thirteen

1.3K 90 31
                                    


MAY ALLEN

Geri dönmedim. Dönemedim. Yoluma devam ettikçe calum'dan gittikçe kopuyormuş gibi hissettim. Sanki her şeyi arkamda bırakıyormuşum gibi. Ama bir parçam geri döneceğimi biliyordu.

Denny's in park yerine girdim ve sarena'nın arabasını her zaman park ettiğimiz yerin arkasında park edilmiş bir şekilde gördüm. Tek istediğim en iyi arkadaşımın rahatlığıydı. Aslında bana onu öyle bıraktığım için delirmiş olduğumu ve salak olduğumu söyleyecekti biliyordum.

İçeri girdim ve en yakın iki arkadaşımı gördüğümde neredeyse olduğum yere çökecektim. Ama onlara doğru yürürken duruşumu bozmadım. Buraya ilk geldiğimizden beri oturduğumuz masaya oturmuşlardı. İkisi acele ile yanıma geldiklerinde göz yaşlarım tekrar akmaya başladı.

''ne oldu?'' diye sordu maritza hepimiz oturduktan sonra.

''sadece demin her şeyi acayip bok ettim'' diye ağladım. Saçlarıma asıldım ve birden hepsini çekiştirme dürtüsü ile doldum. Başımı masa'nın üzerine yatırdım.

''hey , hey etmedin.'' Dedi sarena bana biraz yaslanıp başımı okşayarak.

Ama ettim düşünmeden edemiyordum. Bu benim normal bir genç kız olmam için mükemmel fırsattı. Neden birden insanların ne düşündüğünü umursuyordum ki? Belki insanlar calum'a kilolu bir kız ile çıktığı için boktan yorumlar yapacağı için. Daha iyisini bulabileceğini söyleyecekleri için.

Bunu istemiyordum , kesinlikle bunu yaşamasını istemiyordum. Şu an başka biri olmak için mükemmel bir zamandı. Daha zayıf ve daha güzel biri. Sadece calum kadar güzel olan biri.onunla mücadele edebilecek birilerini hak ediyordu. Destekleyebileceği birilerini.

Benim daha zayıf olma ve calum ile birlikte olma düşüncesine sadece gülümsedim.

''bebeğim , ne düşünüyorsun?'' diye sordu sarena düşüncelerimi bölerek.

Sabah sürmeyi denediğim ama ilk denemede burnuma sonra göz kapaklarıma bulaştırdığım maskarayı gözlerimi kurulayarak daha da bulaştırdım.'' Bu sikik evren'in tamamen haksızlık ile dolu olduğunu ve isa'nın bir sürü boktan zihinsel yargılamaları koyduğunu.'' ( hikaye'nin aslı böyle olduğu için çevirdim ama küçük bir not düşmek istedim tabi ki hz. İsa 'ya hristiyanların inandığı şekilde inanmıyoruz)

İkisi de hafifçe güldü. ''doğru'' diyerek katıldı. En iyi arkadaşlarımla gülmek göğsümdeki ağrıyı biraz hafifletmişti.

''peki , bize ne olduğunu anlatmak ister misin?'' diye sordu maritza dikkatlice.

Er ya da geç öğreneceklerdi.

''calum benden hoşlanıyor.'' Dedim.

''ne !'' dedi sarena maritza ''hayır!'' derken. İkisi de alay edercesine cevap verdi. İkisi güldüğünde gözlerimi devirdim.

''ama aww. Bu çok tatlı. Bu neden kötü bir şey?'' sarena sordu.

''çünkü birbirimize uymuyoruz ( ait değiliz) '' dedim öfkelenerek.

''ne demek istiyorsun?'' maritza bana bakıp kaşlarını çattı. Kucağımdaki parmaklarımla oynamaya başladım.

''may'' sarena parmağını şaklattı. '' dökül'' dedi.

''ben şişmanım!'' dedim. '' nasıl uyacağız ki birbirimize! Bu asla olmaz! İnsanlar bizi sadece yargılar! İnsanlar ona kendinden dört kat daha büyük biri ile çıktığı için boktan yorumlar yapacak. O kollayacağı birilerini hak ediyor. Hiç zorlanmadan kollarını etrafında sarabileceği birilerini.o sadece... mutlu olmayı hak ediyor.'' Gözyaşlarım tekrar akarken göğsüm içeri göçüyormuş gibi hissediyordum.

beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin