Tüm dünyaya sığamazken onun kalbine saklanmak istedim.
1 gün önce...
Pars, patronundan aldığı emir ile ilçeye en sağlam adamlarını göndermişti. Hava karardığında adamlar, jandarmadan uzak bir alandan geçerek ilçeye gitmeyi başarmışlardı. Geçen gün geldiklerinde, Jandarmanın sabah akşam kontrol ve çevirme yaptığını görmüşlerdi. Giremeyeceklerini anladıklarında Pars'a haber verip geri dönmüşlerdi. Bunun üzerine patronları Pars, bir plan kurdu.
Hep birlikte Dereli yolunda dizildiler. Pars'ın aracı geride bekleyecek ve adamları kızı getirdiğinde öndekilere belli etmeden geri dönecekti.
İki adam, karanlığın üzerine çöktüğü ilçenin sokaklarında dolaşmaya başladı. Kıyafetleri onları halktan biriymiş gibi gösteriyordu. Kendilerine saklanabilecekleri bir yer ayarladılar. Sabah olduğunda ellerine tutuşturulan fotoğraftaki kızı ve çocuğu erken saatte bir terzinin önünde gördüler. Kimseye fark ettirmeden onları takip ettiler. Saatler ilerlerken bir askerin onları arabasına alıp götürdüğünü gördüler.
İlçenin ilerisinde bekleyen adamlarına aracın plakasını söylediler. Bir süre sonra önlerinden geçen aracın peşine takıldı adamlar.
Onlar için beklemek önemli değildi. Saatlerce oldukları yerde dursalar da bir önemi yoktu. Takip ettikleri aracın bir binaya girdiğini gördüler. Saatlerce yine beklediler. Asker binadan çıktı. Bu sefer de havanın kararmasını beklediler.
Şimdiki Zaman...
Binanın demir kapısından içeriye girdiler. Merdivenin önündeki duvara yapıştırılan kuralların altında apartman yöneticisinin adını gördüler. Adamın ziline bastılar. Yöneticinin, çıkarlarına ve paraya düşkün biri olması işlerine yaramıştı. Verdikleri banknotlar, hem binanın sahibi hem de yöneticisi olan adamın merhametsizliği ile aynı ölçüdeydi.
3. Kattaki dairenin anahtarını aldıklarında yavaş adımlarla bir üst kata çıktılar. Kapıyı dinlemeye başladılar.
O sırada Yiğit Ali'nin kitaplarından birini okumaya başlayan Mihriban, oturma odasında oturuyordu. Ege ise yatakta uyumaya devam ediyordu.
Duyduğu anahtar sesi ile kitabı kapatıp ayağa kalktı Mihriban. Bir an, Yiğit Ali'nin geldiğini zannetti. Ama tüm anahtarları hani kendisine vermişti?
Kapıya doğru ilerledi. Hemen kapının üzerindeki zinciri kapının eşiğine sabitlenen halkaya geçirdi. Eğer gelen Yiğit Ali ise geri çıkartırdı zinciri. Kapı açıldı.
"Yiğit Ali?" Dedi ama ses gelmedi. Cebindeki telefonu çıkartıp saniyeler içinde son aramalardaki tek isme bastı. Telefon çalmaya başlamıştı.
Yiğit Ali'nin telefonu çalıyordu ama aksilik bu ya, Emirhan ile görüntülü konuştukları için arama ekrana düşmüyordu.
Mihriban ona sesli mesaj atmaya çalışıyordu. Tam o sırada adam bir şey ile vurarak zinciri açtı. Mihriban'a kaçması için fırsat vermeden ağzını kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ GÜNEŞİM
General FictionEn can yakan yara, gönül yarasıymış meğer. Sevdiği kızın başkasıyla evlendiğini gören Yiğit Ali, yaşadığı yeri terk ederek Ankara'ya gider. Yıllar geçer ve Yiğit Ali, başarılı bir yüzbaşı olur. Fakat gönül yarası bir türlü geçmez. Tam her şeyden umu...