beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)

seven

MAY ALLEN

Telefonum yaklaşık beş dakikadır çalıyordu. Ya da daha uzun? Ama kalkıp onu almak için çok tembeldim.Calum ve ben az önce yemeği bitirmiştik ve bir süredir 'pitch perfect' izliyorduk.

ikimiz de kalkmak istemiyorduk ve 'sonic' ile doluyduk üstelik annesinin teklif ettiği dondurmayı da kabul etmiştik.

''Maaaaay''. dedi Calum adımı uzatarak ağlayan bir sesle ''lütfen o tembel kıçını kaldır ve telefonuna bak.''

Ona suratımı astım '' Ama calummmmmm '' onun sesini taklit ettim ''kalkmak istemiyorum.''

''eğer ben kalkıp telefonuna cevap verirsem, iki saattir seni arayan kişiye penisim hakkında bir şeyler söylemekten çekinmeyeceğim.'' Diye benimle iddialaştı.

''uughhh'' diye inledim,ve kalktım. Kalkıp televizyonun önünde duran telefonumu aldığımda sırıttı.onu film seçerken oraya bırakmıştım.

Sadece annem arayıp tampon yada başka bir şeye ihtiyacım var mı diye kalkmaya karar verdim.Telefonumu elime alır almaz tekrar titremeye başladı ve arayan numara isminde babamın ismi çıktı.

''siktir!'' dedim saate baktığımda.

Sokağa çıkma yasağımı bir saat geçmişti.

''calum kes sesini!'' dedim o iğrenç bir şekilde filme gülerken.

''alo?'' dedim tereddütle.

''May!'' diye bağırdı.

''selam babacığım'' dedim mümkün olduğunca masum bir şekilde.

Calum merakla kaşlarını kaldırdı.

Babam diye dudaklarımı kıpırdatarak konuştum o da başını salladı.

''neredesin? Anne ile ben meraktan öldük!'' dedi,sesindeki kızgınlık açıkça fark edilebilirdi.

''özür dilerim baba anneme mesaj attığımı sanmıştım?'' dedim şaşırmış gibi yaparak.

Birden calum seslice esnemeye başladı ,yanına koşup sesini boğmak için ağzını kapatmaya çalıştım.

''May? O da ne?'' diye sordu babam.

''uh,sanırım sarena'nın köpeği karın ağrısı çekiyor?'' dedim açıkça yalan söyleyerek.elim ağzının çoğunu kapatmış sesi boğuyordu.

''onun köpeklere alerjisi vardı sanıyordum?'' diye sordu.

''köpek mi dedim ben ?'' calum'un ağzını elimle kapatmaktan dikkatimi kaybediyordum. ''kedi demek istemiştim.''

Calum birden beni yanlarımdan tutup gıdıklamaya başladı.onun tutuşundan kurtulmaya çabalarken bir yandan da telefonu kulağımda dengede tutmaya çalışıyordum.babam o sırada maillerim hakkında bir şeyler söylüyordu.

''uh, efendim baba ne dedin?'' nerdeyse koşarken hala calumdan kaçmaya devam ediyordum. calum beni aniden yakalayıp tuttu.

Minnettar bir şekilde gülümsedim. geri gülümsedi ama gülümsemesi hemen bir sırıtmaya döndü beni tekrar gıdıklamaya başladı. bende çığlık atarcasına gülüyordum.

O da biraz kıkırdıyordu.birden sallanmaktan ve hareket etmekten dengemi kaybettim ve onun kucağına düştüm.birden nefesi kesildi ve suratım birden düştü.ben kalkacakken beni arkamdan kucaklayıp kalkmamı engelledi.

''senin adına bir paket geldi.'' Dedi babam dikkatimi çekerek ve neredeyse arkadaşımı öldürürcesine çarptığımı unutturarak.

''ne?'' dedim yarı korku yarı hevesle. İki ya da üç aydır hayalimdeki New York üniversitesinden bir şeyler bekliyordum.