Ruhta yer edineni insan nasıl unutur...
Yiğit Ali'den...
Her şey bir anlık denge kaybı yüzünden olmuştu. Mihriban'ı tutayım derken ayağım kaymıştı ve yere düşmüştüm. Mihriban ise benim üzerime düşmüştü. Başım yere çarpacakken Mihriban elini uzatmıştı ve yaramın zarar görmesini engellemişti. O an nasıl aklına gelmişti ben de anlamamıştım ama çok hızlı hareket etmişti.
Üzerime düştüğü için, Kolyesi çeneme çarpmıştı. Ucunda yüzük gibi bir şey vardı ama tam görememiştim. Yakasına bakmak uygun olmazdı. Onun için gözlerimi gözlerinden ayırmadım.
Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Mihriban?" Dedim. Çok yakındı yüzü yüzüme.
"Hı?" Dedi. Dudaklarımın kenarı istemsizce yukarı kıvrıldı.
"Komşulara on yıllık dedikodu çıkaracağız." Dedim.
"Ne?" Dedi. İçten içe gülüyordum bu haline. Hâlâ aynı bakıyordu.
"Diyorum ki, eğer üzerimden kalkmazsan komşulara on yıllık dedikodu çıkacak." Dedim. Gözleri büyüdü ve hemen geri çekildi. Bir elini yere koyarak kendini yan tarafa çekti. Ben de doğrularak ayağa kalktım.
Gözlerini sıkıca kapatmış oturuyordu.
Eğilip ona baktım. "Sen iyi misin?" Dedim. Bakışları gözlerimi bulunca ayağa kalktı. Ellerini birbirine sürterek tozları temizledi.
"Ben, iyiyim yani bir anda ayağım boşluğa gidince dengemi kaybettim sonra da işte, aniden oldu." Dedi.
O an aklımda saniyelik bir şey canlandı.
"Aniden oldu." Diyordu bir ses. Uzun bir yol vardı ve geceydi. Daha fazlası yoktu.
"Sorun değil." Dedim. O hiç yabancı değildi, aksine çok yakındı. Ama nereden?
"Hadi şu tavukları kümese atalım."dedim. Başını salladı ve peşimden geldi. Evin ön tarafına geçtik. Arkaya kaçmaya çalışanları Mihriban geri çevirdi ve hepsini tek tek kümese attık. Nefes nefese kalmıştık.
"Hadi şimdi de bana yardım edelim." Dedi ve sevimli bir şekilde gülümsedi. Yanakları koşuşturmaktan kızarmıştı.
"Önce bir oturalım, dinlenelim. Senin enerjin hiç bitmiyor mu?" Dedim. İki üç saniye gülümseyerek gözlerime baktı.
"Yoo, bitmiyor." Dedi. Onunla ilgili o kadar çok hatırlamam gereken şey varmış gibi hissediyordum ki..
"Gel benimle." Dedim ve yürümeye başladım.
"Nereye?" Dedi.
"Birazdan görürsün." Dedim. Başka soru sormadan peşimden gelmeye başladı. Bir şeyler dönüyordu ama henüz anlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ GÜNEŞİM
Genel KurguEn can yakan yara, gönül yarasıymış meğer. Sevdiği kızın başkasıyla evlendiğini gören Yiğit Ali, yaşadığı yeri terk ederek Ankara'ya gider. Yıllar geçer ve Yiğit Ali, başarılı bir yüzbaşı olur. Fakat gönül yarası bir türlü geçmez. Tam her şeyden umu...