Sayısı çok fazla olmasa da yorumlar beni mutlu etti yeni bölümü hemencecik paylaştım. İyi okumalar:D
___________
Eğitim sonunda bittiğinde , Efsun da bitmişti.
Gerçekten bugün o kadar yorulmuştu ki, merdiveni bile çıkamayacaktı. Asansör kabinine doğru ilerlerken Demir'in de orada beklediğini gördü. Gitmek ile kalmak arasında bir çelişki yaşasa da yorgunluğu ağır basınca hemen adamın yanında durdu.
"Oldukça yorulmuş gibisin sarışın."
"Fazlasıyla, yürüyecek halim yok."
Demir'in yüzünde bir sırıtış belirdi. Efsun ne olduğunu anlamasa da kapısı açılan asansörden içeri girdi.
Genç adam hemen düğmeye basarken, kapı kapanır kapanmaz genç kızı kucağına almış; çığlık atmasını önlemek adına dudaklarını dudaklarına değdirmişti. Kendini geri çekerken şaşkınlıkla gözlerini büyüten kızı bambiye benzetti. Bu düşünce onu gülümsetmişti.
"Biri görecek lütfen indirin beni."
"Saçmalama sarışın en üst kattayız, kim görecek? Hem yürüyecek halin olmadığını söyleyen sendin."
"Onu söylerken bunu kastetmemiştim bi kere."
Efsun her ne kadar itiraz etse de olduğu yerden memnundu. Gerçekten yürüyemeyecek kadar yorgundu çünkü. Sonunda asansör durduğunda Demir kucağında Efsunla kabinden çıktı. Genç kız başını adamın geniş omzuna yaslamıştı.
İlk başta Efsun'un evine yönelen Demir kapıyı parmak iziyle açıp içeri girdi. Onu koltuğa bırakıp tam çıkacakken tüm ev karanlığa gömülmüştü. Genç kız normalde karanlıktan korkmasa da aniden gelişen kesintiye küçük bir çığlık attı.
"Demir noluyor?"
"Bugün elektirik tesisatında onarım vardı. Onunla ilgili galiba sorun yok. Neyse ben...siktir! "
"Noldu?"
"Parmak izi sensörü elektirik yokken çalışmaz. Oda kartını da almadım yanıma. Kapı da kaldım."
Efsun biraz tereddütlü olsa da ürkek bir sesle cevap verdi.
"Burada kalabilirsin, yani elektirik gelene kadar sohbet edebiliriz."
Demir bu teklife dünden razıydı. Onaylayıp televizyonun altındaki çekmeceden, bu tarz kesintiler için koyulmuş mumları ve çakmağı almıştı. Etrafın soğuk olduğunu düşünerek bir de battaniye alıp genç kızın yanına oturdu. Mumları yakınca Efsun birini alıp mutfağa gitmiş büyük iki mavi kupaya kahve yapmıştı. Tekrar salona döndüğünde Demirin ayakkabılarını çıkarmış, kollarını sıvamış halde bağdaş kurduğunu gördü.
Bu görüntü nefesini kesmişti. Dağılmış saçları ve mum ışığında bile parlayan gözleriyle mükemmel görünüyordu. Orta sehpayı koltuğa doğru çekerek kahveleri oraya koydu ve genç adamın yanına onun gibi bağdaş kurarak oturdu. Demir de battaniyeyi ikisinin üzerine örtmüştü. Nefes sesleri dışında bir ses duyulmayan loş odada ellerinde kahveleriyle birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. Sonunda genç adam dayanamadı.
"Bana kendinden bahsetsene Efsun?"
"Fazla ilginç bir hikayem yok. İlgisiz bir ailem var. Beni tek seven dedemdi. O da pek masal bilmez, onun yerine bana kendi anılarını anlatırdı. Oradan aklıma yerleşti bordo bereli olmak. Onu da olamayacağımı düşündüğüm için en azından askerlik için çalışayım dedim. Daha sonra bordo bereliler sınavlarda kadınların da alınabileceğini görünce kendime hedef koydum ve çalışmaya başladım. Ailemden habersiz çalıştım ve yine onlardan habersiz kazandım. Şimdi de buradayım işte. Gerisini biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane
RomanceBeyaz ve masum bir kadın, Siyah ve acımasız bir adam, ikisinin de amacı aynı. İkisinin de ellerindeki silahlar milyonları korumakla görevli. Ve ikisinin Efsane'si , Hem karanlığın hem de aydınlığın simgesi...