Bir kez daha vurdum hızla topa. Terler damlarken, tişörtüme silip devam ettim oyuna. Karşımda Jay var. Hızıma yetişemiyor bazen. İçimde ise anlamlandıramadığım bir his var. Dışarı çıkarmamam gereken bir his olduğuna eminim.
Kıskançlığı iliklerime kadar hissediyorum farkındayım. Eskiden de hissederdim bu duyguyu, ama bu kadar net olduğunu hatırlamıyorum.
İkisinin bu kadar samimi olmasını sindiremiyorum. Paylaşamıyorum kimseyle. Yine de ne kadar toksik olduğumun farkındayım. Bu zamana kadar, Changbin'i birçok anda kıskandım.
Hyunjin'le buluştuğu ilk zamanlarda, gruba attığı fotoğraflarda, başkaları ile samimi olduğu her anda. Yine de ona hiçbir şey demedim. Ama ilk defa hiçbir şey dememek beni zorluyor.
Sıkıştığımı hissetmemi sağlıyor.
Seti alarak oyunu kazandım. Ama terden ve sıcaktan ölüyorum. Havluyla alnımı sildim. Diğerleri hala oynuyor, su içip derin derin nefesler alıyorum, bu sırada da nefesimi düzene sokuyorum.
Changbin'e bakıyorum, ister istemez gözlerim kayıyor ona. Kazuha, Soojin ve Baemgyu'yla maç yapıyor. İyi de oynuyor, her zamanki gibi.
Ona bakarken içimdeki kıskançlığın, yavaştan bedenimi terk ettiğini hissediyorum resmen. Changbin'e yüzümde sırıtışla bakarken Jay bana yaklaştı.
"Bugün sana noldu ya, yetişemedim resmen. Yaşlı hissettim kendimi." hala nefes nefese bir halde.
Gülüp bakışlarımı Changbin'den çektim.
"İyisin iyisin, hissetme öyle.""Ne düşünüyorsun, şu yeni çocukla ilgili? Adı neydi ya..."
"Jungwon."
"Heh, Jungwon. İyi çocuğa benziyor ya, Changbin'le de arkadaşmış hem. Tesadüfe bak."
"Aynen, ben spor salonuna geçiyorum."
"Ben de geliyorum."Diğerleri de yeni bitirdiği maçları ile kenarda dinlenirken, Jay ile spor salonuna ilerledik. İçeri girdiğimizde beklediğim kişi vardı tabikide.
Sağlık koçuyla birlikte kardiyo kontrolü yapıyordu. Kısa bir baş selamı ile ilerledik biz de. İkimiz de koşu bandına ilerledik.
Kısa bir süre sonra, diğerleri de yavaş yavaş doldurdu spor salonunu. Changbin'in içeriye girdiğini fark ettiğimde, hemen Jungwon'un yanına gittiğini gördüm.
Karşımdaki aynadan, ikisinin gülüşerek yaptığı konuşmayı izledim bir süre. Resmen odaklanamadığım için daha da nefes nefese kaldım.
Koşu bandını durdurup soluklanmaya başladım.
"Ne o kıskanmaya mı başladın hemen?"Kafamı sola çevirdiğimde, Ryujin bana bakmadan bantta ayarlamasını yapıyordu.
"Kıskanmak değil de..."
"Yo, baya kıskanmak. Baya salak bi adam olduğun için, gizleyemiyorsun da."
"Sus Ryujin."Elindeki havluyu suratıma fırlatıp, koşmaya başladı. Ben de kaldığım yerden devam ettim.
Günüm bu şekilde devam etti aslında. Öğle yemeğinde güle oynaya yemek yiyen, Jungwon ve Changbin'i izledim. Antrenman yapıp içimdeki gereksiz duyguları bastırmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Starlight.Minbin✓
FanficTexting&Düz yazı Uzun uğraşlar sonucunda badminton kulübüne giren Changbin ve takım arkadaşlarına mesafeli kaptan Minho. Minbin