Final

287 16 11
                                        

Hastane yatakları, tanıdık ilaç kokuları, odaların kapısında bekleyen tanıdıklar, fısıldayan doktorlar ve bir anda yalnız kalan hastalar.Bu yalnızlık neydi? Oysaki çevresinde pek çok insan onun için ağlıyordu, yalnız görünmüyordu hiç.

Her görünüşte yalnızlığın farklı bir anlamı vardı şimdi. Etrafındaki insanlarla ilgilenmek için son günlerinin olduğunu biliyordu. Bu gerçeği kabul etmek neden bu kadar kolaydı? Ölümden korkan ve ölmek isteyen de oydu. Sevdiklerinin çoğu diğer taraftayken, bu dünyada sevdiği tek kişi tüm sevgisini kendisinde yoğunlaştırmıştı.İki taraf arasında kalmak zordu.

"İstediğin bir şey var mı?"

Babası onu hâlâ affetmemiş olan oğlu Taehyung'a bakamıyordu bile ve bu sözler ağzından utanç içinde çıkıyordu.Kardeşi Haru uzun zaman önce dünyaya veda etmişti, şimdi sıra onda mıydı?Onları yetimhaneden almakla ne büyük günah işlemişti böyle..

"Jungkook.." dedi kuru ve çatlamış dudakları. "Gelmeyecek mi?"

Doktorlar birbirlerine baktılar, kimse Jungkook'un Haru'nun mezarı başında af dilediğini bilmiyordu.Taehyung'u da koruyamadı.Tıpkı Haru'da olduğu gibi.Haru Taehyung'u görseydi Jungkook'a kızar mıydı ki?Jungkook gerçekten o yerlere gitmeyi ve pişmanlıklarından kurtulmayı istiyordu.

Taehyung'u tedavi görmeye önceden ikna etmeliydi.Artık her şey için çok geçti.

Onu hayata bağlayan, kısa bir süreliğine de olsa gülümseten gönül ateşi sönecekti.Her gözyaşında alevlense bile tek taraflı olur, diğer tarafı ise soğuk, cansız bir bedende kalırdı.

"Tanrım, yaşattığın acılar yetmez mi? Neden bizi yarı yolda bırakıyorsun? İkimiz yeni kavuşmuşken neden bu mutluluğu bitiriyorsun? Babamın iğrençliğine bulaşmak benim hatam mıydı? Yoksa dertlerini unutmak için uyuşturucu bağımlısı olması Taehyung'un mu hatasıydı? Cidden çok kötüsün.Sonra da merhametli olduğunu söylüyorsun."

Gözyaşları ağır bir taş gibi tenini ovuşturdu.Haru'yu rahatsız edeceğini düşünerek hızla ayağa kalkmaya çalıştı. Şimşekler gökyüzünde çakarken, bir zamanlar korktuğu bu yüksek sesin karşısında artık güçsüz ama korkusuz duruyordu.Şu ana kadar çekebileceği en korkunç acıları zaten çekmişti, başka neyden korkabilirdi ki?

Taehyung'a verdiği sözden.

Ona yaralarını saracağını söylemiş ama şimdi üstlerinde yenileri açılmıştı, onlar ise umursamayacak kadar derindiler ruhu için.

Taehyung'un ona ilk kez verdiği çiçekleri hatırladı. Yarım aşkı temsil eden mavi çiçekler..

Elinde birbirinden güzel mavi çiçekler toplamış kendisini bekleyen sevgilisinin odasına girmişti.

Esmer olan yatakta uzanırken yorgun ve şişmiş gözleri son kez onun için parladı.

"Geldin..." diye mırıldandı.Ancak asla gelmeyeceğini düşünüyordu.Çünkü onu affetmesi imkansız görünüyordu. Jungkook'u dinlemeniş, ölmek için elinden geleni yapmıştı.Şimdi onun güzelliğini görmeden sonsuzluğa nasıl ulaşacağını düşünüyordu.

Onsuz cennet bile cehennem gibi olurdu.

"Bunu bize neden yaptın?" dedi soluk tenli adam titreyerek.Elindeki çiçekleri tutarak yatağın yanına oturdu. O sırada bir daha onu göremeyeceği düşüncesi gözlerindeki incilerle kendini ifade etmeye çalıştı.

"Üzgünüm."

Jungkook elindeki çiçekleri daha da sıktı.Dikenleri iğne gibi eline saplanıyor ama acıyı hissetmiyordu. Duyduğu üzüntü bir başkaydı sevdiği için yas tutarken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FOR HARU || TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin