19☆

1.3K 100 66
                                        

Hastane yatağında yatan küçük bir vücut ve onun başında duran gergin bir adam.Yataktaki çocuğa sakinleştirici verilmişti dün gece, şimdi saat sabahın dokuzuydu ve Taehyung bütün gece uyumadan uyuyan güzeli izlemişti.

Ne kadar güzel olduğunu düşünmüştü ama güzelliğini ilk kez fark etmiyordu.
Jungkook'un Jimin'i sevdiğini öğrenene kadar bir yıldır bu güzelliğin farkındaydı.Başka birine âşık olduğunu öğrendiği an bunu aklından çıkarmaya çalıştı ama başaramamıştı.

Jungkook uyandıktan sonra birkaç dakika geçmişti ve o hala sessizce tavanı izliyordu.Yaralara bir yenisi daha eklenmiş, unutulmaz bir güne dönüşmüştü doğum günü.
Hem fiziksel hem de zihinsel olarak ruhu yanıyordu.Tabii ki, Taehyung gelmezse bayılana kadar devam edeceğini çok iyi biliyordu.Üç yıldır hep böyle olmuştu.Annesi öldükten sonra doğum gününü arkadaşları gibi mutlu bir şekilde kutlayamamıştı hiç.

Hayat bu temiz kalpli çocuğa hiç acımamıştı.

Taehyung'un babasının araması sessizce yatanı korkutmuştu.
Gözlerini hızla kırpıştırdı ve kalbi hızla atarken başının üzerindeki adama baktı.Jungkook'un bu hareketi yanındaki esmer adamın dikkatle saçlarını okşamasına neden oldu.

"Telefon çaldı."dedi gülümseyerek.

Ona cevap vermedi, onun sessizce gülümsemesini izledi ve yüzünü tekrar tavana çevirdi.Gözlerinden yaşlar yavaşça düştü, gözyaşları yastığı ıslatırken Taehyung'un kalbi ağrıyordu.
Bu kadar acıyı kesinlikle hak etmiyordu.Sadece mutlu olması gerekiyordu.

"Dün benim doğum günümdü"

Taehyung'un boğazı düğümlenmiş, ne diyeceğini bilememişti. Kafasında bir sürü soru vardı ama onu incitmekten korkuyordu.Nasıl teselli edileceğini bile bilmiyordu, ilk defa böyle bir durumdaydı.Her kelimeyi dikkatlice söylemek istedi ama önceden ona söylediği iğrenç sözleri hatırladı.

Özellikle Jungkook travma geçirdiğinde onu bara davet etmişti.
O kişiden farklı olan neydi ki?
Taehyung kendinden tiksinmişti o an.

"Bugün doğum gününü kutlayalım o zaman"

Taehyung, dün yaşanmamış gibi davranmaya çalışarak gülmek istemişti.
Ama Jungkook'un Taehyung'un ona acıdığını düşündüğünü anlamıyordu.
Bir yandan dünkü sahneleri unutamıyordu da.

"Doğum günümü kutlamayı hak etmiyorum"

Taehyung şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, neden öyle dedi?
En çok da her şeyin en iyisine layıktı.

"Öyle deme, en güzel şeyler sana layık"

Hızla hayır anlamında başını salladı, "Annem doğum günümde hediye almak için dışarı çıktı ve araba çarptı ona"

Taehyung, "Bu senin hatan değil, sadece kader," demiş, Jungkook hemen, "Kader diye bir şey yok," diye cevapladı.

Taehyung sessiz kaldı, kendisi zaten Jungkook'tan sonra kadere inanmaya başlamıştı ama şimdi sayesinde inandığı kişi böyle bir şeyin olmadığını kendisi söylüyordu.Neden hep karşı karşıyaydılar?
Görünüşe göre gerçekten kader diye bir şey yok muydu?

"Jimin haklıydı, kim benim kadar iğrenç birini sever ki?"

Taehyung bu sözler üzerine nefesini tuttu.Seni kim sevmiyor ki? demek istemişti ama dili konuşmasına izin vermemişti.Sanki bir şey söylemesine izin vermiyor gibiydi.Neden Jimin Neden o olmak zorundaydı? Diye düşündü. Belki de dışarıdan iyi biri gibi göründüğü için.O anda Taehyung kendine dışarıdan bakmak istedi, berbat görüneceğine hiç şüphe yoktu.

FOR HARU || TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin