İmparatorluk Sırrı

Bağlantılar

Geçmişe nazaran sarayda geçen günlerim oldukça hareketli bir hâl aldı. Aisha ile birlikte düzenlenen çay partilerine katılmaktan ziyade Marki'nin bana düzenli olarak verdiği altınları tek bir tanesine bile dokunmadan biriktiriyorum. Madam Agatha'yı da oldukça sık ziyaret etmemin meyvelerini de şimdiden toplamaya başladım. Madam'ın mağazasında kıyafetlerini denerken gözüme ilişen kişiyi görür görmez tanıdım, bu kişi Lord Antonio Matinez idi. Geçmiş hayatımda Lord Antonio, ben imparatorluğa geldikten iki yıl sonra çok önemli olan yakut madenini keşfetmiş ve ondan oldukça kâr ederek önemli bir konuma yükselmişti.

Lord Antonio o gün karısına güzel bir elbise etmek için Madam Agatha'nın mağazına gelmiş olsa da yüksek bir konumda olmadığı için çalışanlar onunla ilgilenmemiş ve istediği elbiseyi ona veremeyeceklerini söylemişlerdi. İmparatorlukta paradan önce gelen şey olduğun konumdu. Bu aptallar bana yaptıklarını Lord Antonio'ya da yapmışlardı ki ben direkt konuya dahil olup Antonio'nun istediği elbisenin ona verilmesini sağladım. Peki bu nasıl mı gerçekleşti? İşte şöyle..

"Bayım gerçekten üzgünüz fakat bu elbiseyi size veremeyiz."

"Neden? Fiyatının iki katını ödeyeceğim, bana bu elbiseyi verin."

"Bayım anlamıyorsunuz. Bu elbise.."

Gerçekten sinir bozucu. Eğer bu adamın gelecek yıl başaracaklarını duysalar bırakın o elbiseyi bu mağazadaki bütün elbiseleri ona verirler. Dayanamayacağım.

Oturduğum yerden kalkıp çalışanların olduğu yere doğru adımladım ve net bir tavırla konuştum.

"Ona istediği elbiseyi verin."

Benim sesimi duymalarıyla çalışanlar gözlerini ayırıp beni selamladılar.

"Ma-majesteleri.. bu adam.. ona bu elbiseyi vereme-"

"Sen bana karşı gelme cüretin de mi bulunuyorsun?"

"Nasıl isterseniz majesteleri. Elbiseyi Bayım için hazırlayın."

Onların işlerine burnumu sokmak istemezdim sonuçta burası herkesin alışveriş edebileceği bir mağaza değil elbet ama bu adamın karısı oldukça hasta ve yakında ölecek. Bunu bildiği içinde karısına hediye etmek için imparatorluktaki en iyi mağazadan bir elbise istiyor. Geçmişte elbiseyi alamamıştı ve meşhur olacağı madeni bulunca karısının hikayesini anlatıp mağazayı taşlamıştı. İnsanlar ise bunun acımasızca olduğunu düşünüp sipariş ettikleri tüm kıyafetleri iptal ettirmişlerdi. Yani sonuç olarak karşılıklı iyilik yapıyorum.

Mahçup gözlerle bana bakan Lord yanıma yaklaştı ve önümde eğilerek beni selamladı.

"Size ne kadar teşekkür etsem az majesteleri, lütfen iyiliğinizin karşılığını ödememe izin verin."

Gülümseyerek yanıtladım.

"Buna gerek yok Lord Antonio."

Şaşkın gözlerle bana baktı.

"Adımı biliyor musunuz majesteleri? Onur duydum."

"Şu sıralar önemli işlerle meşgul olduğunuzdan adınızı duydum. Mesela maden işleri?"

"Evet majesteleri, madenlerle ilgileniyorum. Anladığım kadarıyla sizde madenlerle ilgileniyorsunuz."

"İlgilenmek değil ama hobi olarak adlandırabilirim, parlak şeylere zaafım var."

Yalan söyledim.. fazlasıyla ilgileniyorum..

"Anlıyorum majesteleri, sizin için oldukça kolay bir hobi olacaktır."