Eğitim tüm hızıyla devam ederken Efsun , Demir'i şaşırtmaya devam ediyordu. Hala iyi anlaşamıyor da olsalar ,birbirlerini biraz da olsa tanımışlardı.
Aslında genç adam neden anlaşamadıklarını da anlamıştı. Efsun dik başlıydı, güçlüydü ve emir almaktan kesinlikle hoşlanmıyordu. Demir ise özellikle konu Efsun olduğunda oldukça tehditkar ve emir vericiydi. Bazen bu durumu abarttığında kavga çıkıyordu.
Genç kızın bordo bereli olmayı nasıl hayatının merkezine koyduğunu düşündü adam. Geçen günlerde aralarında geçen bir konuşmayı hatırladı.
'Efsun, buradan atılsan ne yapardın?'
Kızın gözleri ilk defa korkuyla parlarken , hızla adama döndü.
'Umarım olmaz. Ama olursa... intihar ederim.'
Genç adam şaka olduğuna inanmak istemişti . Ama gözlerindeki kararlılık tam tersine zorluyordu. Efsundu yapardı.
Bu anları düşününürken yüzündeki minik tebessümün farkında değildi adam. Aslında onu sürekli düşündüğünün bile farkında değildi. Ki zaten fark etse dahi bir bahane bulurdu şüphesiz.
Bugün günlerden pazardı. Herkesin evine gittiğini düşündü adam. O ise yine buradaydı çünkü gidebileceği bir ailesi yoktu. Acıktığını hissettiğinde hızla aşağı indi.
Kenardaki masada Efsun ile İnan denen herifin oturuyor olmasıysa beklediği bir görüntü değildi. Kendine lanet etti. İkisinin yan yana ne iş vardı? Neden grup içi ilişkileri serbest bırakmıştı ki?
Ne düşündüğünün farkına vardığında ise kalakaldı. Bu kızı resmen sahipleniyordu. Şu an içinden gelen o adamı öldüresiye dövüp, Efsun'a ise doyasıya sarılmak vardı. Kahretsindi!
Bu hissin ne olduğunu tabiki biliyordu. Daha önce aşık olmamışsa da , "sevgi" nedir farkındaydı. Çocuk gibi kendini kandırıp, 'Efsun'u sevmiyorum' diyerek ortada dolanamazdı. İçinden 'Siktiğimin İnan'ı kalksana lan!' diye bağırmak geliyordu.
O an karar verdi Demir, madem bu korkak sarışın kendini sevdirmeyi başarmıştı. Genç adamın onu uysallaştırıp, yanına almasına da ses çıkarmayacaktı.
Telefonunu çıkarırken güldü, Efsun onundu. İlk defa birini istiyordu. Son kez de onu alacaktı.
* * * *
Genç kız pazar günü gidecek bir yer bulamamış, en azından bir kahve içmek için yemekhaneye inmişti. Orada tek başına oturan İnan kendisini çağırınca da direnmemişti.
Havadan sudan ettikleri sohbet iyi olsa da İnan'ın bakışları Efsun'u rahatsız ediyordu.
"Sevgilin var mı Efsun? "
"Hayır yok, olmasını da istemiyorum. "
İstemediğini söylediği kısmı oldukça bastırmıştı. İnan'ın niyetinin kötü olduğunu düşünmüyordu. Bu yüzden en başında mesafe koyup, onu kırmamak daha iyiydi.
"Ha, iy-iyiymiş. Bugün neden ailenin yanına gitmedin? "
Genç adamın bozulduğu için kekeleyip, konuyu hızla değiştirdiğini farketmişti. Ancak anlamamazlığa verdi. Karşısındaki adamı daha da fazla mahcup etmek istememişti.
"Ailemle aram iyi değil. Bu yüzden gitmek yerine kalmayı tercih ettim. Bilirsin özel sorunlar."
"Anlıyorum, umarım herşeyi yoluna koymayı başarabilirsin."
Tam o sırada telefonuna gelen mesaj ile irkildi.
Kimden: Demir Çağrı
Hemen oradan kalk ve yukarı çık.
__________
Kime: Demir Çağrı
Bana emir verebileceğinizi sanmıyorum. Tatil günündeyiz.
__________
Kimden: Demir Çağrı
Herkesin ortasında kucağıma alıp yukarı çıkarmamı istemiyorsan hemen yukarı çık!
__________
Efsun mesajı görünce şaşkınlıkla etrafa baktı. Demirle göz göze geldiklerinde ise oldukça ciddi olduğunu anlayıp ürktü. Hızla İnan'a birkaç bahane bulup merdivenlere yöneldi. Genç adamın arkasından geleceğini tahmin ediyordu ve bir asansör olayını daha kaldıramayacaktı. Hızlı kalp atışlarına aldırmadan merdivenleri üçer beşer çıkıyordu. Asansörün de hareket ettiğini görünce daha da hızlandı.
Lanet hızlı asansör!
Sonunda kapısından içeri girdiğinde, kapıyı sıkı sıkı örttü. Derin bir nefes aldı. Terlemişti. Hızla odasına gidip kısa bir duş aldı ve siyah bir şortla, siyah bir sporcu atletini üzerine geçirdi. Saçını ve yüzünü havluyla kurularken büyük bir bardağa su koyup , buzluktan buz aldı.
"Hava buz için biraz soğuk değil mi? "
Genç kız korkuyla bardağı sıkarken kırıldığını farketmemişti. Allah aşkına bu Yüzbaşının onun evinde ne işi vardı? Kesilen eline aldırmadan konuştu.
"Sizin burda ne işiniz var, nasıl girdiniz?"
"Kapıların hepsi benim parmak izime de duyarlı seni küçük sakar, şimdi gel eline bakayım. "
Bir cevap beklemeden, yanına gelen adamın elini avuçlarının arasına almasıyla kalbinin ritmi arttı.Birden kızı kucağına almasınıysa Efsun hiç beklemiyordu. Çığlık attı.
"Napıyorsunuz siz?"
" Yerler hep cam ufaklık, ayaklarında çorap bile yok. Rahat dur!"
Genç kız açıklamadan sonra sustu. Adam onu tezgaha otutturmuştu. Bu adam söz konusu olduğunda Efsun hep 1-0 yenilmiş hissediyordu. Ecza dolabından gerekli malzemeleri getirip elini dikkatle temizledi. Pansumanını yaparken ise dalga geçti.
"Bu sakarlıkla şans eseri yaşıyorsun resmen?"
"Evime benden izinsiz giren sizken, korkuyla bardağı kıran ben mi suçluyum?"
"Benden korktuğunu itiraf ediyorsun demek?"
Bu sözler kızı deliye döndürebilecek cinstendi. Kimse ona korkak diyemezdi. Adama haddini bildirmek için tezgahtan yere atladı. Ama hesaplamadığı şey adamın hemen önünde olduğuydu.
Hızla elini çekip atladığında adamın resmen dibine girmiş, bunun şaşkınlığıyla tam düşecekken Demir'in kocaman kolları onu belinden sarıp himaye altına almıştı. Genç kızın hızlanmış nefesini yüzünde hissedecek kadar yakınlardı. Demir , bu tatlı nefesle sarhoş olmuştu. Direnci gitgide azalırken , Efsun'un gözlerini kapatması o ufak pamuk ipliğini koparmıştı.
Bu yakınlık o kadar tehlikeliydi ki , ikisinin de kalbi kor gibi yanabilirdi. Ancak ne yazık ki ikisinin de bunu farkedecek kadar bilinci yoktu.
Olsa dahi, ikisi de kendi kalplerini o kora elleriyle bırakacak kadar anın büyüsündelerdi.
Sonucunun ne olacağını düşünmeden, genç adam kendine engel olmayı bırakarak dudaklarını kızın dudaklarına bastırdı.
____________
Kusura bakmayın canlarım, nedeni bilinmez bir şekilde bölümü 2-3 gündür yazmaya çalışıp yazamadım.
Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane
RomanceBeyaz ve masum bir kadın, Siyah ve acımasız bir adam, ikisinin de amacı aynı. İkisinin de ellerindeki silahlar milyonları korumakla görevli. Ve ikisinin Efsane'si , Hem karanlığın hem de aydınlığın simgesi...