önce calum'un seni seviyorum demesine olan tepkilerinize bir yorum yapmak istedim ..şimdi şöyle bir kere bu kelimeleri söylemek çok zor yani en azından benim için şahsen ben sınıf arkadaşıma şakasına bile diyememiştim..söylerken on kez yamuldum falan neyse...bir de o kadar öpüşüp koklaştılar falan ama biliyorsunuz ki onların ilişki anlayışı bizimkinden biraz farklı...
CALUM HOOD
Sıkıcı kelimesi hissettiklerimi açıklamak için az kalıyordu.son iki gündür tek yaptığım birkaç parça kıyafetimi ve çorabımı çekmeceme kaldırmak ve onun haricinde de şahin gibi telefonumu gözetlemek olmuştu.bura ve new york arasındaki saat farkı yalnızca bir saat'di.bu da demek oluyordu ki may ile her zaman konuşabilirdik.
O ne zaman arasa ben uyuyordum ama tanıdık zil sesimi duyunca kalkıyordum.hiç bir zaman tüm gün konuşamamıştık çünkü her zaman yapacak bir işi oluyordu.işini ya sabah ya da akşamları hallediyordu.ama onu akşamları aradığımda nerdeyse yarı uyuyor oluyordu ama her zaman benim için biraz daha oturmayı teklif ediyordu. Telefonumu zil sesiyle kulaklarım havaya dikildi.
May'in olmadığını görünce homurdandım.yabancı bir numaraydı. ''alo?'' dedim monoton bir sesle.
''calum?'' tanımadığım bir ses konuştu,bir erkekti.
''evet kiminle konuşuyorum?''
''michael'' birden tüm vücudum kasıldı.
''beni neden arıyorsun?'' dedim hemen.
''seni lanet sik kafalıyı ondan uzak durman konusunda son kez uyarmak için.'' Adını söylemesine gerek bile yoktu.
''yapamam.''
''umrumda değil.yapamadığından değil bunu yapacaksın. Küçük kız kardeşimin senin gibi küçük bir bok parçası tarafından kırılmasına izin vermeyeceğim.'' Sesi kısık ve öfkeli geliyordu.
Siktir hayatım neden sadece basit olamıyordu?
''michael yemin ederim bu bir daha olmayacak.'' Dedim hemen artık bu konuyu bırakmasını umarak.
''eğer önümüzdeki iki hafta içinde aranızdaki şeyi bitirmezsen ona kendim söyleyeceğim.anladın mı?'' ve telefonu suratıma kapattı.
Bu kadardı.bunun üzerine tartışılamazdı.michael onu öylece terk etmemi istiyordu,ama yapamazdım.onun için deliriyordum.ama hayatımın bu parçasını ona anlatmaya hazır değildim.kaçıp gidebilirdi.sonra ne olacaktı?
Ona aşık mıydım onu bile bilmiyordum.nasıl bir his olduğunu bilmiyordum ki.bir dokunuş ile her yerinin alev alması mıydı? Yoksa onu her gün yanında olmasını istemek mi? Birilerine sormam gerekiyordu ama kime sormam gerektiğini bilmiyordum.
İki seçeneğim vardı.ya ona anlatacaktım ve o kalacaktı yada çenemi kapalı tutacak ve gerçeğin ortaya çıkıp beni kıçımdan ısırmasını bekleyecektim.
--
MAY ALLEN
Duştan çıktığımda michael'ın sinirle telefonda konuştuğunu duydum.hızlıca üzerimi giyinip saçımı kurutmak için bir havlu aldım ve çıktım.
''anladın mı?'' dedi telefonu kapatmadan önce.
''woah'' sesim ile yerinden sıçradı.'' Kiminle o şekilde konuşuyordun?''
Hotelin camından dışarı baktı. Luke ile de aramız biraz soğuktu ama onun şu an ne düşündüğünü bilmiyordum.
''umi vienna ile.kredi kartımla bir şeyler almak istiyordu da ona almamasını yoksa batacağımızı söyledim.'' gülüp ellerini ovdu. Bu gerzekler bana yalan söylemeyi bırakmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)
Fanfiction''seni güzel hissettireceğim'' May sadece sıradan bir genç kız. Pekala büyük uyluk ve geniş kalçaları olan sıradan bir genç kız. Kendine hiç güvenmiyor ve ailesi ve iki yakın arkadaşı hariç pek kimseyle konuşmuyor.ama kendine güvenen bir kivi onun h...