Sabah olur olmaz büyük bir heyecanla yatağımdan kalktım.Bugün çok önemli bir gündü.Belki de benim hayatımda veya hayatımızda mutluluğa açılacak ilk kapılar bugünden itibaren başlıyordu.
Birkaç gün sonra okul bizim için tamamen bitecek ve tatil başlayacaktı.Ve ben bu tatilde sadece Haru ve arkadaşlarımla değil bizimle birlikte Taehyung'un da eğlencenin tadını çıkarmasını istiyordum.Normalde okullar tatil olunca daha içine kapanıyor, arkadaşları Jimin ve Namjoon'la bile görüşmüyordu.
Düşüncelerimden sıyrılmak ister gibi derin bir nefes aldım.Şimdi sadece bu ana odaklanmam gerekiyordu.Aynanın karşısına geçer geçmez makyaj malzemelerine baktım. Az önce bana her şeyi yeni öğrenmiş olan Jin tarafından getirilmiştiler.Her şeyi en son öğrenen kişi olduğu için sinirli olsa da Yoongi'nin yaptığı kurabiyelerle her şeyi unutmuştu.
Yoongi grubun annesi gibiydi, her zaman bizim için güçlü duruyor, bize yemek hazırlıyor, biz üzülmeyelim diye bize derdini anlatmıyordu.
Çilekli dudak parlatıcısını alıp alt dudağıma güzelce yayarak sürdüm.Üst dudağımı sürme ihtiyacı bile duymadan üst dudağımı alt dudağıma daldırıp parlattım.Yanağımdaki kesik gibi doğum lekesini de fondötenle kapatmaya çalıştım.Ellerimle saçımı düzelttikten sonra hazırdım.
Odadan çıkıp hızla merdivenlerden aşağı indim.Kalbim korkutucu derecede hızlı atıyordu.Çıldırmak üzereydim.Sakin kalmam gerekiyordu, ne kadar heyecanlanırsam sonu o kadar kötü olacaktı.Ayrıca hyunglarıma heyecanımı hissettirirsem benimle ne kadar uğraşacaklarını çok iyi biliyordum.
Elimi mavi sweatshirt'ün üzerinden geçirip siyah kot pantolonun kemerinde dolaşırken heyecanla kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum.Salonda kahvaltı yapmaya hazırlanan Yoongi, Hoseok ve Jin beni görünce tepeden tırnağa beni süzdü.Neye bakıyorlardı?
"Jungkook! Bugün senin için önemli bir gün, neden bu kadar sade giyindin?"
Her zaman modayı tercih eden Jin tabii ki sıradan bir gün gibi giyinmeme sinirlenmişti.Ama Taehyung beni her gün böyle görmüştü, kabul etse bu halde bile yapardı.Giyimin önemi neydi ki? Değişen kıyafetlerimle onun kalbinin dünyasında da değişemezdim.
Sessizliğimden rahatsız olduğumu varsayarak, Yoongi aniden konuşmaya daldı, "Harika görünüyor bebeğim. Onu sevmeyenler utansın!"
Gülümsemem kelimelerle büyürken, bana gerçekten aile gibi hissettiren bu hyunglarla masaya oturdum.Uzun bir süre sonra iştahımın geri geldiğini hissediyorum. Belki de bende yemek yeme isteği uyandıran sadece gerilim ve heyecandı.Ne cevap alacağımı bilmeden bu kadar mutlu olmam doğru değildi.Hayır cevabı alırsam nasıl düşeceğimi çok iyi biliyordum.
Birkaç lokma yedikten sonra geldiğini düşündüğüm iştahım bir anda gitmişti.Onu bir an önce görmek istiyordum.Hyunglar masada yemeye devam ederken şakalaşıyor ve ben gerginlikten kulaklarım tıkalı gibi hiçbir şeyi duyamıyor,konsantre olamayıp odaklanamıyordum.
"Bu arada, bugün Namjoon'a açılmam gerekiyor!"
Jin'in sözleriyle sanki acımı paylaşan birini bulmuş gibi mutlu hissettim. Jin, Namjoon'u övmeye devam etmişti o sırada. Umarım iyi bir yanıt alırız..
Tabağımdaki yemeği bitirmeden ayağa kalktım, arkamdan bana iyi şanslar dilediklerini duyunca derin bir nefes aldım.Sakin ol Jungkook..
Hızlı adımlarla avludan bahçe kapısına oradan da doğruca ana yola çıktım.Yolun kenarında durup boş taksilerden birinin durması için el sallamaya başladım.Taksi beklerken aklıma gelen düşünceyle birlikte geri dönmeyi bile düşündüm.Ya sabah erkenden gelip onu rahatsız etmiş olsaydım.O her şeye sinirlenen biriydi ve ben sorun olmasını istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOR HARU || TAEKOOK
FanfictionTaehyung'un, arkadaşı Jimin'e aşık olduğu Jungkook'a zorbalık yapmak için 12 yaşında bir nedeni vardı. Seme~Taehyung Uke~Jungkook