Sabahın erken saatlerinde Liya kendisine verilen görevi halletmek üzere iki askerle yerleşim yerine inerken Royel ise evin yanındaki alana kış için ekilenceklere bahçe yapıyordu. Aslında toprakla sonra uğraşıp Liya'yla gidebilirdi ama sarayın son olanlardan sonra önceki kadar onlara yardım etmeyeceğinin ikiside farkındaydı. O yüzden ellerini hızlı tutup hazırlıklara erken başlamaya karar vermişlerdi.
Ögleden sonra ikili işlerini bitirip geniş bir ağacın gölgesinde buluşmuştu. Liya her zamanki elbiselerine göre daha rahat hareket edebileceği bir şeyler giymişti. Uzun zamandır Royel'le kılıç eğitimine devam etmediğinden paslanmış olabileceğini düşündü. Royel yanında getirdiği kılıçlardan birini Prenses'e uzattı.
"Yumuşak davranmak yok Royel" diyen Prenses'i başıyla onayladı genç oğlan.
İkiside duruşlarını alınca ilk hamleyi yapan Royel oldu. Başta sakin devam eden kılıçlar Royel'in hızlanmasıyla Liya'yı zora sokar olmuştu. Royel'in hamlelerini ucu ucuna savuştururken ayakta kalmakta güçlük çekiyordu. Kolladığı açığı bulduğunh sanarken Royel'in kılıçının ucunu boyun hizasında gördü.
Kılıçını yanına indirirken hızlı hızlı soluklanıyordu ikiside. Royel'de kılıçı yerine yerleştirince Liya kesik nefesiyle konuştu.
"Her severinde kaybediyorum sana karşı oysa sen saraya girdiğinde ben bunun temel eğitimlerini bitirmiştim." Dedi.
Royel dağılan saçlarını toplarken dün gece kısalttığı ama yinede ensesine kadar uzanan saçları hafif esen rüzgarda savruluyordu.
Liya gözlerini Royel'den çekemiyordu. Asırlarca bu görüntüyu izlese bir kere bile şikayetçi olmazdı. Royel'in bakışları kendisine anlık dönünce aniden utanıp önüne döndü.
"Sizinde beni yendiğiniz şeyler vardır" dediğinde Liya surat asmıştı.
"Olmadığını biliyosun Royel" diyip uyuşuk adımlarını eve çevirdi.
Royel onun haline usulca gülümseyip peşine takıldı. Liya tam odasına geçiyordu ki hızla ona doğu gelen hizmetli kizlardan biri onu selamlayarak durdurdu.
"Prenses'imiz uygunsanız sizinle konuşmamız gereken bir mevzu vardı" derken askerlerden olan bir gençte hızla Liya'yı selamlamıştı.
İkisinin heyecanla karışık endişeli halleri Prenses'te merak uyandırmıştı.
"Ana salona geçelim o zaman " diyip kendisi ve Royel önde ikili arkada ana salona girdiler. Liya yorgunluklar kendini bir mindere atarken diğerlerinede oturmalarını söyledi.
"Sizi dinliyorum çekinmeyin lütfen" demesiyle genç asker söze girdi.
"Efendim biz evlenme kararı aldık ikimizinde ailesi yok kendimizi bildik bileli saraydayız izin verirseniz düğünümüzü sizinle birlikte bi evde yapmak isteriz" demesiyle Liya beklediği sözler karşısında donup kalmıştı.
Onun bir andaki sessizliği yanlış anlaşılmış olacakki hizmetli genç kız telaşla konuştu.
"Haddimizi aştıysak affedin Prenses'im" demesiyle Liya hızlıca kendine geldi.
"Ben sadece şaşırdım ikinizide tebrik ederim umarım mutlu olursunuz düğüne gelirsek madem biz bir aileyiz elbette düğünüde bir arada yapmamız gerekir siz hazırlıklara başlayın eksik olan şeyleri Royel'e bildiririn hızlıca halledelim." Demesiyle ortamda yumuşak bir hava gezinmeye başladı. Gözleri dolan genç hizmetli gülümseyerek Liya'ya bakıyordu.
İkisi odadan ayrılınca Royel'le başbaşa kalmıştı Prenses. Acaba o da bir gün Royel'le böyle tatlı bir telaşın içine girebilecek miydi? Royel ona sadece aralık kapılar bıraktığından iki zaman umudu kırılıyordu. Usulca yerinden kalktı onunla birlikte doğrulan Royel'i hafifce itip dengesiniz bozunca Royel biçimsizce yere düşmüştü.
"Sinirlerimi bozuyorsun Royel" diyip odasına geçmişti.
***
Dört gün süren telaşlı hazırlıklardan sonra nihayet düğün günü gelio çatmıştı. Sadece ev halkından oluşan düğün ortamı şimdiden sıcacık hissettirmişti. Liya, genç kız en güzel gününü yaşasın diye ona düğün elbisesinin en guzelini diktirmişti. Elbiseyi verirken genç kız, Prenses'e sarılıp içli içli ağlamıştı.
Liya ailenin ne demek olduğunu daha iyi anlıyordu artık. Kendiside uçuşan hafif bir elbise giymiş ve saçlarının bir kısmını örüp bir kısmını serbest bırakmıştı. Gece boyunca eğlenceler sürmüştü. Liya ikiliye büyük geniş evin en sonundaki odayı döşemişti. Herkes eglenceden yorgun düşerken Liya evden biraz uzakta geçen sefer Royel'le oturduğu çimlere oturup küçük yerleşim yeribi izlemeye başladı.
Yanında br hareketlilik hissedince başını o tarafa doğru çevirdi. Gelenin kim olduğunu biliyordu. Royel sessizce yanına çökerken kalbinin serin sulara şimdiden daldığını hissetti.
İkisininde bakışları gökyüzündeki aya değiyordu. Huzurlu bir gündü huzurlu bir andı ve huzur yanı başlarındaydı.
🍁Barış Akarsu / Rüzgar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royel Mahkumu
Romans( Tamamlandı.) Titreyen sesiyle konustu. "Ve ben ruhum seninle dolup taştığından beri amansızca gözlerinde karşılık bulmayı bekleyenim"