"Yapmamalıydın, Bilgelik. Şimdi ikimiz de hatamızın bedelini ödeyeceğiz."
Bilgelik ona bakma gereği duymadı. Hatalı ya da değildi, bir şey yapılmalıydı ve yapmıştı. Ama sonucu kestirememişti. Zaten ne olursa olsun yapmak istemişti. "Sen düşüncesizce hamle yaptın, ben düşünceli hamle yaptım. Sonuç olarak ikimiz de Büyük Tanrı'nın işine karışılmayacağını öğrendik. Ama belki de olması gereken zaten buydu."
"Belki de... Ama bunu yine de bilemeyiz" dedi Sarkayn. Eskisi kadar öfkeli değildi. Göklerde bir an, bir insan ömrüne bedeldi. Kaç insan ömrü sonrası bu sakinliği elde etmişti, hesabını yapamadı. "Bildiğim bir şey var ama."
Bilgelik mutsuzlukla başını ona çevirdi. Sarkayn onu hiç bu kadar umutsuz görmediğini düşündü. Oysa her zaman kayıtsız ve neşeliydi. "Neymiş o?"
"Dokunduğumuz andan daha kötü halde insanlık."
Bilgelik yüzünü yeniden insanlığa doğru çevirdi. Kalabalık şehirlerden, odalara girdi. Bahşettiği lütuf sahiplerini tek tek izledi. Bu insanlar bir zamanlar birer hiç olduklarını unutmuşlardı. Aklın yolunu aşma becerilerine sahip olduklarından kendilerini her şeyin üstünde görmeye başlamışlardı. Tüm canlıların unuttuğu gibi onların da unuttuğu bir kural vardı: İlahi kanunlara karşı gelinemezdi.
Rüzgâr ruhlu Bilgelik, insanlar arasında bir süre daha gezdi. Sonra gezintisi kaplanların arasında devam etti. Orada da durum karışıktı ama eskisi kadar kibirli değillerdi. Büyük Tanrı onları kısıtlamıştı. Bilgelik iç çekip ejderhalara doğru ilerledi. Biliyordu, Sarkayn kızsa da en çok özünden olan çocuklarını merak ediyordu.
Ejderhalar kendilerini kapatmışlardı. Umutsuzluk ve kıskançlık içerisindeydiler. Nasıl olurdu da böyle bir sona onlar layık görülürken, kaplanlar ve insanlar ödüllendirilmişlerdi
Bilgelik usulca Sarkayn'a döndü. Ama ejderha ondan önce konuştu: "Biliyorum ama sevgili Bilgelik, varlıklar için asla tamamen bir denge yoktur. Güçlüler içinde bile denge yoktur, güçsüzler için de. Ejderhalar içinde bile yoksa kaplanlar ve insanlar ne diye olsun?"
Sonra bir şey ikisinin de dikkatini çekti ejderhaların topraklarında. Bir insan kadın ve bir ejderhanın hararetli tartışmasıydı bu. Şüphesiz ikisinin de ilgisini çekmişti bu garip ikili. Bir müddet izlediler olanları ve olacak olanları. Ve sonra usulca ayağa kalktı ejderha. Bilgelik hemen önüne geçti.
"Yapamazsın! Yapmamalısın bunu, Sarkayn!"
"Yapmalıyım, yapacağım! Her zaman bu zincirleri kırabileceğimi biliyordum."
"Ama yapma" dedi usulca ama hiçbir zaman dolmamış olan gözleri doldu. "Bırak senin için ben yapayım ejderha."
"Benim için yeteri kadar şey yaptın, Bilgelik"
"Yeteri kadar değil, Sarkayn. Bir kez daha yapacağım ve bu tam bir son olacak." Ejderhanın itiraz etmesine fırsat vermedi, kendini insanların dünyasına bıraktı. Ejderhanın korkunç kükreyişlerine kulaklarını tıkamak çok ama çok zordu.
Ejderha, Bilgelik'i çok uzunca süre bekledi. Ama Bilgelik ne varlıklar arasında ne de göksel diyarda bir daha görülmedi. Ejderha unutuldu, acıdan yok olmayı diledi. Ve bir gün dileği gerçekleşti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaplan ve Ejderha
FantasyHatırladığın ilk anın nedir? Bu soruyu önce kendine sor ve sonra sayfayı çevir. Sıkça duyacağın bu soru aslında bir şifredir. ******* Sadece güçlülerin hayatta kaldığı bu evrende, piramidin küçük taşlarından biriydi Lian Wen. Henüz küçük bir çocukke...