2

92 6 6
                                    

Jisoo hocanın aldığı dersten sonra bide sözlü şokuyla sırama yığılmıştım. O sırada bizimkiler ne yapsın. Papağan gibi dönüyorlar işte etrafımda. Kulağımın dibinde "AAAAAĞ BİR DERS SONRA ÖĞLE TENEFFÜSÜ VAR ALLAHIM ZAMANI İLERİ ALMAK İSTİYORUM." diye bi çığlık duymamla sol kulağımı kapatıp başımı sıraya gömdüm.

"Hyunjin Allah belanı versin senin yüzünden kulak zarım patladı lan."

"Banane daha bi ders var onu bekleyemem. Lan! Dersimi kaynatsak?"

"Valla seni yanardağa atar orda kaynatırım çeneni kapat iki dakika."

"Off be Jeongin."

"Sizler harbi malsınız." dedim kafamı sıradan kaldırırken.

5. derside uyuyarak geçirdim. Kafam tıklatılarak uyandığımda Felix karşıma geçmiş " Kanka bayıldın sandık saatlerdir seni dürtüyoruz bi tıklatmaylamı uyandın gerçekten." dedi gülerek.

"Uyandım işte ne oldu?"

"Cehennemin dibi oldu." dedi Jeongin sinirle bana bakarken.

"Dayım doğum yaptı." dedi Hyunjin bana sorgulayıcı bi bakış atarken.

"O zaman ben uykuma geri dönüyorum."

"Aman aman sakın. Hani bilirmisin öğle teneffüsü diye bişey var. İnsanlar genelde yemekhaneye bazıları ise kantine gidip hayatta kalmak için birşeyler yiyor. Bizde sana acıdık. Olurda belki birşeyler yersin diye ama keyfiniz bilir paşam." Felix kollarını bağdaş yapmış karşımda duruyodu.

"Tamam tamam ama sırf Felix'in insanüstü anlatım bercerilerini ciddiye alıp hayatta kalmak için."

"Aptal!" Felix omuzuma çokta sert olmayacak bi şekilde yumruk geçirirken.

"Tamam tamam kalktım hadi gidelim."

Dördümüzde merdivenlerden inerken Hyunjin'in ayağı takılmış ve kalçasının üstüne düşmüştü.

"Ananı seveyim felç oldum lan."

"Valla kulağımın dibinde bağırırken iyiydi. Karma bich."

"Birazda insafınız olsunda kaldırın beni götlerini sevdiklerim."

Jeongin "Hyunjin felç falan olmadın kalk yada sensiz gidicez." dedi bıkkınlıkla Hyunjin'e bakarken.

"Öf be tamam kalkıyorum."

Sonunda yemekhaneye ulaştığımızda saat geçtiğinden sıra kalmamıştı. Direk olarak tepsilerimize yemeklerimizi aldıp masaya oturduğumuz gibi gömülmeye başladık. Hepimiz yemeğin etkisiyle sandalyeye yayılırken Jeongin'in birden gözleri açılmıştı.

"Lan bugün edebiyat sözlüsü yok muydu."

"Evet hepimiz sıçmış bulunmaktayız." dedim çokta umursamadan.

"Eeeeee çözümü var."

"Neymiş çözümü Felix?" bu sorumla herkes hemen dikleşip meraklı gözlerle Felix'e bakıyorlardı.

"Eeeeee okuldan kaçıcaz."

Hyunjin yine drama queen tavırlarına bürünerek "Nasıl olacakmış bu iş. Koca okulun bir çıkışı var ve onun önünde de at gibi korumalar var. Sence nasıl  kaçıcaz."

"Oğlum bide servis çıkışı yok mu? Eeeee hemen yanında da çardak var. Çardağa çıkıp duvardan atlarız olur biter."

"Ordan bakınca spider man a falan mı benziyorum."

"Off be Jisung daha önce okuldan kaçmadın mı. Benim tecrübem var. Yine bu şekilde kaçmıştım. Hallederiz."

"Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama ben varım." dedi Jeongin Felix'e dönerek.

Hyunjin'le ben de onayladıktan sonra teneffüsün bitmesine 10 dakka kala çardağın yanına uçtuk. Felix çoktan çardağa tırmanmış ve duvara atlamıştı bile.

"Felix ölmem demi?"

"Hızlı olun ayrıca ölmezsin Hyunjin ben seni tutarım."

"Ay yerim seni geliyorum ulan."

Hyunjin ve Jeongin'de Felix'in yardımıyla duvara çıktıktan sonra bi ben kalmıştım. Tam duvara atlayacaktım ki nöbetçi öğretmenin sesini duymamla nerdeyse düşüyor olmam birdi. Üçü beni kollarımdan tutup hızlı bi şekilde beni çektiklerinde nöbetçi öğretmenin sesi bize doğru yaklaşıyordu.

"Kim var bahçede ders başladı herkes sınıfa!"

"Biz şimdi kesin sçtık"

"Jisung hala konuşacağına mesela şuan üstünde bulunduğumuz duvardan hemen yandaki kaldırıma atlayabilirsin. Böylece hepimiz atlarsak yakalanmayız"

Felix'in tavsiyesi üzerine herkes kaldırıma atlamıştı ve bu sayede o nöbetçi öğretmenden de kurtulmuştuk.

"Eeeeee şimdi nereye?" sorduğum sorunun cevabı çok geçmeden Jeongin'den geldi.

"Hadi lazertag'e gidek."

...

Spor Salonu | Minsung ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin