"Ben sadece bir insanım. Bir hayatın değerini ya da anlamını bilmiyorum. Ve asla da bileceğimi sanmıyorum. Buna asla karar verecek kişi ben olmayacağım. Fakat şimdi karar verebileceğim bir şey var." Ve Kuzuryu sayısını seçti."Son tur bitti."
"Demek seçimini yaptın. Bir hayatın değerine karar verilemez. Bunu neden yaptığını söyle bana." Sonunda Kuzuryu'ya bir şey söyledim.
"İdeallerim için yaptım."
"Kazanan usta Chishiya. Bir oyuncu -10 puana ulaştı. O oyuncu için oyun son buldu."
Chishiya Kuzuryu'ya baktı ve başını eğdi. "Gerçekten gülümseyebildiğini görmek güzel."
Kuzuryu yukarı baktı ve gözlerini kapattı. "Sonunda özgürüm. Kendi seçimimi yaptım. Hem de kendi ideallerime göre." Gözlerini açtı ve Chishiya'ya baktı.
"Hepsi de senin sayende." Gözünden bir damla yaş aktı ve tekrar gözlerini kapattı.
Asit vücuduna düşmeye başladı ve derisini eritti. İskeleti artık yerdeydi.
"Öndeyken bıraktı. Ona bu seçimi yapma şansı verdim. Onu çok kıskanıyorum." Dedi Chishiya.
Yüzümü ellerimin arasına alıp rahatlayarak iç çektim. "Ne kadar uzun bir oyundu." Dedim yorgun bir şekilde.
Makine tangırıp tıslamaya başladı.
Ben ve Chishiya bizim etrafımızı saran kemerlerimizi çözdük.
Hızla ayağa kalkıp gerindim. Başımı kaldırdığımda Chishiya'nın bana doğru yürüdüğünü gördüm, esnedim ve ona baktım.
Aniden kollarını belime doladı ve beni kendine çekip kocaman sarıldı. "Kurtulduğumuza sevindim Akira."
Kollarımı ona dolarken gülümsedim. "Evet, ben de."
İkimiz de sarılmayı yavaşça bıraktık.
***
"Ben... Ben birini görüyorum..." Dedi Chishiya.
Kişiye daha yakından bakmaya çalıştım. "Öyle mi... Arisu?" Tüfeği alan şekle baktım.
Chishiya elimi tuttu ve Arisu'ya doğru yürümeye başladık.
"Hey! Seninle burada karşılaşmak ne güzel." Diye bağırdı ona Chishiya uzaktan.
Arisu arkasını döndü. "Chishiya." Bana baktı. "Akira?"
"Sadece iki oyun kaldı. Oyuncular Shibuya'da toplanmaya başlıyor. Muhtemelen hâlâ birilerinin hayatta olduğuna dair oldukça iyi bir önseziye sahibim.
Arisu'dan birkaç adım ötede durduk ve kısa bir sessizlik oldu.
"Ne? Söylemen gereken tek şey bu mu?" Diye sordu.
"Bu yüzden?" Diye sordum.
"Hiçbir şey. Sadece... Sen pek konuşmuyorsun Chishiya... Artık çok daha az huysuzsun.
Chishiya güldü. "Oh, daha az huysuz, ha? Başlangıç olarak, Akira ve ben çok şey yaşadık."
Chishiya iç çekti ve yavaşça Arisu'ya yavaşça yaklaşmaya başladık.
"Hey, Arisu... İkinize daha önce hiç kimseye söylemediğim bir şey paylaşacağım."
"Hmmm, tamam." Dedim sert bir tonda.
"Şey, ben-" Chishiya bir silah sesiyle sözünü kesti, vurulanın o olduğunu fark etmek için ona döndüm.
"Hey!" Diye bir ses duydum.
Arisu'nun arkasına baktım. Silahı tutan Niragi'ydi.
"Ne-" Dedim.
Arisu silahını Niragi'ye doğrulttu.
"Seni bir daha asla göremeyeceğim sandım! Çok mutluyum!" Dedi Niragi yüzünde geniş bir gülümsemeyle.
Alay ettim. "Eh, geri kalanımız değiliz." Dedim.
Chishiya şimdi uzanırken vurulduğu yanını tutuyordu. "Hayati organlarımı bilerek mi ıskaladın?"
"Sürpriz bir saldırıyla işini bitirmek istemedim. O hâlde başlayalım." Diye belirtti Niragi.
"Ne başlayacağız?" Diye sordum.
"Bu yeni bir cinayet oyunu. Burada dördümüzün yapabileceği başka bir şey yok gibi."
"Oyuncular arasında bir oyun mu başlatmak istiyorsun?" Diye sordum.
"Dördümüz de aynıyız. Toplumdan dışlanmışız. Kaybedenler... Yine de hayatta olmanın nasıl bir his olduğunu herkesten çok biz bilmek istiyoruz." Niragi bunu açıkladıktan sonra yere kan öksürmeye başladı.
Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. "Bana son bir iyilik yapın. Bir oyun daha, hadi! Siz benim kardeşimsiniz sanıyordum!" Ve bir silah çıkarıp Chishiya'nın yanına yere fırlattı.
Chishiya karnını tutarak yavaşça ayağa kalktı ve silahı aldı. "Kulağa enteresan geliyor. Arisu ve Akira, siz ikiniz ne düşünüyorsunuz?"
"Ne demek istiyorsun?" Diye sordu.
"Hadi, aptal numarası yapma. Bana karşı bir garezin olduğunu biliyorum. Bununla hemen şimdi ilgilensek iyi olur. Her şeyi kesin olarak halledebiliriz."
"Chishiya, ne hakkında bahsediyorsun?" Sesimdeki öfkeyle sordum.
"Hadi ama, silahın nerede? Bir tane olduğunu biliyorum!" Dedi Niragi bana.
"Pekala, salak değilim."
"Bunu yapmanın başka bir yolu olmalı." Dedi Arisu.
Niragi aniden silahını Arisu'nun ayaklarına doğrulttu ve ateş etti. Arisu arabanın arkasına saklandığı için ıskalamıştı.
Niragi daha sonra silahı bana ve Chishiya'ya doğrulttu ama zamanında yoldan çekildik.
Silah sesleri yankılanırken bir arabanın arkasına saklandık. Chishiya arabaya çarptı ve inledi.
"Niragi! Kes şunu!" Diye bağırdı Arisu.
"Ben de sizler gibi davranıyorum. Canım ne isterse onu yapıyorum. Ne zaman ağzınızı açsanız, sadece kendinizden bahsediyorsunuz. Bunca zamandır saçmalıklarınızı dinlemek zorunda kaldım. İnsanların öldüğünü gördüğünüz için herkesten daha iyiymişsiniz gibi davranmayı kesin. Ve başkası için hayatta kalmaya çalıştığınızı söylemeyin, çünkü derinlerde bir yerde, siz de bir o kadar bencilsiniz! Önemli olan tek şey bizim zirveye çıkmamız!"
Rüzgar esmeye başladı.
"Evet. Haklı olabilirsin... Belki de burada birbirimizi öldürmemiz gerekiyor." Dedi Arisu.
Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4𝐞𝐯𝐞𝐫 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟
FanficKitabın asıl yazarı "livefornijiro". Bu kitabı çevirmeme izin verdiği için kendisine çok teşekkür ederim:) İyi okumalar...