twenty nine

982 63 51
                                    



CALUM HOOD

sarena ve maritza bir saat sonra geldi.gelirken trafiğe takılmışlardı.may'in kardeşlerini selamlayıp bana sarıldıktan ve mali'ye kendilerini tanıttıktan sonra liz ve andrew'un yanına oturdular.

Sabırsızlıkla oturmuş bir haber için bekliyorduk.ama hiç bir şey yoktu. Beklerken üç saat geçmişti.

Ben ,andrew ve michael sayısız kez resepsyona gitmiş ve sormuştuk ama oradaki kız aptal pembe rujlu dudaklarını büküp her defasında "doktorlar ellerinden geleni yapıyor.lütfen bekleyin."

Sikik dört saat olmuştu seni gerzek kadın.sonunda ayağa fırlamış kadın aynı şeyi beşinci kez söyleyince elimi resepsiyona vurmuştum. Başka insanlar bana bakıyordu ama umursamadım.

" bana orada sevgilime neler olduğunu anlatamk zorundasın! " diye bağırdım sonra küçük aynasını işaret ettim. " aynaya baktıkça güzelleşmeyeceksin o yüzden şu lanet işini yap ve şuraya gir" çift kapıları gösterdim. " ve hayatımın aşkına ne olmuş onu öğren!"

Sesim sona doğru kırıldı ve hıçkırdım.
"Lütfen ona bir şey olmasına izin vermeyin.o benim her şeyim onsuz ne yaparım bilmiyorum.sadece " birinin arkamı sıvazladığını hissettim. " içeri girip neler olduğuna bakın ,lütfen."

Daha fazla dayanamadım.bu ikinci krizimdi.ama bunu daha fazla yapmazdım ne may'e ne ailesine ne de kendime.

"Hadi gel cal" dedi mali beni kollarımdan tutup. Artık ikinci evim haline gelen bekleme odasına geri döndük. Resepsyon masasına baktıgımda kızın gittiğini gördüm ve kapının kapanma sesi ile arka tarafa gittiğini anladım. Bir kaç derin nefes alıp sakinleştim.

Bir el omzuma değince başımı kaldırdım.andrew bana bakıp gülümsüyordu.

"Teşekkür ederim oğlum." dedi .ona baş salladım.

Bir kapı açılma sesi duyuldu ve hepimiz başımızı çevirirken oda birden sessizleşti.herkes nefesini tutarken içeri beyaz önlüklü yakasında gözlüğü olan bir adam girdi." may allen."

Hemen ayağa kalkıp doktora yaklaştım ve herkes peşime takıldı. Hepimizi süzdükten sonra boğazını temizledi. "Anne ve babası?" gri saçı konuşurken biraz kıpırdandı.gözden kaçmayan büyük bir keli vardı.

Liz ve andrew ellerini kaldırdı ve doktor ile el sıkıştılar.

"Ben doktor sparks tanıştığıma memnun oldum.kızınıza gelince-"

"Kısa keser misiniz ! O iyi mi değil mi?" dedi sabırsızca sarena.

Liz sarenaya bir bakış atarken o bakışlarını doktora dikmiş bir cevap bekliyordu.siktir, onu suçlayamıyordum.

"O iyi" hepimiz derin bir nefes verdik.başka bir yükten kurtuldum ama bu yük çok daha büyüktü. "Ama oldukça yaralanmış"

"Ne kadar kötü?" diye sordu michael.hepimiz ona dönerken tekrar doktora döndük.

"Bir bacağı kırık, bir kolu da aynı şekilde, belki bir de kırık bir kaburga ve tüm camlardan kaşı kesilmiş." elindeki dosyaya bir göz attı." bu bir ya da iki hafta dinlenme demek.ne kadar çabuk iyileştiğine bağlı."

"Şükürler olsun" diye ağladı liz.hepimiz gülümsedik.

"Onu görebilir miyim?" dedim doktor başını salladı.
"Annesi ve babası izin verirse."

Liz ve andrew 'a döndüm. "Tabi ki " dedi liz bana sarıldıktan sonra beni itekledi. "Senin için de sorun değilse." dedim michael'a dönerek.

Gülümsedi "daha sonra konuşacaklarımız var."

beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin