ben sabredemiyorum dalalım artık aralarına" diyerek lafa karışan Serdar'a döndüğünde hepsi duydukları bu sitemle aslana döndü.

"Giriş yolu düşünüyorum. Sessizce içlerine dalmalı ses çıkarmadan ve mühimmatı fazla da harcamadan temizleme yapmalıyız. Ani bir çatışma ortamına düşersek sen de biliyorsun ki elimizde patlar operasyon. Fevri davranamayız. Emri çiğneyip buraya geldik elimize yüzümüze bulaştırmadan en önemlisi de birimize zarar gelmeden halletmemiz lazım" diye açıklama yapmasıyla Vera yanına gelip sıkıca elini tuttu. Aslan en ihtiyaç duyduğu şeyi veranın anlayıp yapmasıyla derin bir nefes alırken,

" yanlış bir şey yapmadık. Bu inisiyatifi kullanmak bizim elimizdeydi. Kendini 2 kat sorumlu hissetme. Her operasyonda olduğu gibi bunda da çok iyi işler başaracağız sayı önemli değil önemli olan bizim birliğimiz ve kuvvetimiz" diyerek onu rahatlatmak istedi vera çünkü endişesini anlıyordu. Aslan kendi olsa gözünü kırpmazdı ama geride düşünmesi gereken bir timi vardı. Hepsi her ne kadar en iyi eğitilmiş askerler olsa da onları ekstra düşünmek onun göreviydi.

Aslan bir süre karanlıkta parlayan ve ona güven veren sevdiğinin yeşil gözlerine baktı sonra da "Kaan sen de aşağıya gel aklımdaki planı aktarayım" diye kaanı da yanlarına çağırdı. Kaan dediğini yerine getirirken aslan da onun gelmesiyle son yarım saattir en ince ayrıntısına kadar aklında kurduğu planı anlatmayı başlamıştı.

"Her şey anlaşıldı değil mi?" Planı anlayıp anlamadıklarını kardeşlerine sorunca "her şey gayet net komutanım" diyerek hepsi fısıldamış Göktürk elindeki fındıkları herkese ikram ederken de "kim kiminle gidecek onu demedin" diyerek Kaan araya girmişti.

Aslan dışında herkes ikram edilen fındıkları ağzına atarken " sen kendine uygun bir yer bul sahada olmayacaksın zaten" diyip veraya döndü "vera Serdar'la Göktürk de benimle gelsin" demesiyle veranın kaşları çatılırken "neden seninle gelmiyorum" diyerek itiraz etti her ne kadar aradaki samimiyetin sahada geçerli olmadığını bilmesine rağmen ama sormaktan da geri duramamıştı. Aslanı bırakmak istemiyor onunla sırt sırta savaşmak istiyordu ama görünen o ki aslan beyin düşüncesi hiç de bu yönde değildi.

"Serdar'la gitmeni uygun gördüm çünkü üsteğmen. Emirlerim ne zamandan beri sorgulanıyor? " diye, Vera onu manipüle edip kararından vazgeçirmesin diye biraz fazla sert çıkan sesiyle sorduğunda Vera ağzını açmayıp görüşücez seninle dercesine kafasını salladı sonra da elini aslanın elinden çekip ayağa kalktı.

"Sizden daha güçlü biriyle gitmek kendimi daha güvende hissettirecektir komutanım teşekkür ederim" demesiyle aslanın kaşları hayretle havalandığında Serdar kolunu veranın boynuna dolayıp kendine çektiği gibi başının üstüne bir öpücük bıraktı.