Seni buldum ya başka ne isterim?
•
Mihriban'dan...
Elinde bir ekmek poşeti vardı. Arkasındaydım, onu izliyordum. Peşinden yürüdüm ama o fark etmedi. Acaba beni tanıyabilecek miydi? İçimde çok farklı bir heyecan vardı. Yürümeye devam ettim.
Önüne bir top yuvarlandı ve topun kaçmasına izin vermeden tuttu. Sonra da bir çocuk çıktı önüne. Çocuk ona hayranlıkla bakıyordu.
Yiğit Ali elindeki poşeti bir kapının kulpuna astı ve çocuğa az önceki hareketi nasıl yaptığını gösterdi.
Şimdi gitsem, sarılsam ona, ne kaybederdim ki?
Hiçbir şey.
Yanağıma süzülen yaşları sildim ve koşmaya başladım. Yüzüme gelen saçlarımı geri attım. İçim kıpır kıpır oluyordu, onu kanlı canlı karşımda gördüm ya daha ne isterdim ki?
Yokuşu koşarak çıktım. Resmen mutluluktan ağlıyordum.
"Çok şükür Allah'ım." Dedim. Derin bir nefes aldım.
"Yiğit Ali!" Diye bağırarak ona çağırdım.
Bana döndü ve öylece bakakaldı. "Ölürüm sana be adam." Dedim içimden. O bana bakarken ben de koşarak ona yaklaştım ve hiç durmadan kollarımı kaldırıp boynuna sarıldım.
İçimden yüzlerce kez şükrettim. Kokusunu içime çekip boynundan öptüm. Sonra da kulağına fısıldadım.
"Buldum seni kurban olduğum yüzbaşım." Dedim. Ona sarılınca tüm endişelerim, tüm üzüntülerim ve tüm acılarım uçup gitmişti. Onun gerçekten de yanımda olduğunu bilmek o kadar güzel bir şeydi ki.
O da belime sarıldı ama sarılmamız kısa sürmüştü. Geri çekildi. "Lütfen beni unutmuş olma Yiğit Ali."
Gülüşüm donuklaşmaya başladı. Ama bozuntuya vermedim. Tebessüm etmeye devam ettim. Ben de geri çekildim ve yüzüne baktım. Elini belimden çekmişti. Hemen yere bakıp yaşlarımı sildim.
"Siz?" Dedi ve durdu. Düşündü ama bir şey bulamadı. Hani derler ya, boğazım düğümlendi de yutkunamadım diye işte o an öyle olmuştum. Buruk bir şekilde gülümsedim.
"Ben.." dedim ve sustum. Beni hatırlamamıştı. Ne yapmam gerekiyordu?
Kendimi nasıl hatırlatabilirdim?
Onun yakınında olarak kendimi hatırlatabilirdim. Ama kendimi nasıl tanıtacaktım ona? Üstelik az önce hiç de yabancı olmayacak birinin yapacağı bir şey yapmıştım ve onu öpmüştüm.
Yine olsa yine öperdim orası ayrı ama şu an bir şeyler uydurmam gerekiyordu. Belki de yeniden tanışmalıydık.
"Ben, Mihriban." Dedim. Gözlerine baktım. Yüzüme bakıyordu, saçlarıma bakıyordu. Hırkamı çaktırmadan çekerek parmaklarımı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ GÜNEŞİM
Fiksi UmumEn can yakan yara, gönül yarasıymış meğer. Sevdiği kızın başkasıyla evlendiğini gören Yiğit Ali, yaşadığı yeri terk ederek Ankara'ya gider. Yıllar geçer ve Yiğit Ali, başarılı bir yüzbaşı olur. Fakat gönül yarası bir türlü geçmez. Tam her şeyden umu...