İznimle, yumuşak dudakları benimkilere dokundu.Vücudum titriyorken tüm iğrenç anılarımı unutmaya ve hayatımı değiştirecek bu öpücükleri kabul etmeye çalıştım.O an benim için her saniye bin bir yıla dönüştü.Zaman dururken karşımdakinin sevgisini hissetmek istedim.Beni çok derin duygulara hapsetmiş, kendisine bağımlı kılmıştı.
Yavaşça hareket etmeye başladı, dudakları üst dudağımda, ilk defa hissettiğim şefkat duygusuyla gözlerimi kapattım.Taehyung'un da gözleri kapanırken kalbim sanki beni taklit ediyormuş gibi hızla atıyordu.Bu benim ölümümdü, ilk ve son derece güzel.Hatırladığım her saniye kalbimi sarhoş cesede çevirecek bir ölüm.
Mucizevi bir şekilde dudaklarım benden habersiz hareket etti.Taehyung'un alt dudağına dokunurken elleri yanaklarımı kavradı.Destek almak ister gibi ellerimi dirseklerine koydum hemen.Ayakta kalkmak zordu, heyecandan dizlerimin bağı çözülmüştü.Düşüncelerimin üstüne, sanki beni duymuş gibi, bir elini yanağımdan aldı ve belime götürdü.Nefesim hıçkırık gibi ağzına girerken minik parmaklarım dirseğini sıktı.
Bu anların sadece bir rüya olduğu düşüncesi beni yakalayıp korkuturken, bu odada kalma süresi bittiğinde gözlerini açıp başını geriye çekti.Taehyung'un aksine, korkuyla gözlerimi açtım.Beni kocaman bir gülümsemeyle izlerken ben de davetsiz aşkıma gülümsedim.Beklenmedik kaderimin üzerimde oynadığı oyunun kurbanı olacağımı bilmeden.
Diğer elimde çiçekleri tutarken sevgilim parmaklarını diğer boş elime kaydırdı.
Gözlerim geceyi aydınlatan yıldızlar gibi parlıyorken, bu yıldızların nedeni Taehyung, ilk kez dünyanın en mutlusuydu.Artık sinirlerini yatıştırmak için sigaraya, acısını unutmak için uyuşturucuya ihtiyacı yoktu.Her yarasını iyileştirene kadar onun ilacı olacaktım.Yan yana yürürken gözleri her saniye üzerimdeyken istemsizce dudaklarımı kıvırmaktan kendimi alamıyordum. Önüme bakıyordum, beni öptükten sonra ona bakacak cesaretim yoktu.Taehyung kıkırdadı ve ben ellerimizi neşeyle havada sallamaya başladığımda bana ayak uydurmuştu.
"Yeniden doğmuş gibi hissediyorum." dedi yanımdaki adam yüksek sesle."Gözlerimi cennete açmış gibi!"
Yanaklarım kızarırken, sözleri kalbime bir elektrik şoku göndermişti.Beni mahvediyordu.Aşk böyle bir şey demek..Kalbiniz canınızı yakacak kadar hızlı atarken bile bu duyguyu sevmek. Kalbi anlamak zor değil, imkansızdı.Neden aşık olduğunu bile bilmiyordu aptal.
"Arabaya gidelim seni bir yere götürmek istiyorum güzelim." hızlıca "Nereye?" diye sordum ve endişeyle bana döndü, "Bana güveniyor musun?"
Artık önümde eski Taehyung yoktu, ona o kadar çok güvenmiştim ki, gözlerim bağlıyken uçuruma doğru yürürdüm.Eski halinden eser kalmamıştı, artık her saniye gülümsüyor ve hayattan zevk alıyordu. Her şey Haru sayesinde oldu.Haru'ya göre birbirimize yaklaştık, birbirimizi daha iyi tanıdık, gerçekleri öğrendik.Aramızda düşmanlık yaratan gerçekleri.
"Taehyung, sana kendimden daha çok güveniyorum."
Sözlerime gülümsemiş ve eli hala elimdeyken arabaya doğru yürümeye başlamıştık.Hayat diye bir şeyin var olduğunu yeni yeni anlamaya,yaşamaya yeni başlıyorduk.Bu sevincin uzun sürmesini dilerdim.
Aniden boğuk öksürüğü yükselince nefesi daralmış, bu da benim korkmama neden olmuştu. Eli göğsüne gittiğinde gömleğinin üzerinden bastırmaya başladı, elimi tutan el benden uzaklaştı ve ağzını kapatmaya doğru ilerledi.Endişeyle ona yaklaşmaya çalıştığımda, hızla geri çekildi."Beni arabada bekle." dedi her kelime arasında öksürüğü artarken.
Arkasından gitmek istediğimde izin vermedi ve tekrar yüksek sesle bağırmak istediğimde öğürmüştü.Gözlerim korkuyla dolarken hızla benden uzaklaştı. Tüm vücudum olduğum yerde donmuştu.Tanrım beni neden sevdiklerimle imtihan ediyorsun? Hepsi onu çok sevdiğimden mi? Yoksa sevdiğim insanı senin yerine koyduğum için mi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOR HARU || TAEKOOK
FanfictionTaehyung'un, arkadaşı Jimin'e aşık olduğu Jungkook'a zorbalık yapmak için 12 yaşında bir nedeni vardı. Seme~Taehyung Uke~Jungkook