-
HAYALET TİMİ : İKIZ KARDEŞKERİN KARŞILAŞMASI--3 gün sonra
Karargaha gelmeyi büyük ısrarlarım sonucu Albayı ikna ettim. Bu üç günde yaralarım epey iyileşti. Bir de yeni bir üsteğmenin timimize katılacağını öğrendim. Şu anda sabah altıydı ve timim önümde sıralanmış içtimaya hazırdı. Önce hepsini karargahın etrafında 100 tur koşturdum, daha sonra ise 500 şınav ve mekik, ayrıca 250 ikili barfiks çektirdim.
Daha sonra hepsine duş almalarını söyledim, ardından hep beraber yemekhaneye geçtik. Yemek yerken yanımıza bir er geldi.
- Er Kemal Şenkaya, Hakkari. Komutanım Albay sizi ve timi bahçeye bekliyor, yeni üsteğmen gelmiş.
- Tamamdır aslanım, biz hemen geliyoruz.
Ben önde, tim arkamda bahçeye çıktım. Bir iki metre ötemizde Albay vardı, hızlıca yanına gittik ve temsil verdik. Albay konuşmaya başladı:
- Evet, hayalet timi, yeni üsteğmeniniz geldi. 5 dakika içinde burada olur.
Bir iki dakika sonra yüzü peçeli, kamuflajı olan bir asker geldi. Ben timin arkasındaydım, gelen asker beni görmüyordu, gözleri tanıdık geliyordu ve Albay konuşmaya başladı:
- Evet, hayalet timi, bu yeni üsteğmen. Siz ne kadar deliyseniz, o da o kadar deli. Tabii ki kimse delilik konusunda komutanımızı geçemez, ama genelde var bir şeyler, neyse asker temsil ver!!!
- Üsteğmen Aren Sarıkaya, Mardin. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
Ne!!!!!
Nasıl!!!!!!
Ama niye!!!!
Türkiye'nin o kadar timi varken, Türkiye'yi geçtim, Mardin'de (arkadaşlar, tayin yerini yazdım mı ya da gittiği yeri söyledim mi hatırlamıyorum, ama Mardin'e tayine çıktı ve şu anda orada) o kadar tim varken, bizim time bana sürük muamelesi yapan ikizim mi düşmüştü? Yok artık!
- Binbaşı Aden Altun, Adıyaman. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
- Yüzbaşı Alpaslan Türkeş, Mersin. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
- Üsteğmen Mert Ortak, Bolu. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
- Teğmen Yiğit Yıldırım, İstanbul. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
- Asteğmen Ateş Ten, Samsun. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.
Aren beni görünce önce şok geçirdi, gözlerinden önce gurur sonra ise iğrenerek bakmaya başladı. Büyük ihtimalle aklından benim torpille bu noktaya geldiğimi ve askerliği ihtiyacım olmayan, ihtiyaçlarım için seçtiğimi düşünüyordu. Neyse, başkalarının düşünceleri umurumda bile değil.
Albay gittikten sonra seslice konuşmaya başladım:
- Ben Binbaşı Aden Altun, bu timin tim komutanıyım. Düşüncelerinin aksine torpille ya da para ile bu rütbeye gelmedim. Girdiğim özel görevler sayesinde buralardayım. Ayrıca ben bu mesleği ihtiyaçlarım için değil, vatan için seçtim ve çok çalıştım. Senin aklından neler geçtiğini bilmiyorum, ama ben kişisel hayatımı mesleğime ve askerlerime yansıtmıyorum. Aynı hassasiyeti senden de bekliyorum. Unutmadan, mesleğimi ailemden ya da akrabalarımdan duyarsam, ki bu olasılık bile değil, cezalandırmalardan çekinmem.
Tim niye böyle bir konuşma yaptığımı merak ederken, Aren konuştu:
- Ne dersen de, gerçekler malesef gerçekler, değişmiyor Aden hanım. Burada olmasa bile başka yerlerde yaptığını biliyorum. Ve ayrıca gerçek yüzün elinde sonunda ortaya çıkacak, bende kişisel hayatımı mesleğime yansıtmayan biriyim, emin olabilirsiniz komutanım.
- Eğer istersen, ki büyük ihtimalle benim gibi bir pislik ile olan başını anlatmak istemezsin, karakterini ve neden böyle konuştuğumun tim arkadaşlarına anlatabilirsin. Emir e itaatsizlik istemiyorum, eğer yaparsan herkes için geçerli olan kuralım, ASKERLİĞİNİ yakarım, bilesin. Size iyi eğlenceler.
Hızlıca odama gittim, masamda onlarca dosya vardı ve hepsini bitirmem gerekiyordu. Büyük ihtimalle 5 saatimi falan alırdı.
Arenden
Bugün Albay beni aramıştı, yeni timde atanacağımı ve karargaha gelmemi istemişti. Tim komutanı hariç diğer arkadaşlarımın siciline ve ismine ulaşmıştım ama tim komutanının dosyasına Tümgeneral ve üstleri görebiliyormuş, o yüzden ulaşamamıştım. Hızlıca karargaha gittim, önümde dosyalara baktığım dört kişi duruyordu, arkada ise diğerlerine göre kısa, ortalama bir 80 boyunda biri vardı, ama sanki kadındı, baş örtüsü vardı. Ne yani, tim komutanı kadın mıydı?
Hayalet timi yeni bir tim değildi, ama şimdiye kadar çok kez tim komutanları değişmişti. Timin çok deli olduğunu duymuştum, ama tim komutanları söylenenlere göre onlardan kat kat daha deliydi. Daha sonra Albay, her zamanki gibi timin deli olduğundan bahsetti, daha sonra ise temsil vermemi istedi.
Hızlıca temsil verdim ve karşımdaki kişilere baktım, arkadaki kadının yüzünü hala görmemiştim. Sonra tim temsil vermeye başladı, arkadaki kadın öne geçti ve temsil verdi. Duyduğum isim beni şoka uğrattı, gördüğüm yüz ise bunu kanıtlar niteliğindeydi.
Binbaşı Aden Altun
Bu bizim sürtüklüğünden başka bir iş yapmadığını söylediğimiz biyolojik ikizindi. Ne yani, asker miydi? Hem de binbaşı? Onunla önce gurur duysam da, sonra buralara torpille gelip gereksiz sebepler ile bu mesleği düşündüğüne dair düşünmeye başladım. Sonra Aden konuşmaya başladı.
Onun düşüncelerinin aksine, torpil ile buralara gelmediğini, girdiği gizli ve özel operasyonlar sebebiyle buralarda olduğunu söyledi. Daha sonra aklımı okurmuşçasına bu mesleği vatan için seçtiğini, kişisel hayatını askerliğine yansıtmadığını ve aynı şeyleri benden beklediğini söyledi.
Ayrıca onu bir pislik gibi gördüğümü belirtip aramızdaki konuşmanın sebebini tim arkadaşlarına anlatabileceğini söyledi.
Ben de ona gerekli karşılıkları verdim. Bu, benim askerlikten muaf olmama sebep olabilirdi. O ise mesleğimi aileme söylememi söylersem eğer sonumun kötü olacağını söyledi. En fazla ne yapabilirdik?
O gittikten sonra silah arkadaşlarımla biraz sohbet ettim, ama bu sohbetimizin sebebini açıklamadım. Bir süre sonra onların yanından ayrıldım ve karargahın en ücra köşesinde olan banka oturup düşünmeye başladım. Belki de biz Aden'i suçluyorduk, belki de dediğimiz gibi biri değildi. Bu düşünceler altında ezilirken, Aden'in asker olup vatanına aşık biri olabileceği aklıma geldi ve ona bir şans vermeye karar verdim, tabii o da kabul ederse...
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara (Gerçek Ailem)
General FictionAden tsk da bir asker . Kıdemli binbaşı . Yeni tayin yerinde gerçek ailesi ile yanısıra ne olur hadi hep birlikte öğrenelim