1.First Eyes

451 24 14
                                    

Sadece koşuyordum,hiçbir şey düşünmeden, ne yaptığımın, neden kaçtığımın farkında bile olmadan...

       Daha ne kadar koşacağımı bilmiyordum ama onların hala arkamda oldukları çok belliydi.


    Daha dayanamayacağım fark ettiğimde durmak için uygun bir yer aradım, karşıma çıkan ilk ara sokağa attım bedenimi. Nefeslerimin ritmini düzenlemeye çalışıyordum. Ne ayak ne konuşma sesi geliyordu. Çok az şansım olsa da kurtulduğumu düşünmüştüm.

       Yere bıraktım kendimi daha ne koşacak ne de yürüyecek halim yoktu. Tek umudum gitmiş olmalarıydı. Bacaklarımı göğsüme doğru çektim kafamı içime gömdüm uyumak istiyordum, eve gitmek, çok yoruldum...

      Gitmiş olsalar bile nerede olduğumu, ne yapmam gerektiğini, eve nasıl gideceğimi bilmiyordum gerçi artık bir evim var mıydı ki?

        Bu olanların hepsi onun suçu o lanet adamın. Annemi merak ediyorum nasıl olduğunu şu an tek görmek istediğim kişi o.

     Daha fazla oyalanmamam gerektiğini anlayınca yavaşça kafamı kaldırdım ve yerden destek alarak ayağa kalktım. Duvarın kenarına uzanıp son kez kontrol ettim ve sessizce ilerlemeye başladım.

    Korkuyordum,kim korkmazdı ki? Yürümeye devam ederken duyduğum ayak sesiyle duraksadım ve sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Arkamı döndüm ve sanırım şimdi sıçtım.

     Onları gördüğüm anda olabildiğince hızlı koşmaya başladım arkamdaki o bağırış seslerini duymamaya çalışaraktan. Ayak sesleri daha fazla belirginleşmişti. Son bir ses "HYUNJİN!"karşımdaki bedeni gördüm ve bir küfür savurdum"siktir-".

      Kafama geçirilen siyah bez poşetle beraber karardı gözlerim.Şimdi bitmişti her şey, benim için imkansızdı kurtulmam. Sürüklenerek götürülüyordum. En sonunda bir araba kapısının açılma sesini duydum ve içeri fırlatıldım bildiğin. Orospu çocukları biraz nazik olamıyorlar mıydı?

      İçeri girdiğini anladığım birkaç bedenle beraber, kafamdaki siyah bez poşet çıkartılmıştı.Karşımda saçları mor ve öldürmek istercesine bakan biri vardı. Kafamı yanıma çevirdiğimde kollarını araba koltuğuna uzatmış nefeslerini düzenlemeye çalışırken yine öldürmek istercesine bakan siyah saçlı biri daha...

     Gözlerimiz buluştuğunda bakışları daha da keskinleşmişti. Bir süre sonra bu boktan durumun içinde olduğumu hatırladım. Bir anda bağırmaya başladım ne kadar şansım olabilirdi ki?

     Ellerime baktım inanılmaz derecede titriyordu daha çok korkmuştum ve bağırışlarıma titreyen sesimle devam ettim.

      Karşımdaki kişi ayaklandı anlamıştım boku yediğimi. Elini cebine attı ve çıkardığı iğne ile gözlerimi büyümüştü. Sesimi artarken kolumda hissettiğim acıyla sessizleşmeye ve görüş alanımın karardığını fark ettim.
Son kez yanımdaki bedene bakmıştım çok rahattı ve tepki bile vermemişti mor saçlı'ya göre.O zaman anlamıştım...
    

Hyunlix~OrendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin