4

84 7 0
                                    

Gece sürekli uyanıp uyanıp durdum. O çocuğu gördüm rüyamda. Nedense içimde bi rahatsızlık vardı. Keşke onu da evine kadar götürseydim de içimdeki suçluluk hissi kalksaydı. Aslında neden suçlu hissettiğimi bile bilmiyordum. Saate baktığımda saatin 8 olduğunu gördüm. Dersler saat 9:20'de başlıyordu. Daha zamanım vardı ama aklıma erkenden çıkıp dün gittiğim parkı kontrol edip o çocuğu bulmak gelince yatağımdan hızlıca fırladım. Lavaboya koştuğumda annemde yeni uyanmış gibi olan haliyle tam lavabonun kapısını kapatıcakken geldi.

"Hayırdır? Sen saat 10'dan önce uyanmazdın. Ne bu telaş?"

"Bişey değil işte anne bırakta hemen hazırlanayım."

Annem odasına girerken kendi kendine mırıldanıyordu. "Aman Allahım erken kalkıp hazırlanmaya başladı. Rüyada mıyım ben yoksa?"
O sırada bende hemen lavabodan çıkmış ve yine dünkü kıyanfetlerimi giymiştim. Sonrasında saçımı yapıp bide dişlerimi fırçaladıktan sonra koşa koşa ayakkabılarımı giymeye gittim.

"Bişey yemek ister misin Jisung yoksa eline bi atıştırmalık falan mı vereyim?"

"Gerek yok anne marketten sandiviç falan alırım."

"Tamam o zaman görüşürüz, kendine dikkat et."

"Sende anne."

Stabil adımlarla parka doğru yürümeye başlamıştım. Aynı zamanda dünkü diyaloglarımız aklımdan geçiyordu. Parka gelmiştim, ama o sarışın çocuk yoktu. Galiba evine gitmişti sonunda. Böylece içimdeki suçluluk hissi de kalmıştı. Bu sefer okulmun hemen yanındaki markete yürümeye başladım. Hindi füme ve kaşarlı sandiviçin parasını ödeyip yiye yiye okula geldim. Saate tekrar baktığımda 8:47'di. Yani hala vakit vardı. Bunu fırsat bilip kafamı sıraya koydum ve uyudum. Yine bi sarsılma hissiyle uyandığımda tayfam etrafımda toplanmış ve garip gözlerle bana bakıyorlardı.

"Herkes iyi mi? Niye öyle bakıyonuz lan!"

"Jisung 5 ders boyunca uyumanı geçtim de sen noldu da bugün erken geldin?"

"Yok bişey Felix. Dur. Sen 5 ders mi dedin? O kadar uyumuş muyum ben la?"

"Valla sana uyuma konusunda bir ödül vermeleri gerek."

"Tamam Hyunjin sen bi susta öğle yemeğine inelim." diyip aynı zamanda sıramdan kalkmıştım. Hepimiz sessiz bi şekilde aşağıya inip tepsilerimizi de doldurduktan sonra gömülmeye başladık. Bi sonraki ders beden eğitimi olduğu için bi alt kattaki spor salonuna inecektik. Hepimiz bitirip tepsilerimizi bırakıp inecekken astım spreyimi sınıfta unuttuğum aklıma geldi.

"Kanka ben spreyimi unutmuşum. Siz inin ben sınıfa uğyayp gelirim."

"Tamam kanka sen çık biz seni bekleriz."

Felix'in cevaplamasıyla onlardan ayrılmıştım. Sınıfa geldiğimde çantamı karıştırıp spreyi bulduktan sonra yorulduğum için spreyden bi doz alıp merdivenlere yöneldim. Spor salonuna geldiğimde etrafta kimseyi göremeyince kenara biyere oturmuş bizimkileri beklemeye başlamıştım. O sırada salona dün gördüğüm sarışın çocuk geldi. Bi an onla konuşmaya çekindim. Nasıl olduğunu merak ediyordum. Ama o beni farketmemiş olcakki karşı taraftaki soyunma odasına gidiyordu. O tam kapıyı açacaktı ki spor salonunun giriş kapısından gelen kitlenme sesi ikimizin de kafasını o yöne çevirmesine sebep olmuştu. Çocuk öfkeli adımlarla kapıya gitmiş ve açmaya çalışıyordu. Baktıki kapı açılmıyo kapyı tekmeleyip bağırmaya başlamıştı.

"ALLAH BELASINI VERSİN BU KAPININ LAN YEDİ SÜLALESİNİ-"

"İKİ DAKKA BAĞIRMA LAN KİMSİN SEN!"

"PEÇETE SOKUCUYUM OLDUMU LAN!"

"NE GÜZEL KONUŞUYORUZ BENDE JİSUNG ULAN!"

"Bi dakika." sonunda beni farketmişti ki arkasını dönüp bana meraklı gözlerle bakıyordu.

"Sen o dünkü çocuk değil misin?" kapıdan ayrılıp yanıma doğru yürümüştü. Tam karşımda durduğunda kafamı kaldırarak göz teması kurdum. Bana sorgulayıcı bakışlarını atıyordu.

"Evet dünkü kişi bendim. Galiba sende benden sonra evine gittin. Dün neden o saate oradaydın ki. Hadi ben uyuya kalmışım, peki sen?"

"Lütfen bunu sonra konuşalım. Ayrıca kapı kitlenmiş. Ve burda kaldık."

"Benim dersim beden olucaktı. İlla biri gelir bizi bulur."

"Tamam." tam gidecektiki sorduğum soruyla durdurdum onu."Adın ne peki? Ben benimkini söyledim zaten."

"Napacaksın adımı?"

"Mesela iletişim kurmak için."

"Gerek yok. Sen burda otur ve benimle muhattap olma yeter."

Yanımdan ayrılıp karşı duvara geçmiş ve benim gibi yere oturup sırtını duvara vermişti. Gözlerini kapatınca gerçekten o dün nasıldı da bugün bana böyle davranıyor diye düşünmeye başlamıştım. Şuan  için ikimiz de kapı için bekleme sürecine geçmiştik.

...

Spor Salonu | Minsung ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin