Ağzımdaki kötü tat ve üstümü çıkartmadan yatmamdan dolayı terlemem, güne 1-0 yenik başlamışım gibi hissettiriyor. Yavaş yavaş sırtüstüne dönerken başımdaki Jay'i fark ettim. Gözlerimi tam anlamıyla açınca da, elindeki bir bardak suya küçük küçük parmaklarını sokarak bana su atıyordu. Anladığım kadarıyla yatağımın ıslanmaması için girdiği bir uğraştı bu.
O bana yaptığı şey ve saatin kaç olduğu ile ilgili bir takım bilgiler verirken, ben üzerimdeki ceketi yerle buluşturuyordum. Kapının arkasındaki havlumu alıp odadan çıktım. Odamın karşısındaki banyoya girerken içimde tuhaf bir his vardı. Dejavu gibi ya da sadece çok çişim vardı. Suyu ısınması için açıp, çişimi yaptım ben de.
Baktım ki hala o his var, birkaç saniye dikildim öylece. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. O sıra karnım guruldadığı için bu sefer de ona yordum bu hissi ve kıyafetlerimi yere adeta fırlatarak, sıcak suyun altına girdim. Sıcak su daha da acıkmamı sağladığı için hızlıca çıktım banyodan.
Kapıyı açtığım gibi Ryujin ile karşılaştım. Ben acaba, yanlış yerde miyim diye olayı anlamaya çalışırken o konuştu, "Salak salak bakma. Biz beş kıza bir tane tuvalet yetmiyor. Sizin max yedi dakikanızı alıyor her şey." dedi. Ben de karşılık olarak, "Günaydın Ryujin. Naber?" dedim. Oflayıp, gözlerini devirerek beni de kenara doğru itikleyip tuvalete girdi. Kapıyı da sertçe kapattı.
Aç ve yeni uyanmış olduğumda, söylenen şeyleri çok anlayamıyorum mesela. İnsanların başına bu gelebilir.
O kapıda tekrar o his vardı içimde. Yine birkaç saniye durdum öylece. Jay bağırdı koridorun başında, "Dikilme öyle. Su damlaların halıyı mahvedecek." dedi. Ben de hemen komuta uyup odama girdim.
Girdiğimde Beomgyu telefonumda bir şeyler yapıyordu. Beni görmesine rağmen devam edince konuştum mecbur, "Soyunucam şimdi, çık odadan."
"Telefonunu karıştırdım, ona bi şey demiyicek misin?"
"Yok ki bi şey telefonda."
"Yoo var. Hyunjin'e mesaj atıcaktım bir baktım kaptanla konuşmuşsun. Ben ilk geldiğimde hiç benimle ilgilenmemişti amına koyayım."
"Sen niye Hyunjin'e mesaj atıyorsun ki lan?"
"Biz dün numaralarımızı aldık, sabah mesaj atmış Changbin'den bana can at diye. Ben de attım diye bilgi vericektim senin telefondan baktım Minho. Okudum hemen tabi."
"İyi bok yedin. Siktir git lan odadan."O gevşek gevşek odadan çıkarken, ensesine bir tane geçirdim. Telefonumda gizli bir şey yoktu, ama buna da izin vermemeliyim sanırım diye düşündüm. Sonra bir şey yaparım diye kafamdan geçirip, üstümü giyindim.
Kahvaltı için odamdan çıktığımda karşımda Minho'yu gördüm. İşte o an o his ile tekrar karşılaştım. Lan acaba aşık mı oldum bu o his mu diye düşünürken, Minho, "Hala yumruk atmak istiyor musun?" dedi. Gözlerimi sıkı sıkıya kapatarak, geri bir biçimde odama girip kapıyı da kapattım. Kafamı kapıya yaslayarak bekledim bir süre. Çiş, açlık, yeni uyanmışlık ya da aşık olmak gibi şeyler değilmiş hissettiklerim. Saf bir şekilde benim salaklığımmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starlight.Minbin✓
FanfictionTexting&Düz yazı Uzun uğraşlar sonucunda badminton kulübüne giren Changbin ve takım arkadaşlarına mesafeli kaptan Minho. Minbin