7. Bölüm

276 32 17
                                    

Slytherin evi bu sene 6 kız 12 erkek olmak üzere sadece 18 kişiyi aralarına ağırladı. Evet, Draco yaklaşık iki yüz öğrencinin hangi eve yerleştiğini teker teker saydı.

Ravenclaw'a 53, Hufflepuff'a 62 ve Griffindor'a 67 öğrenci yerleşti. Slytherin ise 18 gibi kuru bir rakamla seçimi kapattı.

Bu sene için mi böyle yoksa savaştan sonra mı bu hale geldi emin değildi. Neden böyle olduğunu da bilemiyordu, şapkanın savaşı dikişlerine takmayıp öğrencileri ne olursa olsun ait oldukları evlere postalamayı ant içmiş olduğuna emindi.

Son kişide yerleştirilince -Ravenclaw'a seçildi- profesör McGonagall konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Kendinden önceki müdür kadar uzunca konuşacağını zannetmiyordu Draco. Öylede oldu. Uzun olmasa da kısa denilemeyecek bir konuşmaydı.

Hoşgeldin ile başlayan konuşma kurallar ve yasaklarla devam etti. Tuhaftır ki McGonagall bir kuralı tam tamına üç kez -evet, onu da saydı- Hufflepuff masasına  bakarak söyledi.

"Profesör Longbottom' dan onay almadan hiç bir saksı bitkisi, fidan veya tahumu evlerinize getirmeniz kesinlikle yasaktır."

Pekalaaaa, bu olayı daha sonra açıklığa getirebilirdi. Asıl olay ise şimdi başlıyordu.

"Şimdi ise güzel haberlerde! Bu sene aramıza katılan iki yeni profesörümüz var." Meraklı bakışlar ve fısıltılar bir anda yükseldi. Arkadaki bazı kişiler ayağa kalkarak profesör masasına bakıyorlardı.

"İlk olarak uçuş derslerine girmek için bin bir türlü takla atarak beni çileden çıkartarak sonunda istediğine kavuşan Fern Avos." Bıkmış sesi ve ölü gibi bakan gözlerle Fern'e döndü. Evet, öğrencilere karşı direk bunu dedi. Ve en kötü yanı Fern sadece o kişi benim der gibi gurula sırıtıyordu. Öğrenciler onu kahkaha ve alkışlarla karşıladı. İyi bir başlangıçtı.

"Diğer profesöre gelince, profesör Slughorn'un sonunda yıllarca hayal kurduğu o mükemmel emekliliğine kavuştuğunu söylemek istiyorum. Ama merak etmeyin onun yerine geçen kişinin de bir o kadar yetenekli olduğunu söylemeliyim. Hatta ondan daha yetenekli olduğuna iddiaya girerim."

İç sesinizi dıştan söylemeyi kesmelisiniz profesör.

"Artık iksir kazalarının azalacağını umarak, Draco Malfoy'u aramıza ağırlıyorum." Büyük salon o kadar sessizleşti ki Draco hayaletlerin havada uçarken çıkardıkları sesi duyabiliyordu.
Ses çıkardıklarını bile bilmiyordu şu ana dek.

"LEGOLAS!!" Diye bir ses ardından da gelen hunharca kahkaha sesiyle sessizlik kayboldu. Draco ne olduğunu anlayamadığı için bir Cho'ya bir de Fern'e bakıyordu. Cho gülmemek için kendini o kadar zorlamıştı ki kızarmaya başlamıştı.

"Legolas da ne?" Nefesinin altından sordu.

"Bir kitap karakteri. Tıpkı sana benziyor. Tek farkınız o bir elf." Her kelime arasında kıkırdıyordu.

"Oh!" Aydınlanmış bir şekilde önüne döndü. Duyulur bir şekilde "Elf değilim ama bunu yapabiliyorum." Başını sağa sola salladı. Kulakları fark edilir derecede uzadı ve uçları sivrileşti. Sonunda durduğunda ise saçlarının arasından düzgün bir şekilde görülüyordu.

Öğrencilerden "ooo" ve "waow" nidaları yükseldi. Masadaki bazı profesörlerin ona bakabilmek için yerinde oynaştığını fark etti. Tabi ki en büyük tepkiyi de Fern verdi.

"Madem böyle şeylerin var niye benden saklıyorsun." Tripli bir sesle sordu.

"Senden saklamadım. Sadece sana söyleme gereği duymadım."

Yeni Yaşam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin