Bölüm şarkısı "Sezen Aksu: Kavaklar
İsteme gününün üzerinden beş koca gün geçmişti,Gazal bu üç gün içinde babasının ağazından çıkacak iki güzel lafı kovalıyordu.Tabi bu durum babasının da gözünden kaçmıyor ama asla kızını rahatlatacak sözler söylemiyordu.
Babası bu sabah işim var diyerek erkenden gitmişti.
Gazal babasının nereye gittiğini sorsa da 'şifalı bitki toplayacağım 'diyerek geçiştirmişti.Eline aldığı koca güğüm ile bahçenin yan tarafına gelerek önce hayvanların suyunu ardından da samanlarını önlerine koymuştu.
Kardelen ise bahçenin güneş gören bir yerine geçerek eline aldığı al yemeninin kenarını işliyordu.
Bunu Gazal'ın kına gecesine yaptığını söylemiş ablasını mutlu etmişti.
Yaptığı oya zordu hatta köydeki genç kızlar bu oyayı çehizlerine yapması için Kardelen in yanına gelirlerdi.
Kardelen en güzel motifini ablasına saklanmıştı.Üzerine geyik motifleri işliyordu, yapımı bir hayli zahmetli olsada ablası içine değiyordu.Gazal ahırın kapısını kapatarak kardeşinin yanına oturmuştu.Aklı babasının ne zaman karara varacağında olduğundan kardeşinin kendisine dokunmasını bile fark etmiyordu.
En sonunda Kardelen in sertçe koluna dokunmasıyla irkilererk kardeşine bakmıştı."Ne oldu çiçeğim, birşey mi istedin?"
Kardelen başını iki yana sallayarak ablasına birşey istemediğini belirtmiş ardından da dudaklarını hareket ettirerek konuşmaya başlamıştı.
"Neyin var abla ,ne düşünüyorsun?"
"Offf ben çok merak ediyorum çiçeğim,ya babam beni vermezse .
Yani karşı gelecek değilim babama biliyorum çünkü o da benim mutluluğumu istiyor ama ne bileyim benim gönlüm Halil'i istiyor yine de."Kardelen ablasının sözlerine gülümsemiş ve o güzel yüzündeki gülüşü ablasına sunmuştu.
"Bence babam seni verecek, şifalı ot işi de yalan kesin Halil Ağa yı araştırmak için gitmiştir."
"Öyle mi diyorsun... hadi inşallah o zaman.
Aslında bende öyle düşünüyorum ot işini bahane etmiştir yani."Gazal birsüre daha kardeşinin yanında oturduktan sonra öğlen için hazırladığı aşın birazını mavi bir örtünün içine birazda ekmek ile koymuştu.
Bu gün Mâlik i ziyarete gidecekti ,kaç gündür ortalıkta görünmeyen adam için çok endişelenmişti.
Kardelene haber ederek evden çıktığında yol boyunca aklının bir köşesinde Halil Ağa ile evlenseler nasıl bir hayatları olacağını düşünmüş içi içine sığmadan Mâlik in yıkık dökük evinin önüne gelene kadar yüzündeki gülümseme eksilmemişti.
Eski evin kapısının kapalı olduğunu görünce iki adım ile kapının önüne gelerek iki kere çalmış hatta Mâlik e seslenmiş ama bir cevap alamamıştı."Mâlik nerdesin,bak sana yemek getirdim.
Mâlik?"Gazal elindeki bohçası ile evin arka tarafına doğru yürüdüğünde Mâlik'in evin ilerisindeki tek ama uzun kavak ağacının dibine yüzünü dizlerine gömerek oturduğunu görmüştü.
Gazal Mâlik'in geçmişinin ne kadar acı dolu olduğunu biliyordu, bizzat Mâlik kendisi anlatmıştı.Nenesinin bulduğu bir kız ile evlenmişti Mâlik,sonradan çok sevmiş karısını.Anlattığına göre de karısı da onu.Sonra karısı hamile iken Mâlik i zangin bir adam ile aldatmış hatta bir gece evden kaçmadan önce o adam adamlarına Mâlik i ölesiye dövdürtmüş.Arkasındaki kavak ağacına da bağlayıp gitmişlerdi.
Mâlik o geceden sonra aklını yitirmiş.
Ama hâlâ ilk günkü gibi aşık karısına, inanmıyor onu bırakıp gittiğine.Karısı ile kızı ile yaşadığını sanıyor çoğu zaman.
Gazal aklına gelenler ile göz yaşlarını tutamıyordu akıttığı her damlada Mâlik 'e bir adım daha yaklaşıyordu.
Mâlik'in tam önüne geldiğinde elindeki bohçayı ayaklarının dibine Mâlik 'in arkasını yaşlandığı ağca baktığında hızla
İki eli ile Mâlik'in kollarından kavrayarak kendisine bakması için uyarmıştı.
Mâlik kafasını kaldırıp da kendisine baktığında Gazal daha çok ağlıyordu artık.
Mâlik kafasını arkasındaki ağaca kaç kez vurdu ise anlından kanlar akmaya başlamıştı.
Ağaçta da aynı şekilde kan lekeleri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alageyik
General FictionAdı çıkmış bir kızdı Gazal güzelliği dillere destan. Bir eşkıya 'nın elinde solacak mı yoksa o dağlarda sekecek mi? Gazal & Mihrali