### Bir Askerin Zorlu Geçmişi ve Ailesi
Ben 17 yaşıma kadar çok kötü bir ailede büyüdüm, çok zor şeyler yaşadım. Daha 5 yaşındayken önümde birçok çocuk öldürüldü, etrafımda bombalar patladı. 17 yaşıma kadar Allah'ın her günü dayak yedim ama yine de yıkılmadım. 17 yaşında evden kaçtım ve hayatımın kahramanı, o zamanların Tuğgenerali Ahmet Altun'la karşılaştım. Şimdi ise babam Ahmet Altun, tümgeneral. Bir de babamın çok sevdiği bir yeğeni var, adı Selman. Selman'la çok yakın arkadaşızdır, o benim her şeyimdir. 17 yaşımdan sonra onlar bana aile oldular. Selman da asker, yüzbaşı. Onlara bir şey olmaması için elimden gelen her şeyi yaparım, çünkü onlar benim tek ailem.
Albay bana bir hafta tatil vermişti. Bu süre zarfında evde dinlenecektim. Hızlıca eve gittim, sıcak bir duş aldım, daha sonra üstümü giyindim: krem tonlarında bir tunik, siyah pantolon, ve başıma siyah penye şalımı yaptım. Daha sonra Selman'ı aradım, dört yıldır bana ulaşamıyordu ve beni bitirecekti. Açtığımda hemen bağırmaya başladı:
- Kızım sen dört senedir neredesin? Kaç kere aradım haberin var mı? Seni hiç mi merak etmedim? Göreve gittiğini söylemez misin? Şehit oldun sandım ya! Tamam ne günler yaşadım, biliyor musun? Senin ne kadar ağladım, yıkıldım, psikoloğa bile gittim. Bir kere bile aramadın!
- Biliyorum, haklısın ama söyleyemezdim, gizli görevdeydim. Ben istemedim mi sanıyorsun seni aramayı? Müsait misin, geleyim mi konuşalım her şeyi?
- Dur dur dur, yarın var mı? İyi misin, hastaneye gittin mi?
- Hayır, bir şeyim yok merak etme. Aynı evde misin, taşındın mı? Geleyim oraya.
- Yok taşımadım, gelince çok güzel görüşeceğiz haberin olsun.
- Tamam tamam, geliyorum, merak etme. Hadi kapatıyorum, bye bye.
Hızlıca yola çıktım, Selman'ın evine doğru gidiyordum. Eve geldiğimde büyük ihtimalle ilk yumruğunu yiyecektim, çünkü Selman duygularını dışa vuran biriydi. Kapıyı çaldım, Selman hızla açtı ve bir yumruk attı, durdurmadım. Normalde durdurabilirdim, ama bu onun öfkesiydi. Bir yumruk daha, bir yumruk daha derken yüzümün acısına dayanamadım ve bağırdım:
- Selman dur artık, yüzümü mahvettin!
- Salaksın kızım, sen nasıl haber vermeden gidebilirsin? Hiç mi düşünmedin arkanda bıraktıklarını? Düşünmedin mi Selman ne hale gelir, neler yaşar diye? En azından bir mesaj yazarsın ya! Hadi gizli görev, babama söyleseydin ya! Babamdan haber alırdım. Kızım, seni açığa falan mı çıkaracaklar? Gizli görevde olsan bile söyleyebilirdin.
- Sen ne sanıyorsun? Hiç mi vicdan azabı çekmedim mi sanıyorsun? Ne yapsaydım, gizli görevi bırakıp sana mı haber verseydim? Biliyorum, sen kimseye söylemezdin ama yapamazdım, üstlerden emir böyleydi. Sen benim tek arkadaşımsın, sana söylemeyeceksem kime söyleyeceğim? Kimseye haber vermedim, tümgeneral olan babam bile bilmiyordu.
- Tamam, neyse gel beraber bir film gecesi yapalım, unutalım olanları. Ama bir daha haber vermeden göreve falan gitmek yok, anlaştık mı?
- Anlaştık, anlaştık.
### Operasyon ve Yaralanma
Bir hafta sonra
Bir haftayı arkadaşım Selman'la beraber geçirmiştim, sonuçta benim ailem oydu. Bana garip imalarda bulunan biyolojik ailemle geçirecek değildim ya. Neyse, bugün operasyon vardı. Hızlıca hazırlandım, sadece Selman'a haber verdim. Zaten Selman'ın babası albaydı, biliyordu. Babam ise her türlü haberi olurdu.
İki dağ arasında bir silah kaçakçılığı yapılacaktı. Onu durdurmamız gerekiyordu. Eğer durduramazsak büyük sonuçları olacaktı. Yani ya durduracaktık ya durduracaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara (Gerçek Ailem)
General FictionAden tsk da bir asker . Kıdemli binbaşı . Yeni tayin yerinde gerçek ailesi ile yanısıra ne olur hadi hep birlikte öğrenelim