B7🍁

14 6 0
                                        

Bazı anlar tüm detaylarıyla zihnimize taht kursun isteriz. Oraya sıkıca yerleşsin ve ayrılmasın. Prenses o anlardan birindeydi.

  Royel, Prenses'in işlediği gömleği giymiş tam önünde gitmek için izin istiyordu.

  Liya'nın dili tutulmuş gibiydi. Gömleğin bu kadar yakışacagını düşünmemişti. Gitme demek istedi Royel'e. Şimdiden kalbi özlem suyunu yudumluyordu çünkü.

"Sağlıkla git gel Royel" demesiyle Royel sadece Liya'nın duyacağı bir tonda fısıldadı.

"Bir dahakine Royel içinde olsa  yüzünüzü  göstermemezlik yapmayın efendim." Diyip Liya'nın önünde eğildi. Onunla birlikte bahcedeki tüm hizmetliler eğilmişti.

Royel doğrulup atına binerken tekrardan Prenses'e  bakmamıştı. Biliyordu ki bu kısa veda onun içinde zordu. Girmemek için uğraş verdiği o akıntının en dibindeydi ve artık ne kalbi ne de zihni onu durdurmak için uğraşıyordu.

Sevgi suyuna kapılmanın neresi yanlıştı ki?

Atını çevirip ayrılırken diğerleri arkasından iyi dileklerde bulunuyordu. Royel giderken herkes tekrardan işlerine koyulmustu bir tek Prenses gözünün alabildiği yere kadar Royel'i izledi.

Dört gün dedi içinden dört gün sonra buralarda olacak.

Odasına geçerken üstünde bir haftanin verdiği tatlı yorgunluk vardı. Üstündeki ağır elbiseden kurtulup hafif bir şeyler giydi. Yatağına girerken aklı hala Royel'deydi.

Sadece aklı değil tüm vücudu Royel'le dolup taşıyordu. Aşk dedikleri şey gerçekten tehlikeliydi. Karşılık bulamadın mı tüm vücudunu saran bir zehir karşılık buldun mu tüm vücudu saran bir huzur.

  Royel'in gitmesi senelerdir ilk defa bu kadar zor geliyordu. Sanki ailesi onu asıl şimdi bırakmış gibiydi.

Gözleri yavaşca kapanırken aklı Royel'le ilk tanışmasına gitti dudakları hafifce kıvrılırken zihnini o anıların kaplamasına izin verdi.

9 yıl önce Prenses ve Royel 14 yaşındayken;

Küçük kız sahilde her zamanki oturduğu yerde oturan çocuğu görünce şok içinde kaldı. Bu yerin kendi küçük sırrı olduğuna inanıyordu.

   Üstündeki ağır elbiseye aldırış etmeden esmer çocuğun yanına yürümeye başladı. Sakince yanına yerleşmeyi amaçlasada adım seslerini duyan çocuğun bakışları ona dönmüştü. Gözgöze geldikleri an Prenses bilmediği bir evrende hapsolmuş gibi hissetmişti. O gözler Prenses'i büyülemişti.

  Çocuk ise gelenin kraliyetten olduğunu üstündeki elbiseden anlamış olacakki hızlıca Prenses'in önünde eğildi.

   "Royel'e isminizi bağışlar mısınız?" İşte ilk defa duyduğu bu isim o zamanlar pek farkında olmasada kalbini derince sarsan adama ait olacaktı.

   "5.Prenses Liya. Lütfen az önceki gibi oturur musunuz?" Demesiyle Royel'in  kaşları çatılmıştı. Prenses'in nazik ses tonu onu şaşırtmıştı. Ona göre kraliyet kaba ve çirkin bir yerdi. Ama karşısında durmuş ona derince bakan kız sanki sönük yerdeki ışıltı gibiydi.

Hızlıca kendisine söylenen seyi yapıp çekingen bir biçimde eski konumuna geldi. Liya' da aralarına mesafe koyacak biçimde oturdu.

Bi süre ikisindende ses çıkmadı. Konusmayı baslatan Prenses olurken Royal ise cevaplar için doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu.

"Neden buradasın?"

"Babam saraya topladığımız sebze ve tahılları getirdi burdan uzak bir köyde yaşiyoruz efendim."

Liya mırıldarcasına onayladı.

"Seni daha once görmemiştim Royel" kalbine düşen ismin ilk söylenişi böyle olmuştu.

"Ben pek sevmem bahçe falan işlerini  ben orduda olmak istiyorum asker olmak " dedi mahcupca. Prenses'in çok konuşmasıyla ilgili rahatsızlık duyacağını düşündü.

"Başhizmetcim olur musun?"  Diye sordu Prenses. Ortaya yıldırım misali düşen soru iki gencide şasırtmıştı aslında. Liya'nın bile hesaplamadığı bi soruydu.

"Neden ben sonuçta sarayda bir sürü insan var" diyerek sakinliğini korumaya çalıştı Royel.

"Çünkü şuan sen bana saraydakilerden daha çok huzur ve güven veriyorsun Royel inan ordan birini yanıma almak yatağıma yılan sokmakla eş değer. Hem sende savaşcı olmak istiyordun." Demesinde yaşadığı tuhaf cekiminde payı vardı.

İstiyordu Liya çünkü bu gözler diye düşündü bu gözler çok güzel bakıyor. Sürekli hor bakışların altında ezilmiş olmasından olacakki bu bakış huzurlu gelmişti.

Royel'den ses çıkmayınca ayaklandı. Onun ayaklanmasıyla birlikte genç cocukta ayaklanırken bir yandanda kafasısa kendisine sunulan teklifi tartıyordu. Kabul etmezse hayatı boyunca babasının gölgesinde kalmak zorunda olduğunu biliyordu hem Prenses nazik birine benziyordu nazik ve kırgın.

Liya hala ses vermeyen Royel'le birlikte arkasını dönüp bir adım atmıştı ki Royel aceleyle konuştu.

"Royel sözlerinizden dolayı minnettardır umarım kendisini kabul edersiniz"

  Herkesin gözünden sakındığı kadar degerli olarak bildiği başhizmetci Royel'le böyle kesişmişti yolları Liya'nın.


🍁Yaşlı Amca / Giderdi Hoşuma.

Royel MahkumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin