-hyunjin-
"günaydın bebeğim."
Yatakta biraz daha kıvrandıktan sonra gözlerini ovuşturarak açtı. Sonra aşırı sevimli bir gülümsemeyle karşılık verdi.
"Sanada günaydın hyunjinn."
Yüzüne yaklaşıp küçük küçük öpücükler kondurdum. Hala kalkmamak için direnince boynuna geçtim. Huylanacağını bildiğim yavaşlıkta öpüyordum. Başardım da.
Küçük kıkırtılarını odaya bıraktı. Şuan bir rüya da olmadığımız için çok mutluydum. Odaya vuran güneş ve harika geçen dünden sonra bu sevimli kıkırtılar çok huzurluydu.
"Tamam tam- kalkıcam!"
Gülerken söylediğinde bende bıraktım onu. Dudaklarına uzun bir öpücük kondurduğumda tam karşılık verecekken ayrıldım. Kaşlarını çattı ve gözlerini açtı sonuna kadar.
"Ne yapıyorsun!?"
"Kahvaltı hazır ilk önce kalkmalısın ve yemeğini yemelisin. Sonra ödül alırsın."
Burnundan sinirli bir şekilde soludu. Bende hala bu sevimli haline güldüm ve odadan çıktım. Daha önceden kalkıp hazırlamıştım. Bitki çaylarımızı doldururken felixte minik seslerle aşağıya indi.
Hala yüzündeki o sevimli ifade duruyordu. İzin verse dünü tekrar yaşamaktan hiç çekinmezdim. Gerçi bu sevimli hali yataktayken değişiyordu. Ben ona da razıydım. Baştan çıkartıcıydı.
"Minik civcivimiz uyanmış mı?"
"Görmüyor musun?"
Kaşlarımı çattım. Romantiklikte yapılmıyor.
Çayları doldurunca yerime oturdum bir şey demeden. O da küçük adımlarla yanıma geldi ve kucağıma oturdu.
"Şaka yaptım."
Sessizliğini koruyordum. Bu fazla eğlenceliydi.
"Ya gerçekten şaka yaptım. Affetmez misin?"
Bakışlarımı gözlerine götürdüğümde ciddiyetini fark ettim. Tanrım gerçekten hala bir bebek.
Ona gülümsediğimde o da sevinmiş sarılmıştı bana. Ellerimi bacaklarına koydum ve okşadım.
"Hadi yemeklerimizi yiyelim."
Kafasını gömdüğü boynumdan kaldırıp bana baktı. Ardından da dudaklarıma.
Kafamı salladım.
"Olmaz."
Oflayıp kalktı kucağımdan. Aslında her zaman böyle değildi. Hatta genellikle ciddi olurdu. Dünden kaynaklı olmalıydı bu değişim. Bu beni mutlu ediyordu. En azından bir şeyleri değiştirebilmiş olmak.
Kahvaltımızı yaparken aklıma gelen şeyi söylemek istedim.
"Felix."
Ağzına domatesi atarken cevap verdi.
"Hm?"
.
"Ben biraz düşündüm dün. Yani buralar artık bizim için iyi şeyler hatırlatmıyor. Eğer sende istersen. Her şeyi unutmak için ve uzakta yeni bir sayfa açmak için Avustralya ya gidelim mi?"Gözlerini ve ağzını sonuna kadar açmış bana bakıyordu şuan.
"Tabii ki sana kalmış. İkimiz içinde en iyisi bu olur diye düşündüm."
Bir süre sessizlik oluşmuştu. O da bende bir şey dememiştik. En sonunda elindeki çatalı masaya bıraktı ve bana bakarak gülümsedi .
"Olur. Hadi gidelim buralardan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunlix~Orenda
ActionHala dudaklarıma bakarken refleksle dudaklarını yaladı ve bunun yüzünden benimde bakışlarım onun dudaklarına kaymıştı. Daha önce bakmadığım için kendime lanet ediyordum. Hayatımda gördüğüm en iyi dudaklara sahipti. Tanrı özenle yaratmış gibiydi. AN...