Umut insanın en çileli yoldaşıdır. Umuttur yola düşüren umuttur kalbe sevdayı girdiren bir umuttur çoğu zaman ertesi sabaha gözlerimizi açtıran.
Umut işte öyle güçlü bir şeyken umutların yerler bir olmasıda kavurucu bir ateştir.
Prenses'te umut etmişti. Zira dönüp saray kapısına son kez baktığında o kavurucu ateş bedenini sarmıştı. Çok eşyasını almamıştı Royel'le birlikte yirmi hizmetciyi yanına alıyordu. Kimse onu uğurlamaya gelmedi kimse genç prensesi şatavatlı hediyelerle yolcu etmedi. Bir şafak vakti içindeki yıkımlara rağmen başını dik tutarak yola koyuldu. Bindiği at usulca giderken istemediği halde zihni ötelenmiş olmanın kırgınlığını tartışıyordu.
Ağlamamak için şiddetli bir çaba harcıyordu. Öyle bir iç harbedeye girmistiki gözleri endişeyle kendini süzen esmer oğlanın farkında değildi.
Güneş tepeyi bulurken baharın ılık esintileri yüzlerine vurmuştu.
"Prenses" duyduğu sesle daldığı yerden çıkarken kendisine seslenen Royel'e döndü.
"Dinliyorum."
"Atlar yoruldu güneşte tepede biraz dinlenmeliyiz" demesiyle Prenses topluluğu ağaçların sık olduğu bir yerde durdurdu. Usulca atından indikten sonra bir ağacın dibine otururken atlarında inmiş hala ayakta duran kalabalığa döndü.
"Dinlenebilirsiniz" herkes başta şaşırsada Prenses Royel'e kısa bi bakış attı. Genç oğlan ne dediğini anlayarak hızla bir gölgelige oturdu. Royel'in oturmasıyla cesaret bulup herkes tek tek oturmuş usulca sohbete başlamışlardı bile.
Prenses yorgun zihnini dinlendirmek için başını ağaca yaslayıp gözlerini kapadı. Çok uzun sürmemişti. Önünde dikilen bedenle hafifce gözlerini araladığında gönlüne taht kurmuş yüzle karşı karşıya geldi. Genç oğlan yine her zamanki gibi direkt gözlerine bakmadan konuştu.
"Efendim iyi misiniz?" Dediğinde Liya eliyle yan tarafını işaret edince Royel ikiletmedem oraya oturdu. Bazı bakışlar onlara saniyelik değsede kimse sorgulamıyordu. Çünkü herkes bilirdi ki Prenses ve Royel şu zamana kadar asla birbirlerinden ayrılmamışlardı diğer prensesler baş yardımcı olarak becerikli kızlar seçsede Prenses Royel'den başkasını istememisti.
Prenses Royel'e sakince bakıp konuştu.
"Bir isteğim var Royel" dediğinde dik oturuşunu bozmadan konuştu Royel.
"Dinliyorum Prenses."
"Yamacında dinlenmeme izin var mı?" Diye sorduğunda genç oğlan tam olarak neyi kastettiğini anlamasada Prenses'in yorgun bakışları onuda yoruyordu.
"Söz konusu bensem Prenses'in izne ihtiyacı yoktur." Demesiyle genç kız kendinden biraz uzakta oturan oğlanın dizlerine başını koyup uzandı.
Ani hareketiyle Royel bir anda kaskatı kesilmişti.
"Bana böyle açık kapılar bırakma Royal zira kalbim sana karşı uğultulu bir şelaleye dönüyor" deyip gözlerini yumdu.
Royel usulca bakışlarını Prenses'in yüzüne değdirdi. Az önceki haline göre daha huzurlu duruyordu. Liya'nın hep görmek istediği gülümseme yüzüne otursada genç kız bundan bihaber dizine yatmanın huzurunu yaşamaya çalışıyordu.
Diğerleri sahneyi görselerde dikkatle bakmaya cesaret edemiyorlardı. Hoş Royel bile dizlerinde uyuyan Prenses'e tekrar dönüp bakmaya cesaret edemiyordu.
Prenses rahatsız olmasın diye uyanana kadar omuzlarını dahi düşürmedi esmer genç.
Hiç uyandırmak istemesede kararan hava onları zorlamadan gitmelilerdi.
"Prenses" dediğinde zaten tilki uykusunda olan kız usulca toparlandı.
"Gitmeliyiz" diyen Royel'i elbisesini düzelttirken başıyla onayladı.
"Güzeldi" dedi atına binmeden önce Royel'e. Genç oğlandan ses gelmeyince hafif gülümsemesiyle atına bindi. Royel'in dizinden kaltığı için midir bilinmez huzursuz duygular yine zihnine dolmaya başlamıştı.
***
Geç olmadan kendisine verilen bölgenin sınırları girmiş küçük yerleşim yerinden uzak ve yüksekte olan kraliyete ait konuta gelmişti. Saray gibi değildi. Beton yerine ahşaptan odalar yanyana dizilmiş kare seklini almıştı. Uzun duvarlar yoktu etrafına tahta çitler çekilmişti. Etraf yemyeşil sık ağaçlıydı. Odaların önünde engin balkonlar vardı uzun balkonlar sayesinde istediğin odaya geçebilirdin.
Prenses küçük şehri görebileceği yamacın orda çimlere oturdu. Ardında kalanlar Prenses'i bir an önce rahat ettirmek için temizleğe başladılar. Kraliyet o kadar anlayışlıydı ki dağın başına on asker ve on hizmetciyle göndermişlerdi Prenses'i.
Liya düşündü olan olayda en masumu oyken en ağır bedelleri o ödemişti seneler boyu. Kendisine yapılan muameleye hiçbir zaman ses çıkarmadı. Çünkü bazen boynunuza dolanan urganı çıkarmakla çıkarmamak arasında fark yoktur. Fark ancak urganı çıkartmanızı bekleyenler varsa anlam kazanır. O yüzdendir Liya hiçbir zaman çaba sarf etmedi sonuçta baştan belliydi kaybeden olduğu.
Gözleri tekrardan küçük evlerin üstünde gezdi. Bugün dinlenip yarın etrafı gezip ortamı bir yoklamalıydı.
İşleri biten hizmetlilerin ona seslenmesiyle tek basamakla ince balkona çıktı. Kenardaki geniş oda kendisine aitti. Arkasındaki kalabalığa dönüp konuştu.
"Yan odam baş hizmetçi Royel'indir" bakışları anlık esmer oglanla buluşmuş olsada Royel bakışlarını hızlıca çekmişti.
"Sizlerde dilediğiniz gibi diğer odalara yerleşebilirsiniz" dediğinde Prenses'in onları rahatlatan sesiyle gülümsemişlerdi.
"Yemek birazdan hazır olur efendim odanıza mı kuralım yoksa yemek odasına mı?" Dediğinde Liya saraydayken nadirde olsa Royel'le yemek yediğini göz önüne aldı buradayken kısıtlama yoktu ama sadece Royel'li yemeklerine davet ederse adaletsizlik ilk günden baş gösterirdi hem artık hayatı şu yirmi insandan oluşmuyor muydu? Orta yaşlı kadına döndü ve gülümsedi.
"Geniş yemek odasına hazırlayınız ve uzun bir masa açınız " gözlerini kendini saygıyla dinleyen kalabalığa döndürdü.
"Dilerimki hep birlikte yemek yiyelim" dediğinde herkes şaşkinca ona bakıyordu nerde görülmüştü bir prensesin hizmetlilerle yemek yediği.
Liya yumuşakça konuşmaya devam etti.
"Tabi sizde arzu ederseniz" dediğinde topluluk hepbir ağızdan saygıyla eğilip konuştu.
"Prenses'imiz nasıl uygun bulursa" dediklerinde genç kızın bakışları kalabalıkla gülen Royel'de takılı kaldı.
Haykırmak istedi genç oğlanın suratına.
Banada bahşet çok görme o gülümsemeyi diye.
🍁İkiye On Kala / Depresyon Güzelim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royel Mahkumu
Romance( Tamamlandı.) Titreyen sesiyle konustu. "Ve ben ruhum seninle dolup taştığından beri amansızca gözlerinde karşılık bulmayı bekleyenim"