🍀 Lunapark

139 42 95
                                    

🍀
Sınavım varken daha fazla bölüm atıyordum.
Keyifli okumalar...
🍀

Ayça

Sabah kahvaltı yaptıktan sonra Yavuzla birlikte kitaplığı yerleştirmeye başlamıştık.

"Psikoloji kitaplarını nereye koyalım."

Yavuzun elinde ki kitaplara bakıp düşünmeye başladım. Bana katkısı olacak kitaplardı bu yüzden...

"İkinci rafa koy alması kolay olur."

"Peki sen nasıl istersen."

Dakikalar sonra işimiz bitmişti ama biz de bitmiştik.

"Yoruldum."

"Pansuman yapmayı unuttuk sana."

Malzemeleri almak için giden yavuza baktım. Benim aklımdan tamamen çıkmıştı pansuman.

"Uzat bileklerini."

Ellerimi yavuza uzatıp işinin bitmesini bekledim.

Dikkatli bir şekilde sargımı açtı. Eski haline göre daha iyi bir durumdaydı bileklerim.

Yavaş haraketlerle yarayı temizledi.

"Canın acıyor mu?"

"Biraz."

Yarama üfleyerek işine devam etti. Dikkatli bir şekilde yeni bir sargı sarıp bıraktı ellerimi.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Bi daha unutma pansumanı tamam mı?"

"Olur unutmam."

Gözlerimin içine baktı sanki bir şey söylemek istiyor gibiydi.

"Sana bir şey söylemem lazım?"

"Dinliyorum."

"Annen..."

Yavuzun dediği kelime ile kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Sanki biri boğazımı sıkıyor gibi hissediyordum.

"Ayça bana bak endişelenecek bir durum yok. Sakinleş öyle devam edelim."

"Hayır ben sakin lütfen devam et."

"Emin misin?"

"Yavuz devam et!"

"Annen ölmüş."

Iki kelime. On harf. Tek nefeste söylenen o iki kelime.

Ne hissetmeliydim ben şimdi. Üzülmeli miydim, yoksa sevinmeli miydim?

"İyi misin?"

"Nasıl ölmüş?"

"Hapishaneden kaçmış, Ormanlık alana girince köpeklerin saldırısına uğramış."

O ölmüştü, babamın katili, çocukluğumun katili...

Ellerimi tutan yavuza baktım.

Rüyalarda Ki Çığlıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin