5 |RÖPORTAJ

92 20 47
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın💛

'' Ruhumda ince bir zincir vardı beni bu hayatta tutan, ve yine aynı zinciri beni bu hayattan koparan.''

"RÖPORTAJ"

Ağlamaklı bir şekilde kalktığımda telefonum çalıyordu. Yavaşça telefonu elime alıp arayan kişiye baktım, Taha'ydı. Saatte baktığımda baya geç olmuştu saat 12.53'dü. Hızlıca ayağa kalkıp telefonu cevapladım.

"Kızım niye açmıyorsun telefonu bin kere aradım ya."

"Uyuya kalmışım." Yalan söylemek zorunda kaldım, sadece iki saat yatabilmiştim geri kalan saatlerde sesizce ağlamıştım niye bilmiyorum ama canım çok acıyordu. Sabaha kadar sadece iki saat huzurla başımı yastığa koymuştum.

''Kahvaltı bitmeden gel aşağıya bekliyorum hadi. ''

Saate baktığımda yarım saat içinde aşağıda olmam imkansız gibi duruyordu.

''Siz yapın benim hazırlanmam uzun sürecek. ''

Sabah 9.45'de Overls'dan aldığım mesaja göre benim, hükümet tarafından ayarlanan gazetecilere konferans salonuna röportaj vermem lazımdı.

Ne için röportaj verecektim inanın hiçbir fikrim yoktu. '' Peki... Zorunda değilsin. '' Taha'nın verdiği cevaptan sonra kaşlarım çatıldı genelde bu kadar olgun değildi bu kadar ciddi cevaplarda pek veremezdi acaba başına birşey mi düşmüştü?

Ardından telefonu kapattı kaşlarım çatıldı yine, trip atıyordu ama ne için? kendi kendime söylenmeye başladım, ''Hayır arkadaş sizi bana tek tek seçerek mi yolluyorlar anlamadım kinne desem kimse benden memnun olmuyor. ''

Oflayarak ayağa dikildim ve duşa doğru ilerledim üstümü çıkarıp soğu sudan önce sıcak suyla duş aldım. Çıkarken soğuk suyu kafamdan aşağı tutup öyle çıkmıştım eğer bunu yapmasaydım uyku bastırdı üzerime. Elimi başımın üstüne koydum kafa derim de çok ince bir sızı hissettim, elimi kafamdan çekip bornozumu giyidim. Banyodan çıkmadan dişlerimi fırçalayıp yüzüme siyah maske yapıp öyle çıkmıştım.

Yatağıma doğru ilerleyip oturdum elime gece okuduğum şiir derlemeleri kitabını aldım maske kuruyana kadar okursam pek sorun olmazdı.

Bir kaç şiir okuduktan sonra gözlerim tanıdık bir şiirle durdu, Ben, yine de vazgeçmedim seni sevmekten. Eskisi gibi değil ama. Biraz buruk, biraz küs, biraz sitemkar seviyorum seni.

Cezmi Ersöz'ün bu şiiri bana kendimi hatırlatıyordu bana kendimi tanıtıyordu sanki bu satırlarda sükunet bulmuştu ruhum. Bu satırlarla bulmuştu ve yine bu satırlarla kaybetmişti beni. Diğer bir değişle ruhumda ince bir zincir vardı beni bu hayatta tutan, ve yine aynı zinciri beni bu hayattan koparan.

Eskimiş satırlar arasında bulduğum cümleler benliğimi yansıtan nadir sözcükler zarif kıvrımlarıyla, sert bir müzik ama naif bir nota misaliydi acımasızdır cümleler derler evet öyle cümleler çok acımasız bir notanın sert vuruşu kadar değil ama sevdiğin insanın seni sevemeyeceği kadar acımasızdır.

Ruhumu okşayan bu güzel satırlardan uzaklaşıp hafifçe ayağa kalktım. Yüzümde ki maskeyi soyup temizce yıkayıp banyodan hızla çıktım giyinme odasına girdim.

Resmi birşeyler giymem lazımdı ama bu benim zerre umrumda değildi. Açıkçası uzun zamandır renkli giyinmemiştim yaz bitmek üzereydi o yüzden güzel birşeyler giymeye odaklandım.

Siyah askılı bir crop altına beyaz bir etek giymiştim üstüne uzun beyaz bir gömlek giyip önünü açık bıraktım. Altına kahve-bej rengi bir Jordan giymiştim.

KEFENSİZ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin