softcore

272 41 11
                                    


"Watching my youth slip away."

Ağaçların sıklaştığı bir alana doğru ilerlemeye devam ettiğimizde şehir merkezinden uzaklaştığımızı anlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağaçların sıklaştığı bir alana doğru ilerlemeye devam ettiğimizde şehir merkezinden uzaklaştığımızı anlamıştım. Birkaç dakika sonra Hyunjinlerin arabası durdu ve indiler. Sunghoon da arabayı durdurdu ve bana çok kısa bir bakış atarak arabadan indi.

Arabadan inerek çekingen adımlarla onu takip etmeye başladığımda uzun kollu tişörtümün kol kısımlarını sıkıyordum. Hyunjin yere eğilerek büyük demir bir plakayı itti ve ortaya çıkan geniş delikten içeri girdi.

Herkes onu takip ettiğinde Sunghoon beni belimden tutarak inmeme yardım etti ve Hyunjin'in açtığı demir plakayı kapattı. Delikten aşağı sarkan ve 2-3 metrelik olduğunu düşündüğüm merdivenleri dikkatlice indim.

Oldukça kasvetli hava ve tozlu ortam yüzünden birkaç kez öksürdüm ve kahverengi deri koltuklara yerleşen Sunghoon'un yanına oturdum. Etrafı incelerken tahta sehpanın üzerinde gördüğüm çerçevenin etrafındaki kırmızı lekelerin boya olmasını dileyerek önüme döndüm.

Oldukça eski ama modern gözüken eşyaların arasında bir sürü çerçeve vardı. Fotoğraf çekinmeyi çok seviyor olmalılardı çünkü bir duvarda neredeyse boydan boya vesikalık fotoğraflar ve grup fotoğrafları vardı.

"Şimdi..." Hyunjin dikkatimi çekmek istercesine ellerini birbirine çarptığında ona döndüm. "Dediklerimize inanmak zorunda değilsin ama kimseye bu gördüklerini de söyleyemezsin. Aksi takdirde..." Boğazını temizledi ve Sunghoon'a bir bakış attı. "Anladığını düşünüyorum."

Kafamı salladım. Ne göstereceklerini bilmiyordum ama sonucunda ölebilirdim bile. Hyunjin'in sözlerinin altında yatan ima buydu ve açıkçası tüylerimin diken diken olduğunu hissetmiştim. "Ben bir Kentaur'um. Kısaca Kentaur'lar belden yukarısı insan, aşağısı ise at şeklinde olan varlıklar."

Gözlerimi büyüterek Sunghoon'a döndüğümde kafasını salladı. Hızlıca Hyunjin'e döndüm. "Nasıl yani, ata dönüşebiliyor musun? Hemen dönüşsene!" Heyecanla söylediğim şeye altında yatan üzüntüyü gizleyerek güldü. "Maalesef bu özelliğimi kaybettim, soyumun yüz karasıyım."

Know omzuna sert şekilde vurduktan sonra yüzünü ekşitti ve ona sert bir bakış attı. "O zaman ben devam edeyim." Jay ortamın gerildiğini anlayarak ortaya atladığında bakışlarımı ona çevirdim. "Benim atalarım Ekhidna türüne dayanıyor. Eski zamanlarda bacak yerine yılan kuyruğu olan ve tamamen yılana dönüşebilen bir tür yani. Daha sonrasında topluluk arasında yaşayabilmek için kendi kendilerini mutasyona uğratarak yılan kuyruklarından kurtulmuşlar."

"O zaman şu an yılan değilsin, öyle mi?" Tek kaşını kaldırarak düşündü. "Fiziksel olarak değilim ama yılan özelliklerini taşıyorum diyebiliriz. Yerde sürünmüyorum ama koku alma yeteneğim çok iyi, özellikle de kimyasal atıklar konusunda."

CursedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin