3

32.1K 600 87
                                    

Yorum ve vote atmayı unutmayın

Masanın kenarına yaklaştım içimde kocaman bir korku vardı.  Nefesimi tutup müdürün yanına geçtim. Aslında büyük patronun genç ve yakışıklı biri olduğunu görünce çok şaşırdım gözlerim kocaman olmuştu. Hiç hayallerindeki gibi biri değildi.  Müdür beni yandan bilidiğiniz dürttü ve ben dünyaya döndüm bildiğiniz. "Buyrun beni çağırmışsınız." dedim düz bir sesle. Hiç kimsenin altında ezilemezdim. Patronum olabilirdi ama ben de bir insanım ve bana da saygı duyulmalıydı. Büyük patron bana  baktı, gözlerimin tam içerisine hiç kesintisiz bakıyordu ben de onun gözlerinin içine baktım. "Selin hanım, Paella'nız çok güzel olmuş ellerinize sağlık. Size saygısızlık etmek istemediğim için iş çıkış saatinizi bekledim teşekkür etmek için" dedi. Çok şaşırdım "rica ederim, afiyet olsun." dedim. Gözlerimin içine baktı yine "sizi ısrarla burada istemekle çok doğru bir karar vermişim, gerçekten ödülü hak edecek kadar lezzetliydi. En sevdiğim yemektir. Kendi ünlü olduğu ülkede bile bu kadar lezzetlisini yememiştim. Ellerinize sağlık" deyip masadan kalktı. Bana söz hakkı tanımadan müdürle uzaklaştılar. Ben de üstümü değişmeye gittim tekrardan.


Sabah alarmımdan önce telefonumun çalmasıyla uyandım. Müdür arıyordu. Tereddütle açtım telefonu.
- efendim
- Selin seni Asaf bey holdingine bekliyor. Bugün işe gelmeyip oraya gideceksin.
- holding mi ? Orada ne yapacakmışım ki ? Neden beni çağırdı biliyor musunuz ?
- Selin bilmiyorum. Demin arayıp bugün oraya gitmen gerektiğini söyledi, işe gelmeyecekmişsin bir de öyle söyledi.
- Holding nerde, nerden bulacağım ben orayı?
- DEMİRAĞ Holding kime sorsan gösterir. İşlerim var meşgul etme beni görüşürüz.
Diyip telefonu suratıma kapattı. Bu saatte olsa olsa Mira uyanık olurdu onu arayıp olanları anlatmalıydım ama sonra vazgeçtim. Daha ne olduğu belli değildi ilk önce öğrenmem lazımdı. Saat daha çok erken olduğu için yatakta biraz oyalandım telefonumla bir şeyler yaptım sonra kalkıp kendime güzel bir omlet yapıp kahvaltımı yaptım güzel bir duş aldım. Üstüme kendimce bir kombin yapıp saçlarımın uçlarını dalgalandırdım.

 Üstüme kendimce bir kombin yapıp saçlarımın uçlarını dalgalandırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Kombini)

Saat çoktan 10 olmuştu hafif bir makyaj yapıp eşyalarımı aldım . Gecikmemek için taksi çağırıp onunla holdinge gittim hem yerini de bilmiyordum da böylesi daha iyi olacaktı. 15 dakika sonra taksi de ücreti ödeyip holdinge baktım, camlardan oluşan bir binaydı. Dışardan fazlasıyla ürkütücüydü. Güvenlikten geçip danışmaya  Asaf beyin beni çağırdığını söyledim
Kadın "Asaf bey randevu vermiş miydi bugün onun kimseyle önemli olmadığını sürece görüşme yapmayacağı gündür" dedi anlamayıp "nasıl yani" dedim. "Asaf bey Çarşamba günleri çoook çok önemli olmadığı sürece kimseyle görüşmez o yüzden size de randevu vermemiştir. Görüşemezsiniz iyi günler." Dedi ve bilgisayarına döndü. Şok olmuştum beni çağırdığını söyleyip hiçbir şey bildirmemiş miydi? Boşu boşuna mı gelmiştim. Kadına "Sole Ristorante da baş şef benim bugün benimle görüşecek iş müdürümüze bildirmiş görüşmeye çağıran kendisi. Arayıp sorun isterseniz." Dedim ve kadına dik dik baktım. Sanki ben yalan söylüyormuşum gibi davranıyor olması beni sinir etmişti. Kadın telefona uzanıp bir şeyler yaptı ve bekledi sonra adımı sordu ve bana " 20. Kat zaten tek oda çıkınca görürsünüz Selin hanım. İyi günler" deyip yine bilgisayarına döndü. Etrafı inceleyerek asansöre geçtim. Aslında bayağı gergindim asansörlerden çok korkardım.

Asansörde ki tutunacak yeri sıkı sıkı tutarak içimden sayılar sayarak kata gelmesini bekledim. Asansörden ses gelince hemen dışarı fırladım. Avuç içlerim terlemişti. Kapalı kalamıyordum nefesim kesiliyordu. Ölüyorum gibi hissediyordum. Önümde kocaman bir masa vardı ama oturan kimse yoktu çevreye bakındım. Bilardo masası kocaman bir toplantı masası arka tarafta dosyalarla dolu kitaplık alanı sol tarafta boydan boya bir cam, camın önünde iki tek kişilik koltuk ve ortasında bir sehpa vardı. Sağ tarafta taş duvar vardı. Üzerinde çeşitli tablolar vardı.  Basım tablolardan değildi belliydi elişi olduğu. Sessizce tablolara yaklaştım inceliyordum arkamdan "beğendin mi ?" Diye bir ses duyunca yerimden sıçradım. Tabloya bakmaya o kadar dalmıştım ki hiç ses duymamıştım. Arkama dönüp Asaf beyi görünce "merhaba" dedim
-merhaba. Korkutmak istemezdim ama sen çok dalmışsın sesimi bile duymadın.

- kusura bakmayın. İncelerken dalmışım.

- önemli değil buyur otur lütfen. Deyip kendisi de yerine oturdu. Bende masanın önünde sağ tarafta olan tek kişilik koltuğa oturdum.

-ne içersin? Dedi ve bayağı çekindim.

-sağ olun. Bir şey içmesem daha iyi olacak dedim.

- bugün hava sıcak ikimize de birer limonata istiyorum hemen. Deyip telefondan istedi.

- teşekkür ederim. Deyip yüzüne baktım. Esmer kirli sakallı açık kahve gözleri vardı. Saçları tam kendine uyacak şekilde kısa ama yukarıya kalkıktı. Onu incelerken göz göze geldik gözlerini çekmedi gözlerimden ben de çekmedim gözlerimi asansör açılınca ilk o bakışlarını çekti içeri tayyör takım giymiş bir kız girdi. Limonataları bırakıp dışarı çıktı.

- seni niye çağırdığımı merak ediyorsundur. Ben direkt sadede geliyorum. Selin ben sana maaşının 5 katını teklif edip benim özel misafirlerim olduğunda ben sana haber verince evimde ağırlayacağım misafirlere yemek yapmanı istiyorum. Maaşın aylık olarak hesabına yatacak ama sen bana her gün yemek hazırlamaya gelmeyeceksin. Ben çağırdığımda sabahları erkenden gelip sana verilen menüdeki yemekleri yapıp misafirler geldiğinde sıcaklığından emin olup evden ayrılacaksın tüm işin bu kadar olacak. Dedi bir an ne duyduğumu şaşırdım. Evet ödül almış olabilirdim ama elime kuru bir madalyadan başka bir şey geçmemişti. CV'm de ödülümü yazıyordum sadece o kadar. Yıllardır çalışıp zorla para birktirmişken şimdi maaşımın 5 katını diyordu. Zaten asgari ücret üstünde olan maaşın artmış olacaktı ve iş benim için çocuk oyuncağıydı ama aklıma takılan şeyler vardı.

-neden ben ? Restoranda benim dışımda çalışan aşçılarınız da bulunuyor. Onlardan farkım yemeği gerçekten güzel yapmış olmam mıydı ?

- evet yemek fazlasıyla güzeldi ama evde günlük yemeğimi yapan ablayla daha fazla özel misafir ağırlayamazdım. Senin olmanı istiyorum. Dedi
Aslında işime gelirdi.

- tamam o zaman ben sizden haber bekliyor olurum. Dedim

- teşekkürler kabul ettiğin için. Dedi ve elini uzattı. Elini sıktım.

- şimdi eve gidip dinlenmelisin yarın ilk iş günün olacak. Dedi ben de gülümseyip teşekkür edip asansöre doğru yol aldım. Şimdi 20 kat in in bitmezdi. Yeni işime mi sevineyim yoksa asansörden mi korkayım bilemedim asansöre binince korkmam gerektiğini anlayıp tutunacak yere yine yapışmıştım. Tekrar bir taksiye binip eve gittim heyecanla. Arkadaşlarımı arayıp tek tek haber verecektim.

Bu bölüm daha uzun oldu eksik bıraktığımı düşündüğünüz yerleri yorum yaparak belirtirseniz. Düzeltirim.
Teşekkürler 🦋

MAFYA VE AŞÇI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin