"Take away my blood and bones
Make your flowers deep inside of me."ps: ben bu bölümü normalde aşırı soft yazacaktım sonra böyle oldu bölüm adıyla bölümün içeriğinin bi alakası da uok 🤡 (olum bu fic güzelmiş neden söylemiyonuz yb yazardım)
Jake'ten
Elleri kazağımın yakalarını bulup beni kendine çektiğinde kızaran alt dudağımı dişleri arasına alarak emdi. Dişlerini dudağıma bu kadar bastırması canımı acıtmıyordu, ya da ben gerçeklik algımı yitirmiştim ve vücudum ondan gelecek her hareketten zevk alacak duruma gelmişti.
Dili dudaklarımın üzerinde ilerlerken gözlerini asla gözlerimden ayırmıyordu. Bu tarz şeyler benim için tamamen yeniydi, daha önceden sevgilim olmuştu ama el ele tutuşmaktan başka hiçbir şey yapmamıştık ve ben arkadaşça duygularımı yanlış yorumlayıp ondan hoşlandığımı sanmıştım.
Sonuç olarak vücudumdaki her hareketi benim için bir ilkti ve kendimi kasmaktan patlamak üzereymişim gibi hissediyordum. Onun yüzünde hafif bir sırıtışla dudaklarımı emmesi ise ne kadar rahat olduğunu gösteriyordu.
Nasıl bu kadar iyi öpüşüyordu? Ellerini nasıl bu kadar iyi kullanabiliyordu? O benim ilk öpüşmemdi, belki de ilk birlikteliğimdi -yaptığımız şeyin ya da ilişkimizin adı bile yok ve bu yüzden betimleyemiyorum bile- ama onun bu kadar tecrübeli olmasından anladığım kadarıyla hiçbir şeyde ben onun ilki değildim.
Dudaklarına belki de benden önce onlarca kişi dokunmuştu ve ben onun için sadece geçici bir hevestim. Ellerinin dokunduğu ve yaktığı her bölgeme ondan önce kimse dokunmamıştı, kimse belimi sıkıca kavrayarak kendine bastırmamıştı beni, o ise bunları yapmaya alışık gözüküyordu.
Her ne kadar bunları düşünerek kendimi üzsem de şu an içinde bulunduğumuz durum ve bana hissettirdikleri yüzünden mantıklı düşünemiyordum. Elleri sırtımın ve belimin her yerindeydi, dudakları çenemi, dudaklarımı, burnumun altını öperken tek yapabildiğim kesik soluklarımı odaya saçmaktı.
Koltukta üzerime eğilerek beni öpmeyi bırakıp yanıma oturarak beni kucağına oturttu. Bir anda belimden sıkıca kavrayan büyük elleri tarafından havaya kaldırılmak bacaklarımın olduğunu hatırlatmıştı ve garip hissetmiştim.
Bacaklarımı iki yanına koyarken kendimi küçük bir çocuk gibi hissetmiştim onun üzerinde. Kazağımın içinde küçücük kalmıştım ve büyük ellerinin kazağımın içinden okşadığı belim yüzünden kendimi onun bebeğiymişim gibi hissediyordum. Tabii bu masum düşüncelerim boynuma değen dudaklarla aklımdan silindi.
Dudakları özenle boynumu emerken kazağımın açıkta bıraktığı köprücük kemiğime ilerledi. Nefesimi tutuyordum ve farkında bile değildim. Ellerimi omzunun iki yanına atarak kendimi ona yakınlaştırdım. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyordum ve kendimi deli gibi kasıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed
FanfictionÜniversiteye yeni başlayan Jake, tarih ve mitolojik canlılar hakkında oldukça bilgili olan Profesör Sunghoon'a karşı güçlü bir çekim hisseder.