7☆

1.5K 109 64
                                    

Geldiğim bu iğrenç yerde kokladığım kötü kokularla ürkek adımlar atarak ağır ağır ilerlemeye başladım.
Aynı şeyi tekrar yaşamaktan çok korkuyordum.Tarif edemediğim o iğrenç olayı..

Girdiğim barda koridorda sigara içen insanlar, ellerinde alkol şişeleri olan duvara yaslanmış insanlar midemi bulandırıyordu.Onun sayesinde ilk kez böyle bir yere gelmiştim.Ve burası beni cehennemle tanıştırmak gibiydi.
Her ne istiyorsa, kabul edip parayı alıp bir an önce buradan gitmek istiyordum.

Ne isterse kabul ederdim.
İyi ya da kötü, fark etmez.

Köşede, kanepelerde öpüşen insanları görünce kendimi kusmamaya zorladım.
Bir şekilde bu geceyi atlatmalıydım.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi..
Ne kadar imkansız olursa olsun bunu yapmak zorundaydım.

Bileğimi saran parmaklarla arkamı dönüp elin sahibine baktım.
Taehyung'un grubundan Kim Namjoon'du.
Taehyung'u görmeye gelmiş olmalı.

Hiç sarhoş görünmeyen Namjoon'dan elimi çektiğimde, "Burada ne yapıyorsun Jungkook? Burası senin için çok tehlikeli," dedi sesinde şaşkınlıkla.

Taehyung ona söylemedi mi?
Ne de olsa arkadaştılar, birbirlerinden nasıl bir şey saklayabilirler?
Ama son günleri sayarsak, birbirlerinin yüzüne hiç bakmıyorlar da.

"Sana bir soru sordum senin burada ne işin var?"

Sorusunu tekrarladığında, çevresinden gelen yüksek sesli müziği bastırmak için bağırmak zorunda kalmış, bu da tabii ki istemsizce korkmama neden olmuştu. Ne de olsa, beni neden rahatsız ediyordu ki, sonuçta burada gördüğüm her şey bana korkunç bir canavardan farksız geliyordu zaten.

"Cevap vermeyeceksin galiba. Beni dinle, burası senin yerin değil. Arkadaşlarını bile görmüyorum, yalnız mı geldin?"

"Yanıma kimseyi getirmedim," dedim, gözleri hyunglarımı ararken başımı eğerek.Ağzı şokla beş santim açık kalmıştı. Benden böyle bir şey beklemiyordu tabi, ben onlara küçük bir çocuk gibi bağlıydım, hyunglarımla yürürdüm, onlarsız bir adım bile atmazdım.

"Jungkook gidiyoruz benimle gel"

Sözlerini söyleyip beni kolumdan çekmeye çalıştığında onu durduramadım, çok güçlüydü.
Ama onu durdurabilecek bir güç vardı.

Kim Taehyung.

Bir an birinin beni buradan bir bahaneyle çıkarmasını istediğimde Namjoon önümde belirmişti.Bu kendini kandırma olsa da tek tesellim birinin beni buradan çıkarmaya zorlaması ve ben kendi irademle çıkmamamdı.

Ama şimdi Taehyung aniden ortaya çıkmıştı.Namjoon'un kolumdaki eli sertçe benden çekilmişti anında.Namjoon bir şey söylemeye çalıştığı anda Taehyung tarafından yere serilmişti.Birçok kişi buna odaklanırken ben neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Neden bu kadar kızgındı ki?
Buradan gideceğim için mi?

Taehyung tekrar Namjoon'a yumruk atıp üzerime basarken Namjoon'un arkadan bağırdığını duydum.
"Taehyung, aklını kaçırmışsın. Uyandığında yaptıklarından pişman olacaksın! Hem çocuğun hem de kendi hayatını mahvediyorsun!"

Söylediği sözler gözlerimdeki yaşlara hakim olamayıp, bir anda ağlamama neden olmuştu.'Neden ben' diye düşündüm, 'Neden hep ben?'
Bu soruyu kendime çok sordum ama asla bir cevap bulamadım.

Ağladığımı gören Taehyung bir iki saniye yüzüme bakmış, ardından eliyle gitmemi işaret edince ürkekçe yürümeye başlamıştım.

Ne olacağından çok korkuyordum.
Aslında düşündüğüm gibi olmasından korkmuştum.

FOR HARU || TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin