2gün sonra düğün yapacaklar haberiniz olsun ceylanlarımm
Sabah uyandığımda saat 6.30 a geliyordu yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım üstümü giyindim.
Kulağımada kulaklığımı takıp biraz yürüyüş yaparak askeriyeye gidecektim askeriyeye varmadanda kahvaltımı yapıp oradan geçerim diye düşündüm.
Bir yarım saat yürüdüğümde timle hep girdiğimiz kafeye geldim bir masa görüp oraya oturdum.
"Ooooo Tusem hanım siz buralara uğrarmıydınız" Melis burada çalışan ve sık sık buraya geldiğimiz için arkadaşımız olmuştu.
"Napalım düğün iş derken öyle oldu kusura bakma he bide Firuze teyze nasıl oldu" annesi kanser hastasıydı benim nişanımın olduğu gün Firuze teyzenin ilaçları yan etki yaptığı için Firuze teyzenin yanında kalmak zorunda olmuştu.
"İyi annemde oda Pars eniştemle seni hem tebrik etmek istiyor hemde özlemiş"
"Geliriz geliriz"
"Ay ben seni burda lafa tuttum ne istiyordun sen hemencicik getireyim"
"Kahvaltılık serpme olursa kendinede sôyle zamanım var"
"Tamamdır hemen geliyor"
5 dakika sonra bir garsonla beraber kahvaltılıkları getirdi.
"Evet şey Tusem Sarp, o nasıl" bizim Melisle Sarp birbirlerini seviyorlar hatta Sarp kaç kere çıkma teklifi etsede Melis kabul etmedi Firuze teyze hasta hem ona bakarken bir ilişki yürütemem diyor.
"Sarp iyi oda Melis artık tamam Firuze teyzeyi düşünüyorsun ama Sarpıda görüyorsun ne halde"
"Tusem biliyorsun yapamam hem anneme bakıp hem Sarpla buluşup edemem anneme baktığımdan Sarpa vakit ayıramam"
"Peki üstüne gitmiyorum"
"Ay şaka maka Pars abiyle evleniyorsun yaa"
"Evet bende hala şaşkınım"
"Sizin düğün iki gün sonra dimi" telaşlı söyledi noldu lan bişemi oldu.
"Nolduki"
"Ayy ben elbise almadım"
"Ay buna mı takıldın bende bişe oldu diye korktum"
"Ney giycem ben şimdi"
"Melis şalvarla gel hatta hepimiz şalvar geçirelim çiğköfte yoğururuz hatta nasıl"
"Ya Tusem dalga geçme"
"Geçen aldığımız elbiseyi giy" Melis açıktı kapalı değildi ama çok açık giymeyi sevmezdi.
"Ayy güzel olurmu ki"
"Tabii hadi ben kalkayım karargaha yetişmem lazım"
"Tamam görüşürüz Tusem"
"Görüşürüz"
Karargaha doğru yola çıktım ve koşmaya başladım yanımdan bir araba geçti camını açtı yüzünde siyah bir maske vardı ben ne olur olmaz elimi silahıma attım adam diye tahmin ettiğim kişi.
"Yakında olacaklara dikkat et" deyip hızla yanımdan geçip gitti.
Bunu araştıracaktım b bir 15 dakika kadar koşup karargaha varmıştım kimliğimi verip içeri geçmiştim bizimkiler çardakta oturuyorlar yanlarına gittim.
"Naber gençler keyifler yerinde bakıyorumda"
"Sağolun komutanım" hep bir ağızdan söylemişlerdi.
"Üstümü değişip geliyorum"
"Tamamdır komutanım"
Yukarı çıktım üniformamı giydim ben albayın yanına gittim.
"Tusem Kurt Adana emredin komutanım" babam adanalı olduğu için (albay) adanalı sayılıyordum.
"Rahat asker" rahata geçtim.
"Komutanım benim bir maruzatım vardı"
"Otur asker emrediyorum"
Direkt oturdum.
"Komutanım ben bugün koşarak gelmek istemiştim ve gelirken bir araba durdu siyah bir arabaydı ve yüzünde siyah bir maske vardı bana Yakında olacaklara dikkat et dedi ve hızlıca gitti"
"Tamam Tusem ben araştırıcam"
"Sağolun komutanım" diyip çıkıp gittim.
Biiiiiiiittttttiiiiiiiii
Biraz uzun zaman oldu üzgünüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~CEYLAN~
Teen FictionBir Askeri Kurgudur Bir kızımız var asker bir oğlumuz var oda asker iki timimiz var onlarda asker bu kızımız ve oğlumuz nişanlanarak bu hikayeye giriş yapıyorlar bu kız hikayelerin ortalarında ailesinin gerçek olmadığını öğreniyor ve hikayemiz başlı...