*Han ağzından*
J- Koşsanaaa biraz hızlıı!!
Jeongin beni kolumdan tutmuş okula götürüyordu. Jeongin normalde hep geç gelirdi ama dün ona anlattığım şeyden dolayı sabahın köründe evimi basmıştı. Salak bu çocuk off.
H- Yavaşla.
J- Ben böyle bir durumda nasıııl yavaşlarıımm!!
Okulun önüne geldiğimizde içeri girdik ve merdivenleri çıktık. Bir kaç kişi - özellikle Mino'nun yakın arkadaşları - bana tuhaf bir şekilde bakınca neden bilmiyorum ama ceketimin kapüşonunu kafama geçirdim. Sınıfa girdiğimizde Minho ve Changbin bize bakıyordu. Biz sınıfa girer girmez Minho sırasından kalktı ve bana bakmaya devam ederek konuşmaya başladı. Sesinde alaylı bir ton vardı.
M- Ben gidiyorum buranın havası bozuldu...ARAMIZDA BAZI DUYGUSUZLAR VARDA.
Başımı öne eğdim ve sırama geçtim. Jeongin de yanıma oturdu.
J- Vay amına koyayım.
Kapüşonumu başımdan çıkardım ve ellerimle oynamaya başladım. Gözlerim dolmuştu.
H- Jeongin...ben duygusuz muyum?
J- Hayır saçmalama...sen benim tanıdığım en duygusal kişisin.
H- Ama M-minho..
J- Sırf çıkma teklifini reddettin diye yapıyor bunu boş ver.
H- Umarım öyledir.
J- Öyledir boş ver sen.
Zilin çalmasına az kalmıştı ve ilk ders bedendi. Jeongin ile soyunma odasına gittik ve üstümüzü değiştirdik. Kış olmasına rağmen mavi bir şort giymiştim çünkü neden bilmiyorum ama hızlı terliyordum. Şort giymek en iyisiydi. Üstümü ise değiştirme gereği duymadım. Her zaman giydiğim ve bana büyük olan gri ceketle kaldım. Jeongin ise beyaz tişört ve pembe eşofman giymişti. Ayy yerim ne tatlı duruyor.
En alt katta kış için kullanılan baya büyük bir spor salonu tarzı bir yer vardı. Voleybol sahasıda vardı ve voleybol oynamayı çok seviyorumm.
Hepimiz sıraya girdik ve hocanın gelmesini bekledik. Felix siyah giyinmişti, çok yakışıklıığğ.
Minho içeri girince bana sert bir bakış attı. Bir an ürperdiğimi hissettim. Sanki Jeongin yanımda olmasa bana dalacak aq. Minho da siyah giyinmişti, siyah şort ve siyah tişört...ıyy siyah ona hiç yakışmamış çok çirkiinnn.
Hoca geldi ve bizi serbest bırakacağını söyledi. Herkes dağılınca Jeongin voleybol topuyla yanıma geldi.
J- Gel voleybol oynayalım.
H- Tamam.
Kenara geçtik ve voleybol oynamaya başladık. Oyuna kendimi kaptırmıştım. Top bana gelince hızla manşet attım. Tam karşımızda olan Minho'nun yanında durdu top. Şansımın ben amk. Changbin ve Minho bize baktılar.
H- Minho topu atar mısın?
Minho ayağının ucundaki topa baktı ve sırıttı. Topu eline alıp yanımıza geldi, Changbin de onu takip ediyordu.
M- Bende oynamak istiyorum.
J- Minho ve voleybol mu PUAHAHHAHA.
Minho, Jeongin'e sert bir bakış atınca Jeongin sustu.
M- Jisung geç karşıma.
Minho'nun karşısına geçtim. Oynamak istemiyorum ben, ne diyicem şimdi, off.
H- Minho ben-
M- İlk kim başlasın?
Beni dinlemiyor bile, neyse en fazla bir tur oynar gider.
H- Sen başlat.
Minho gülümsedi ve topu havaya kaldırdı.
H- Minho öyle değil.
Sert bir şekilde topu bana attı. Karnıma gelmişti. (Smaç gibi)
H- Ahh!
Karnımı tutup dizlerimin üstüne oturdum, Jeongin bağırdı.
J- Minho neden bunu yaptın ki şimdi!
M- Öylesine, canı biraz acısın...kalp acısı kadar kötü değil ama neyse :D
J- Çok kötüsün!
M- Bilmiyordum..Neyse Changbin topu getirir misin?
Jeongin yanıma geldi.
J- Jisung iyi misin?
H- Ben...ben..
Karnımı tutup ayağa kalktım, yine gözüm dolmuştu. Changbin topu Minho'ya verdi.
M- HADİ BİR EL DAHA OYNAYALIM.
Jeongin beni bırakıp yanımdan ayrıldı. Aramıza girmek istemiyordu. Bende girsin istemem, onunda canı acımasın benim gibi.
H- Minho oynamasak olur m-
M- Başlıyorum.
Topu eline alıp sert bir şekilde bana attı. Elimle yüzümü kapattım. Top koluma gelmişti, kolum sızlıyordu. Changbin topu getirip Minho'ya verdi.
H- Y-yapma!
Yine sertçe bana attı, ben çok zeki olduğum için topu tutmaya çalıştım tabii. Ama topu tutayım derken top bileğime isabet etti. Acıyla inleyip bileğimi tuttum. Jeongin küfür edip yanıma geldi.
J- Minho tamam..bu kadar yeter.
M- "YETMEZ!" diye bağırdı Chagbin'in ona verdiği topu eline alarak. "ÇEKİL JEONGİN YOKSA TOP SANA GELECEK".
Ben ağlamaya başlamıştım.
H- Bu voleybol değil ama..
M- Ne o?
Elindeki topu yere atıp yanıma geldi ve kolumu tuttu. O sırada Jeongin bir adım geriledi.
M- Canın yanınca hoş olmuyormuş değil mi!?
Diğer elini kalbine götürdü.
M- Burası şuan ne kadar acıyor biliyor musun?
H- Ben...ben özür dilerim.
Jeongin araya girdi.
J- Özür dilemesi gereken kişi Minho ama! Fiziksel şiddet ayrı duygusal şiddet ayrı hem Han sadece seni reddetti duygusal şiddet yapmadı bile.
Minho göz devirip bacaklarıma baktı.
M- Bacakların çok pürüzsüz.
Dediği şey midemi bulandırdı, yüzümü buruşturdum...iğrenç.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Hurts -Minsung-
FanfictionMinho, Jisung'u elde etmeyi takıntı haline getirmişti... Minho, Jisung'tan hoşlanır ve ona çıkma teklifi eder. Jisung ise başka birini sevdiği için çıkma teklifini kabul etmez. Minho ise bu sefer Jisung'u zorla elde etmek ister :) Yan ship yok, küfü...