Sarıldığım şey her neyse ona daha da sıkı sarıldım. Bacağımı da attım üstüne kendime rahat bir uyku pozisyonu arıyorum. Ama gerizekalı güneş gözüme gözüme geliyor.
Zaten başım ağrıyor, midem bulanıyor, ağzımda acı bir tat var ve sarıldığım kişi hareket edip rahat pozisyonumu bozdu. Kişi diyorum çünkü bir anda sırtını döndü bana. Umarım bizden biridir çünkü geceden hatırladığım şeyler kısıtlı.
Gözlerimi zar zor açtı Minhomun ensesiyle karşılaşınca hemen sıkı sıkı sarılma verdim kendisine. O da geri bana doğru döndü. Gülerek sarıldı hemen.
"Başım çatlıyor."
"Of benim de ya!"
"Kimin evindeyiz biz bu arada?"Minho şüpheyle etrafına bakınınca ben de yerimden doğrulup baktım. Gördüğüm eşyalar karşısında Hyunjin'in annesinin evi olduğunu fark ettim. Ahşap işlemeli eski dolaplar, kötü duvar kağıdı, dantelli perdeler küçüklüğümden beri kaldığım o tanıdık yeri hemen hatırlatıyor bana.
Hemen geri yerime yattım. "Hyunjin'in annesinin evindeyiz." dedim. O da mırıltılar çıkardı sadece. Bu sefer solumdan sarılarak yatan o.
Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp biraz daha uyuma kararı aldım. Malum dün, yarınlar yokmuşçasına içip eğlenmiştik. Aklıma gelen şeylerle tebessüm etmeden duramıyordum. Soojin'in birisiyle ciddi anlamda flörtleşmesini hatırlıyorum mesela. Her konuşmasını gelip bana anında anlattığı için hatırladığım kadarıyla biliyorum bir şeyler.
Mesela çocuğun yeni mezun olduğu, annesin Japon olduğu, veteriner olduğunu ve hatta kendi veterinerini açmak istediğini falan anlatmıştı. Gerisi fazla detaydı. En sevdiği meyvenin çilek olduğunu ama fazla yerse alerjik reaksiyon gösterdiğini falan da anlattı. Kısmen benimle de flörtleşen çocuğun adını bilmiyorum ama. Soojin numarasını almıştır umarım.
Minho çok güzel dans ediyordu mesela. Her dansa ayrı koreografi yapması geceye damga vuran şeydi. Gözümün önüne gelen hareketlerle gülmeden edemedim. Hatta bazı şeyler o kadar komikti ki seslice kıkırdayınca gözümü hafifçe açıp Minho'ya baktım. Hafif çatık olan kaşlarıyla uyumaya devam ettiğini görünce ben de eski pozisyonumu geri aldım.
Geceden hatırladığım başka şey ise uzun süreden sonra Yang Jeongin'i görmüş olmamızdı. Kendisinin çok samimi biri olması ve Hyunjin'in oda arkadaşı olan Seungmin'le sevgili olması gecenin en büyük şokuydu sanırım.
Hyunjin demişken...
"SİKTİR!" yerimden aniden küfür edip doğrulunca Minho'da sıçrayarak uyandı. O hala koluma sarılmış anlamaz bakışlarını bana atarken dehşetle onun suratına bakıyordum.
"SİKTİR MİNHO SİKTİR!"
"NOLUYOR BE!"
"ÖPÜŞTÜLER LAN OHA!"
"KİM ÖPÜŞTÜ?"Anlatmak istesem de görüntüler tam olarak net değildi. Yerimden hızla kalkıp kapıya doğru ilerledim. Koridora açılan kapıda Hyunjin'in adını bağıra bağıra ilerliyorum şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starlight.Minbin✓
FanfictionTexting&Düz yazı Uzun uğraşlar sonucunda badminton kulübüne giren Changbin ve takım arkadaşlarına mesafeli kaptan Minho. Minbin