Ines De La Fuente

87 17 3
                                    

Oturduğum sandalye de Aisha'nın gözlerini açmasını bekliyordum. Evan ile birlikte onu Evan'ın güvenli olarak adlandırdığı kulübeye getirmiştik. Ormanın içinde yer alan bu kulübe oldukça ıssız bir çevredeydi.

Yerde yatan Aisha gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı. Elimde tuttuğum hançeri parmak ucuma doğru bastırarak kendine gelmesini izliyordum. Elleri ve ayakları bağlı olan Aisha olduğu yerde doğrulmaya çalışıyordu.

Oturduğum yerden kalkıp Aishanın omzunu tuttum ve dizlerinin üzerinde oturur pozisyonda gelmesini sağladım. Aisha etrafına telaşlı bir şekilde bakıyor ellerini iplerden kurtarmaya çalışıyordu.

"Majesteleri lütfen!! Lütfen beni bağışlayın!! Çok büyük bir günah işledim lütfen! Biri, biri yardım etsin!! Majesteleri lütfe-"

"Kes sesini Aisha. Ne kadar çabalasanda burada seni kimse duyamaz."

"Ma-majesteleri, hatalıydım ben bir günahkarım lütfen beni bağışlayın."

Olduğum yerden doğruldum ve ayağa kalkıp kollarımı yukarıya doğru kaldırarak gerildim. Ardından elimde tuttuğum hançeri masaya sapladım. Göz yaşlarına boğulmuş Aisha bu hareketimle olduğu yerde titremeye başladı. Ona doğru ilerlerken gülümsedim.

"Sana kurtulman için ikinci bir şans veriyorum. Bana her şeyi anlatacaksın Aisha. Seni kim neden tuttu? Mektupları engelleyerek eline ne geçecekti? Her şeyi eksiksizce anlatacaksın."

"Size söyleyemem majesteleri eğer tek kelime edersem beni öldürürler. Lütfen majesteleri beni bağışlayın lütfen!"

Sinirle kaşlarımı çattım.

Seni aptal kız..

"Buradan sağ çıkabileceğini mi sanıyorsun Aisha? O çok güvendiğin efendin seni kurtarabilir mi sanıyorsun?"

Korkuyla etrafa bakınan Aisha sonunda pes etti ve bana her şeyi anlatmaya başladı. Dışarıdan iletişimimin olmaması gerektiğini yoksa güçlenebileceğimi gözümü açacağımı söyledi. Benim her hareketimi bildirdiğini ve göz hapsinde tuttuğunu söyledi.

Aisha, anlatacakları bittikten sonra başını önüne eğerek ağlamaya devam etti.

Dinleyeceklerim bittiğine göre gitmeliyim..?

Kapıya doğru ilerlememle Aishanın feryatları kulaklarıma doğru çalındı. Geriye döndüm ve masada saplanmış duran hançeri çıkartıp Aisha'nın önüne attım.

"Bu senin tek şansın, iyi değerlendir. Ve bu ismi asla unutma, ben Ines De La Fuente. Bugün bu isim tarafından yargılandın."

Tekrar kapıya doğru ilerledim ve dışarıya çıktım. Benim kulübeden güvenli bir mesafeye gelmemle Evan, elinde tuttuğu kibriti kulübeye doğru attı. Kulübe yavaş bir şekilde alevlenirken birden tutuşmasıyla dört bir yanı alevler içinde kaldı.

İçeriden duyduğum çığlıklar yüreğimi titretmişti, tam oraya doğru ilerliyordum ki Evan arkamdan uzanıp kollarını belime doladı. Ardından fısıldadı :

"Bugün sen düşmanına acırsan, yarın düşmanın seni ilk fırsatta hançerler. Unutma, düşman her zaman düşmandır."

Düşman her zaman düşmandır.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmparatorluk SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin