uyandığımda saat 13.00 dı . e haliyle sabaha karşı beşte yatarsam tabi geç saatte uyanırım yani.
neyse günüm güzel geçsin istiyorum berbat değil . hemen yatağımdan inerek hızlıca balkona doğru koşmuştum. balkona çıktığımda ağaç dallarında ötüşen kuşların cıvıltıları . rengarenk cıvıl cıvıl çiçekler hepsi çok güzellerdi. tamda benim sevdiğimden çok doğallardı hepsi . bende doğallığı sevdiğim için . şöyle derin bi nefes aldıktan sonra içeri girmiştim. lavaboya giderek elimi yüzümü yıkamıştım . bi beş on dk sonra lavabodan çıktığımda üzerime ne giycem diye düşünüp durmuştum. gardropun önüne geçerek kapağını açmıştım. yaz olduğundan kıyafetlerim renk renkti. üzerime hemen bi tayt ve üstümede salaş bi tişört geçirip spor ayakkabımı da giyerek son olarak sırt çantamıda alarak saçlarımıda serbest bıraktığımda hazırdım güne başlamaya . dün akşam dışarı çıkmıycam diyordum fakat kötü düşünürekte geçirmek istemiyordum . bu yüzdende hıphızlıdanak aşağıya indiğimde emre gene yoktu yani görmemiştim daha. buzdolabından iki tane çikolata alarak tam dış kapının kulubunu kavramıştım ki emrenin sesini duyduğumda irkilmiştim. hani yoktu bu evde yani ben öle sanmıştım .:-D
- nereye küçük hanım ??- dışarı .
- çıkamazsın
- nedenmiş o sen karışamazsın
- öyle bi karışırım ki birincisi bu eve hizmetçilik için gelmedinmi sen , ben senin patronunum . ikinciside en başta böyle anlaşmamıştık benim sözlerimi dinlicektin ki dinlemek zorundasın .
- doğru ben buraya hizmetçilik için gelmiştim. söyleyin emre hazretleri ne yapmamı istersiniz?? .
- benim odamı topla iyice sil süpür sonra salona geç tuvalet banyo heryeri iyice sil süpür akşama misafirim gelcek .
- işleri bitirdikten sonra akşama dışarı çıksam olurmu ?
- bakarız hele bi işlerini bitirde.
dediğinde hemen üzerimi değiştirdikten sonra işe başlamıştım . saçlarımı tepeden topuz yaparak elimede bi bez almıştım emrenin odasından başlayıp daha sonra benim odam falan filan derken aşağıya inip salonuda ilk baş süpürüp sonra sildikten sonra nihayet bitirebilmiştim . saate baktığımda baya geç olmuştu saat yediydi , akşam yedi.
kovaları bezleri yıkamak için banyoya gitmiştim . çıktığımda oturup soluklanmak için hemde emreden özür dilemek için aşağıya indiğim sırada zil çalmıştı. koşarak kapıyı açtığımda içeri sarı saçlı sanırım bizim okuldandı bu kız tanır gibi olmuştum işte o kız girmişti . kızın yanına giderek kimi aramıştınız diye sorucaktım ki emre beni durdurmuştu.
- selin bizim hizmetçimizdir selin sen mutfağa geçip beni beklermisin gelicem şimdi .dedikten sonra sarı yellozu alarak içeri geçmişlerdi. bende mutfağa geçip emre hazretlerini beklemeye koyulmuştum. ben emreyi beklerken bi anda telefonum çalmaya başlamıştı . çağlar arıyodu kaç günden beri görüşemedik ya ondandır neyse telefon bi iki kez çalıştan sonra açmıştım .
açtığımda çağlar beni yarım saat sonra alcaktı öyle demişti yani ben zaten akşama çıkıcaktım bide o sarı yellozla emrenin şeylerini çekemicem valla .
hem banada dışarı çıkmak iyi gelir kaç günden beri dışarı çıkmıyorum zaten . hemen üzerimi giyinmek için çıktığımda emre o sarı maskotla gülüşleri felan geliyodu kulağıma .ne kadar sinirliyim şuan emreye karşı . zaten sırf beni deli etmek için yapmadıysa ne oluyim yani.
öff banane ya ona istediğini vermiycem o kızlarla nasıl gezip tozuyosa ben niye çağlarla gitmiyim yani.üstüme rahat birşeyler giyip aşağıya inmiştim . emre görmeden sessizce kapının kulubunu kavrayamadan emre seslenmişti.
- selin bize iki bardak getirirmisin ?