MAHSUR KALMAK

114 4 36
                                    

İyi okumlarr💓💕





İki gündür odamdan çıkmıyordum. Çağan ile görüşmemizden sonra kendimi odaya kapatmış, bolca düşünmüştüm.

Herşey Aysu ve Su'nun suçuydu. Nereden çıkmıştı bu aşk işi? Nereden gelmişti akıllarına? Onları bir kenara atmış, ben gerçekte ne istiyorum? Diye, düşünmüştüm. Düşüncelerim beni yanılmıştı. Bir kaç günde olan yakınlaşmamızdan etkilendiğimi anlamıştım.

Ellerimi sinirle yastığa vurarak kalktım. Karşıda olan boy aynasından ne kadar dağıldığım ortadaydı. Kendime çeki düzen vermem gerekiyordu. Bu iki günde annemden tonca laf yemiştim. Neden ev işlerinde ona yardım etmiyor muşum da, taş doğursaymışta...

Ablam ise ne olduğunu hiç bir şekilde sormadan bana öğütler vermiş, hiç bir şey için üzülmemem gerektiğini söylemişti. Acaba ablama Çağan'ı söylesem ne olurdu?

Zorla yataktan çıkarak aşağıya doğru inmeye başladım. Babamı kanepede gazete okurken yakaladım ve hızlıca yanına gidip ellerimi beline sardım. O da elini sırtıma koyarak karşılık verdi.
"Benim canım babam." Dedim, o ise, "ne istiyorsun yine benim canım kızım?" Dedi.

Bozuntuya vermeden, "Aaa ben ne zaman çıkarlarım için sevdim seni? Hiç yakıştıramadım sana baba." Dedim, o ise başını sallamakla yetindi ve gazetesini okumaya devam etti. Böyle olmayacağını anladığımda, "babaaa!" Diyerek, bir şey istediğimi belli ettim. Derin bir iç çekti ve sırtıma vurdu. Biraz daha uzatırdım fakat çabucak Su'ya gitmem gerekiyordu.

"Ne kadar istiyorsun eşek sıpası?" Dedi. Hevesle kollarımı çektim. "Bir 300 ne kadar güzel olurdu biliyormusun." Dedim, elini cebine atarak paralarını çıkardı.

Şokla paralara bakmaya başladım. Biz zenginmişiz lan! Bende adam çalışıyor, emek harcıyor diye az para istemiştim. Çok pişmanım şuan. Zamanı geriye alalım lütfen. Benim kendimi yemem le babamın uzattığı 600 liraya baktım. Oha! Seviyordum bu adamı.

"Benim canım babam! En sevdiğim babam!" Diyerek, parayı aldım ve hızlıca dışarıya çıkmaya başladım.
"Başka baban mı var sanki sıpa!" Dediğini duydum ama aldırmadım.

Yaklaşık bir 10 dakika sonra Su'nun evinin kapısının önündeydim. En sonunda Su'yun kapıyı açtığında yeni uyandığı belli oluyordu. Benim olduğumu fark ettiğinde gözlerini kocaman açarak, "kanka sen salak mısın? İki gündür ses yok seda yok. Görüldü bile atmıyorsun mesajlara. Gelmek istedim. Kerem, ne hali varsa görsün belki değerimizi anlar diyince vazgeçtim." Dedi. Kaşlarımı çattım. her yerde bir Kerem gibi mal oluyordu. Ben olsaydım kırk kere kapıya dayanmıştım.

"İçeri geçelim konuşacağım. Böyle durursan hiç konuşmayacağım bir daha!" Dedim, put gibi dikiliyorduk kapının önünde. Hemen geri çekilerek bana yol açtı. İçeri geçip koltuğa kendimi attım. O da başa
oturup elini çenesine koydu. Ona doğru dönerek, "ben bu iki günde iyice düşündüm. Bir şeyler yapmak istiyorum fakat ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl dikkatini çekebilirim ki?" Dedim, Su yüzünü buruşturarak hafifçe koluma vurdu.

"Baksaydın mesajlara şuan işin yarısında olurduk gerizekalı!" Dedi. Of'layarak, "düşünmem gerekiyordu. Aşağılayıp durma. Yardım istiyorum işte. Edecek misin etmeyecek misin?" Dedim, su bağdaş bir şekilde oturarak, "bir planımız var elbet. Öncelikle onu sinir etmemiz gerekiyor. Hayır, o zaman daha çok uzaklaşmaz canım. Onu sinir edeceksin, hoşuna gitmediği şeyler yapacaksın. Ağabey'inde yanında yok zaten. Bu yüzden seni hep yanında tutmak zorunda kalacak. Hep bir gözü sende olacak. Sende böylelikle ona daha fazla yakınlaşacaksın."

Burnumu çekerek, "ne yapacağım ki?"
Dedim, ellerini öne doğru uzattı ve iki yana salladı. "Hoşuna gitmeyecek şeyler derken ona bir şey yapmaycaksın. Sakın yapma da bunu. Mesala belalara adım atabilirsin. Ne bileyim kavga çıkar mahallede, yada bir erkekle görüş. O da bunu görürse seni himayesi altına alır." Dedi. Biraz saçma gelmişti fakat sorun çıkarsam Çağın'ın etrafımda dolanacağı kesindi.

KÜL SOKAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin