Yalan söyleme şansı yoktu ama gerçeğe yakın yalan söyleyebilirdi. Ya da şüpheli bir yanıt verebilirdi. İkisi de Ferg'i oyalardı, en azından bir süre... Sarkayn'ın söylediklerini kesinlikle unutmuş değildi, dikkatli olacaktı. Ferg'in hiçbir şey okunmayan yüz ifadesiyle hâlâ ondan bir yanıt beklediğini hatırladı.
"Prenses Wen ile kaderlerimiz bir." Sözleri taht salonuna bir ateş topu gibi düştü.
Ayağa fırlayan Ferg'in az önceki ifadesiz yüzü yerini şaşkın bakışlara bıraktı. Elini kaldırıp her zaman azarladığında yaptığı gibi parmağını sallayacaktı. Ama alaya dönüşen ifadesi yüzünde donup kaldı: "Sen doğruyu söylüyorsun!" dediğinde Orch, Ferg'in soru sorduğunu mu yoksa başka bir şey ifade ettiğini mi, anlayamadı. Ferg geri adım atarak tahtına yeniden oturdu. "Buna nasıl emin oldun? Söylediğinin basit bir şey olmadığının farkında mısın?" diye sordu ardı ardına yarı hiddetle.
Orch iç çekip çok zor durumdaymış gibi bir ifade takındı: "Evet, basit bir şey olmadığını biliyorum ama kesinlikle eminim." Ferg pes etmiş gibi soluğunu bırakıp arkasına yaslanırken, Orch'a kalmasını işaret etti. Ferg'in belli belirsiz devam et, dediğini duyunca, Orch kendini şansından dolayı sonra tebrik etmesi gerektiğini düşündü. "Ben," dedi sesini şaşkın ama korkmuş olarak göstermeye çalışırken, "Kader İpliklerimizi gördüm" diye ekledi.
Ferg bir kez daha ayağa fırladı. Orch'un yüzünde bir açık yakalama çalışır gibi başını eğerek ona doğru yaklaştı. "Gördüğünün Kader İpliği olduğuna ne kadar eminsin, Orch?"
"Artık tam eminim, majesteleri!"
Ferg'in ifadelerindeki değişikliği çözemedi Orch. "Söylemeye çalıştığın; Kader İplikleri'ni gördün ama emin değildin, sonradan emin oldun?"
"Evet! Saraya döndükten hemen sonra kütüphaneye girmek için izin isteme sebebim buydu." Söyledikleri yalan değildi, Ferg elbette bunun farkındaydı. Söylediklerinde ve yaptıklarında tutarlılık olduğunu anladığını düşündü Orch. Bir Ejderha Soyluya yalan söylemek zordu, soydaşına yalan söylemek daha da zordu.
Ferg tahtına yeniden oturmaya dönerken, "Bu nerdeyse efsane gibi bir şey olmuştu. Çünkü çok uzun yıllardır Kader İplikleri'ne dair söylenti duyulmadı. Neredeyse unutulmuştu ama ben daha önce duymuştum," dedi. Arkasına yeniden yaslandığında bu kez yüzündeki ifade durgun ve soğuk değildi. "Aslında ben de gençliğimde görmek isterdim..." derken eskilere özlemli bir hal aldı. Gözleri yeniden buluştuğunda bu kez şüphelendiği için değil de merak ettiği için soruyordu: "Ne oldu da göründü ve nasıl hissettin, nasıl anladın?" Orch'u yanına çağırdı.
Orch rahat bir nefes almaya cesaret edemiyordu. Çünkü bu bile Ferg için şüpheli bir davranış olabilirdi. Sakince denileni yaptı. "Prenses yaralandığı sırada ben de küçük bir yara almıştım. Ona yardıma koştuğumda..." durdu, o güne gitti. "Onun bunun farkında olduğunu sanmıyorum. Kanlarımızın üzerinden, ince, kırmızı, parlak ipliklerin birbirine dolanıyor olduğunu gördüm ve sanki ona çekiliyor gibiydim hem ruhen hem bedenen." Ferg'e dönüp gözlerinin içine baktı: "O an onu herkesten korumak ve ona zarar veren herkesi parçalamak istedim, baba."
Ferg'in şüpheleri tuzla buz oldu. Ama Orch, onun bu haline güvenemezdi, ne de olsa onu yetiştiren kişiydi. Ferg onu şaşırtıp "Şimdi anlıyorum" diye mırıldandığında, babasından şüphelendiği için bir parça utandı. "Peki, Prenses Wen'i daha önce görüş müydün?" Saf meraktı bu.
Orch bir anlığına düşündü. Aslında tamamen gerçekleri söylüyordu, yalan ya da şüphe uyandırıcı bir şeyler söylememişti. Ama onunda kafasını karıştıran şeyler yok değildi. "Aslına bakarsanız baba, kafamı karıştıran şeyler var," diyerek kartlarını açtığında, Ferg neşelendi. Acaba kim kimi oyunu getiriyordu? "Onunla daha önce birkaç kez karşılaştım. Ondan etkilendiğimi ve ilgimi çektiğini itiraf etmeliyim. Ama hiçbiri Kader İplikleri'nin ortaya çıktığı an kadar derinlikte değildi." Ferg'in gözlerinin içine bakarak sordu: "Bunun kanla bir ilişkisi olabilir mi?" Belki de kütüphanede o kadar vakit geçirmesine hiç gerek yoktu. Aradığı cevaplar Ferg'de olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaplan ve Ejderha
FantasyHatırladığın ilk anın nedir? Bu soruyu önce kendine sor ve sonra sayfayı çevir. Sıkça duyacağın bu soru aslında bir şifredir. ******* Sadece güçlülerin hayatta kaldığı bu evrende, piramidin küçük taşlarından biriydi Lian Wen. Henüz küçük bir çocukke...