Önümdeki kahveden bir yudum daha alarak parmaklarımı telefonumdaki klavyede gezdirdim.
İçimdeki korku ve merağa yenik düşmüştüm sonunda.
Arama motorunda 'Winter Soldier' yazısını gördüğümde parmaklarım neredeyse titriyordu. Ama buna rağmen 'enter' tuşuna bastım. Ona ne olduğunu öğrenmeliydim. Hâlâ hayatta mıydı mesela? Ya da yaşıyorsa hangi şehirdeydi? Benden uzakta herhangi bir şehir olabilirdi.
Fakat karşıma çıkan yazıyla kaşlarımı çattım. 'Aramanızla ilgili herhengi bir sonuç bulunamadı.' yazıyordu.
Telefonu sinirle tezgâha bıraktım.
Bakışlarımı ellerim arasındaki kahve bardağına çevirdim.
Belki Tony'nin bilgisayarında bir şeyler bulabilirdim. Ne de olsa onun tarayıcısı çok daha geniş kapsamlıydı.
Bu fikirle hızla ayaklandım. Tony'ye görünmeden garaja inebilir ve ona bir açıklama yapmak zorunda kalmadan işimi hâlledebilirdim.
Merdivenleri ikişer üçer inerken bir kaç saniyede cam duvarın önüne gelmiştim. Elimi tarayıcının üzerine koydum.
Tony sağ olsun, bana da garaja girme yetkisi vermişti. Ekibin geri kalanı da yetki istese de Tony onlara yetki vermemiş ve herkesi garaja almadığını, sadece dahi insanları aldığını söylemişti.
Bu sırada cam duvar yanlara doğru açılırken hızla içeri girdim.
"Size nasıl yardımcı olabilirim Bayan Romanoff?"
Friday'in sesi odayı doldurduğunda etrafa göz gezdirdim. Tehlike arz eden herhangi bir kayıt cihazı gözükmüyordu.
"Ah, hiç bir şey. Sadece bilgisayardan bir şeye bakıp gideceğim."
Dönen koltuğa attım kendimi ve bilgisayarda arama motoruna girdim. Parmaklarım masadaki hologram klavyede harflere tıkladıktan sonra 'ara' tuşuna basmıştım. Fakat bastığım an bilgisayar ekranı kapanarak hologram klavye silinmişti.
Lanet olsun!
Ekranın köşesinde yanıp sönen küçük kırmızı ışıkla olayı yeni anlamıştım. Hızla ayağa kalkarak cam duvara yönelmiştim ki dönen merdivenlerden inen Tony ile göz göze gelmiştik. Bu kadar hızlı nasıl gelmişti?
Tony, yüzündeki sırıtışla cam duvarı Friday'e emir vererek, elini taratmadan, açtı ve içeri girdi.
"İzinsiz eşyalarımı kurcalamak ha? Sana hiç yakıştıramadım ateş parçası." dedi garajın ortasına gelerek.
"Teknik olarak izinsiz girmedim." dedim sevimli bir gülümsemeyle. "Bana giriş yetkisi verdiğinde garajın içerisindeki her şeye de erişim yetkisi vermiş oldun." dedim kollarımı iki yana açarak.
"Ayrıca Friday'in sana neden uyarı verdiğini sorabilir miyim?"
"Çünkü aratmaman gereken bir şeyi arattın. Seninle bir anlaşmamız vardı. HYDRA ile ilgili hiçbir şeye burnunu sokmayacaktın. Senin iyiliğini düşünüyorum. Kafanı onlarla doldurmana izin vermem." dedi kolunu omzuma atarak. "Hem seni biriyle tanıştırmam gerekiyor."
Garajdan çıkarken "Kimmiş o?" diye sordum meraklı bir sesle.
"Birazdan görürsün." dedi kaşlarını kaldırarak. Meraklı adımlarla ortak salona çıktığımda Tony de arkamdan bana yetişmişti. Gözlerimle, ortak salonda yeni gelen kişiyi ararken görüş açıma giren kişiyle gülümsemem sönmüş ve bakışlarım ifadesiz bir hâl almıştı.
"Sylvia, bu Loki. Kendisi-" Tony, tanıtma faslına girerken sözünü bölmüştüm.
"Kendisini gayet iyi tanıyorum." dedim sert bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Приключения"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...