10

59 6 0
                                    

3 gün oldu. 3 GÜN! Ne virüsmüş arkadaş. Her akşam kan kontrolü dışında zamanım keyifli geçiyordu. Çalan telefonumla irkildim.

"Hyunjin?"

"Öldün mü Jisung?"

"Evet şuan hayaletim senle konuşuyor."

"Şaka maka iyi misin. Mesaj atmıyon, aramıyon. BİRİLERİ Mİ VAR YOKSA."

"İki dakika bağırma lan! Bi çocuk var onla takılıyorum o kadar."

"Bizde bildiğin üzere bi domuzla birlikte kalıyoruz."

"Aferin."

"What dedim gülüm?"

"Ne bilim, diyecek laf bulamadım."

"İyi kapatıyom. Konu bulunca ararım."

Hyunjin telefonunu kapatmıştı. Bende kafamı tekrardan duvara yasladım. Minho uyuyordu. Saat henüz sabahın onuydu. Atıştırmalıklar gelmişti ama ben Minho'yu daha uyandırmamıştım.

Bir süre sonra üstümde bi ağırlıkla uyandım. Minho kollarını belimde sarmış, göğsümde yatıyordu. En son duvara yaslı bi şekilde uyuyordu. Üstüme ne zaman gelmişti. "Jisungie? Sende mi uyandın."
Sesini duymamla kafamı eğip suratına baktım çocuğun. Bir kediyi anımsatıyordu bakışı. "Manzaran güzel bakıyorum da."

"Hayır hayır, sadece kediye benziyorsun da. O yüzden yoksa."

"Demek öyle." Belimi kavrayışı sıkılaşmıştı. Yüzünü bana doğru yaklaştırınca gözlerimi kapattım. Yanağıma bi öpücük kondurup çekilmişti. "Napıyorsun? Neydi şimdi bu öpücük."

"İçimden geldi. Öylesine bi öpeyim dedim."

"Ama ben izin vermedim?"

"Ama karşı da çıkmadın, değil mi? Ha bu arada gözlerini kapatınca çok tatlı oluyorsun."

"Tamam yeter bu kadar. Şimdi kalk üstümden."

"Ama yerim çok rahat." Karnıma daha da sokulmuştu. "Bak ben sana yüz verdikçe sen şımarıyorsun. Yeter artık."

Çocuğun kafasını hafif bi şekilde itince çocuk bi anda ayaklandı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan Minho bi anda kolumu kavradığı gibi beni kendine çekip arkamdan bedenimi sarmıştı. Alt vücutlarımızın temasıyla karnım kasılmıştı. "Hoşuna gittiğini biliyorum. Bana karşı koymana gerek yok."
Beni kendine biraz daha bastırınca kollarının arasında debelenmeye başladım. "Bırak beni mankafa. Neyinden etkilenecem senin. Etkilenmem için daha fazlası lazım."  Arkamdan kıkırdayışını duydum. "Demek daha fazlası lazım. Gelde kendin gör." Bu sefer ben kıkırdadım. "Birincisi kameralar var hatırlatırım. İkincisi sen niye benimle uğraşıyon. Bırak lan beni."

"Hiçte bırakasım yok ama. " kendimi kurtarmak için ayağımı geriye attığımda orasına gelmişti ki beni bırakıp çömelmişti. "Lan! Ağırdan al manyak."

"Öyle mi dersin. AğIrDaN Al."

"Görürsün bu sözü birgün ben sana dedittiririm."

"Hooop rüyanda."

Onun yanından ayrılıp soyunma odalarından birine girdim ve kapıyı kitledim. Kapıda asılı duran aynadan kendime baktığımda kıpkırmızı olduğumu gördüm. Aklıma gelen "o" sinyalleri düşünmeyi keserek yere çömeldim ve telefonumu çıkartıp kulaklıklarımı taktım. Müzik dinlemek iyi gelirdi, ve şuan tam da buna ihtiyacım vardı.

Felix'in bakış açısı

Bi abla gelip hepimize yemek vermişti. Bizimkiler ve şu domşan da onları yer yemez tekrardan uyumuşlardı. Tek başıma sıralardan birine oturdum. Jisung'a yazmaya karar verdim.

JDD - Felix ( JDD açılımı "Jeongin'in deyişiyle dede )

Felix
Alooooooooğ
Hayatta mısın
Bi soram dedim

JDD
Valla hayatta kalmaya çalışıyorum

Felix
Noldu lan

JDD
Bak burda bi pisikopat var
Amk çocuğu bana yaklaşıyor

Felix
Ehm
Ne düşünmem lazım bilemedim

JDD
Bende yanından ayrılmak için soyunma odasına kitledim kendimi

Felix
Aferin
Süperzeka

JDD
Lan şaka maka bu çocuk yavşıyo aq

Felix
Emin misin
En son biri bana yavşıyo dediğinde bi çocuk sadece sana senin kalemini geri vermeye çalışıyordu da

JDD
Ama bu onlardan değil
Kafayı sıyırmış çocuk
Napçam lan ben bununla
Burdan anca cesedim çıkar benim

Felix
Valla hepimiz kitliyiz
Kimse de bişey yapamaz
Kusura bakma

JDD
Kusura bakarım

Felix
Mankafa

JDD
Neyse ben biraz müzik dinlicem
Bb

Felix
Bb

Eveeeet. Şimdi napçam bu amk sınıfında. Pubg oynayım bari. Zaman geçse de kurtulsak amk.

...

Spor Salonu | Minsung ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin