Bölüm şarkısı: Gülay: Aynalar
Bol beğeni ve yorum yapın lütfen arkadaşlar
Yaman 'dan...
Birkaç saat önce ellerimde olan ama şimdi soğuk bir yatağın üzerine bıraktığım kadının ellerime bulaşmış kanında dolaşıyordu gözlerim.
Kurumuştu tıpkı içimde yeşermeye başlayan bir fidan gibi , Nurbanu'nun hayatıma aniden girip beni kendine aşık etmesi ile başlayan bu savaşı yine onun aniden elimden kaçıp gitmesi ile kaybetmiştim.Hemde hiç savaşmadan...giderken yanında götürdüğü birçok şey olmuştu ama en önemlisi ise karnında taşıdığı bebeğim.
Artık olmayan bebeğim.
Beni varlığına bu kadar alıştırmışken onsuz kalan her bir anımda ne kadar darmadağın olduğumu da o gittiğinde anlamıştım.
Oturduğum yerden kalkarak önce dışardaki ibrikteki su ile elimde onadan bana kalan evladımın kanını yıkamış ardından da Nurbanu'nun kaldığı odaya geçmiştim.
Mahmut emmi elindeki bez ile Nurbanu'nun ateşini düşürmeye uğraşırken birkaç adımda onun yanına gelerek elindeki bezi elime almış onun yarım bırakmak zorunda kaldığı işe devam etmiştim."O iyi olacak Allah'ın izniyle kanamasını durdurdum ama sen ....seni pek iyi görmem Yaman."
"Ben nasıl iyi olurum ki şu saatten sonra Mahmut emmi, evladımı kaybettim ben hemde varlığını bile bilmediğim bir bebeği kaybettim ben."
Mahmut emmi oturduğu yerden kalkarak önce elini omuzuma birkaç kez vurmuş ardından da odanın köşesindeki sandalye ye geçerek oturmuş.
"Seni en iyi ben bilirim Yaman,vakti zamanında bende bir evlat kaybettim.
Gülsüm ile ilk çocuğumuzdu mutluluktan içim içime sığmıyor karımın dibinden ayrılmak istemiyordum.
Eh genciz tabi kanımız da deli akıyor,sonra beni bir köye çağırdığılar hastaları varmış hekim gerekliymiş.
Ben gitmek istemedim karımın doğumuna çok az bir zaman vardı çünkü ama benim hanım ne etti etti beni ikna etti bende hastası olan o köye yola çıktım.
Tam bir hafta sürdü oradaki işim eh yolda uzun olunca anca işte,neyse ben bir sevinçle geliyorum köye ama görme beni .
Eve bir girdim ki Gülsüm perişan halde ağlıyor gözlerim ilk karnına düştü ama karnı boştu.
Bebek nerede dedim, öldü dedi.Meğer doğumu çok zor geçmiş bebek te ölü doğmuş.Oğlanmış birde ,ben gelmeden bir gün evvel de götürüp gömmüşler zaten .
Ona bile yetişemedim ben.
O gece çok ağladım ama baktım karım benden de perişan dedim ki senin dayanman gerek Mahmut,senin karına sahip çıkman gerek.""Sonra ne yaptın peki."
Mahmut emmi yüzündeki acılı gülüş ile konuşmaya devam ettiğinde ben elimde kalmış bezi yanımdaki suyun içine bırakmıştım.
"Sevdim ... karımı o günden sonra daha fazla sevdim...o günden ötürü kendisini suçlu girmesin diye unuttum o günü eh tabi o da unuttu .
Zor oldu ama oldu bir şekilde yani Yaman oğlum seni kendi gençliğime benzetiyorum biliyor musun.
Senin şimdi ne kadar içinde yansa da karına sahip çıkman gerek.
Ona destek ol ki o da kendisini suçlamasın,oraya niye gittiğini biliyorsun .
O bizi ailesi belledi bizde onu , hem o yavruyu verende rabbim alanda .Nasıl verdiğinde bir hayır varsa aldığında da vardır bir hikmet."Mahmut emmi son sözleri ile oturduğu yerden kalkarak dışarıya çıktığında suyun içindeki bezi alarak suyunu sıkmış tekrardan Nurbanu'nun anlına koymuştum.
Çok geçmeden gözlerini açmaya başladığında yüzüme kondurduğum gülümseme ile ona bakmaya başlamıştım.
"Y-Yaman ...bebek."
Eli hemen karnına gitmişti, karnının üzerindeki elini tutarak avucumun içine aldığımdan gözleri beni bulmuştu.
Anlamıştı ve ağlamaya başlamıştı, dudaklarımı onun mis kokulu saçlarına bastırdığımda onun ağzından çıkan hıçkırık ile sarsılarak ağlamasına şahit olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alageyik
General FictionAdı çıkmış bir kızdı Gazal güzelliği dillere destan. Bir eşkıya 'nın elinde solacak mı yoksa o dağlarda sekecek mi? Gazal & Mihrali