38

44K 2.7K 353
                                    

Elimden geldiğince mesajlarınıza ve yorumlarınıza cevap vermeye çalışıyorum.

Göremediğim ve cevap veremediğim mesaj ve yorumlarınız için özür dileyerek affınıza sığınıyorum çünkü sizleri sandığınızdan çoooooooooooooooooooooooooook
daha fazla seviyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar ʘ⁠‿⁠ʘ

."Hassiktir!"

Bakışlarım bize çıldırmış gibi bakan babama kaydığında alt dudağımı dişleyip hızlıca oturduğum sandalyeden kalktım. Fırat da masaya yaslanmayı bırakıp doğrulduğunda benim yüzümdeki panik ifadesi onda da peyda oldu. Babamın bir şeyleri duymamasını, yeni gelmiş olmasını dilerken dileğim ışık hızında reddolunmuştu.

"Doğru mu duyduklarım?" diye sorduğunda hiddetle, Fırat'a baktığı için cevabı da Fırat vermek zorunda kalmıştı.

"Anlatacaktık." deyip kafasını eğdi. Doğruları söylemiş olması iyiydi. İllaki bir gün öğrenecekti. Tabi bu şekilde öğrenmiş olması biraz üzücüydü ancak yapacak başka bir şey yoktu.

"Neyi anlatacaktın lan!" deyip Fırat'a doğru yürüdüğü zaman hem ben hem de Anıl hızlıca araya girmeye çalıştık. Babam üstüne yürüyorsa vurmak için yürürdü, önlem almak zorundaydık.

"Lan ben kızımı sen koru diye emanet ettim sana. Nasıl fırsata çevirebildin bunu?" diye kükrediğinde hem beni hem de Anıl'ı ezip geçebilecek kadar büyük bir güçle ona doğru yürümeye çalışıyordu.

"Baba sakin olur musun!?" deyip ellerimi göğsüne koyarak onu durdurmaya çalıştığımda ateş saçan gözlerini kafasını eğerek gözlerime dikti. Bu bakışı beni fazlasıyla korkuttuğu için her an oradan kaçıp gidecek gibi bir hâle bürünsem de kendimden emin durmaya çalışıyordum aynı zamanda. Yanlış bir şey yapmamıştık ve arkasında duracaktım yaptığımın.

Babamın öfkeli bakan gözlerinden gözlerimi çektiğimde kafasını tekrar yukarı kaldırıp Fırat'a baktı.

"Defol git yoksa bir kaza çıkacak elimden!" diye bağırdığında annemle Asu da muhtemelen bağırış seslerini duydukları için mutfağa girdiler panikle.

"N'oluyor burada?" diye sorup babamın kolundan tutan annem Fırat'ın utançla bakan yüzünü gördüğünde bir şeylerin olduğunu anlamıştı.

"Gel Gülçin gel. Kızımı nasıl bir şerefsize emanet ettiğimi gör!" deyip öfkeyle güldüğünde babamdan ellerimi çekmeden arkama dönüp Fırat'ın yüzüne baktım. Bu gülüş hayra alamet değildi çünkü.

Dişlerini sıkması ve boynundaki damarların patlayacakmış gibi şişmesi Fırat'ın çok öfkeli olduğunu gösterirken sıktığı yumruğu sakin kalmaya çalıştığını gösteriyordu. Babama olan saygısından bir şey yapmayacağını biliyordum ancak babam için aynı şeyi söyleyemiyordum maalesef.

"Git Fırat." deyip yüzüne yalvarırcasına baktığım zaman babamdan bakışlarını çekip bana çevirdi. Kısa bir süre öylece durduğunda babamın tekrar kükremesiyle bakışlarımı ondan çekip önüme döndüm.

TELEFONUNUZ BENDE KOMUTANIM/ Texting✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin