Geri sayım başladı..başında yıldız var ona göre okuyun ..
3 yıl sonra
MAY ALLEN
sonunda colombia dana aldığım paketi açtığımda hemen eşyalarımı toplamam gerekti.calum'a sôylemeye korkmuştum ama kardeşlerim beni zorlamıştı.calum da gece okuluna kayıt olmuş ve ben nereye gidersem oraya geleceğini söylemişti.
dürüst olmak gerekirse bu bana birinin söyleyebileceği en tatlı şeydi ve onu sıkıştırıp öpmekten kendimi alı koyamamıştım.
şimdi ise üç yıl sonra ben üniversitedeki üçüncü senemi bitirirken calum ikinci senesini bitirmişti.ne kadar çok uğraştığımı görünce o da baş vurmuş ve kabul edilmişti.
kahvaltılarda her zaman kendi kahve içerken bana portakal suyu alırdı.şimdi de ben onun yan profilini incelerken o kendine kahve bana da portakal suyu sipariş ediyordu.camdan new york'un kar ile kaplı görüntüsü gözüküyordu.
kış burada hafife alınacak bir şey değildi.ben baştan aşağı kat kat kıyafetlerle örtülüyken calum sadece yeni saçını örten bir şapka takıyordu.saçının önünde yer yer sarı röfleler vardı.
eve elinde bir poşet boya ile gelip bana sorduğunu hatırlayınca gülümsedim.ben lavabonun üzerine oturup ellerime plastik eldiven geçirmiştim.elimde de bir şişe sarı boya vardı.
"bunu yapmak istediğine emin misin?" diye bağırmıştım evin içinde all time low çalarken.
"evet bebeğim." deyip ağzıma bir öpücük bırakmıştı.alt dudağımı dişleyip parmaklarımın arasında duran bir kaç saç tutamına boyayı sıkmaya başladım.
on dakika sonra saçı gayet güzel görünüyordu.kendimi tutamayıp onu öpmeye başlamıştım ve sonumuz yatakta bitmişti.
mermer masanın üzerinde duran telefonum seslice titeremeye başlayınca daldığım anı birden silindi. ben kızarırken calum bana dönüp güldü çünkü insanların çoğu bana bakıyordu.
michael'ın görüntülü aradığını görünce kalbim pır pır etti.cünkü kimin aradığını biliyordum.
"ava!" diye ciyakladım ama ekran siyahtı.
"lanet olsun! ava ağzına sokmayacaksın!" diye güldü michael. sonra ailesi ile ekranda gözüktü.
vienna omzuna vurdu."sana kaç kez onun yanında düzgün konuşman gerektiğini söyleyeceğim!"
michael ona kızgın gözlerini dikerken vienna da altta kalmıyordu.
"hey hala burayım!" el salladım.
vienna eğilip michael'ı öperken ava sevinçle çığlık attı.
"iğrenç!" dedim biraz sesimi yükselterek. bir kaç kişi bana dönüp baktı.
"o may mi?" diye sordu birisi uzaktan.michael göz devirdi." evet özel biri değil!"
"hey!" dedim dilimi çıkarıp"en sevilen olduğum için kızgınsın."
"şaka yapıyorum benim!" dedi luke ve yüzünü kameraya soktu.
"waow şimdi sivilcelerin neyden bahsettiğini görebiliyorum" diye alay ettim.
"sana söylemiştim ama sadece yakından bakınca gözüküyor." şimdi de staphanie gözüktü.
"heyyy" dedi luke surat asarak.
"seni seviyorum." dudaklarını luke'un dudaklarına bastırdı.
stephanie calum'un dondurmacıda gördüğü kızdı.biz luke 'un yanına gelmeden hemen önce.geçen yaz bir enrique iglesias konserinde tanışmışlardı.luke yeni arkadaşlarıyla gitmişti ve stephanie de kendi arkadaş grubuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)
Fanfiction''seni güzel hissettireceğim'' May sadece sıradan bir genç kız. Pekala büyük uyluk ve geniş kalçaları olan sıradan bir genç kız. Kendine hiç güvenmiyor ve ailesi ve iki yakın arkadaşı hariç pek kimseyle konuşmuyor.ama kendine güvenen bir kivi onun h...