Yatakta rahatsızca kıpırdandım. Uyuyamıyordum! En ufak bir seste yerimden sıçrıyor ve yatağımın yanındaki sehpaya koyduğum bıçağımı kavrıyordum.
Kesinlikle paranoyaktım ama bu kadarı benim için bile fazlaydı. Umutsuzca kafamı yastığa gömdüğümde bıkkın bir nefes verdim. Winter Soldier, uyuduğum yeri bildiği sürece rahat bir uyku uyuyamayacaktım.
Aklıma gelen fikirle yanımdaki bıçağı yeniden elime aldım, yastığımı da diğer elime alarak yataktan kalktım. Olabildiğince sessiz adımlarla garaja indim. Winter Soldier buraya giremezdi.
Bana en yakın arabanın arka kapısını açıp arabaya girdiğimde yavaşça uzandım. Elimdeki bıçağı karnımın önüne koyarken yastığa koydum başımı.
...
"Sylvia?"
Gelen sesle hızla bıçağımı kavrarken gözlerimi açtım.
Karşımda gördüğüm Tony ile nefeslerimi düzene sokmaya çalışırken elimdeki bıçağı bıraktım. Tony; elini kalkmam için uzatırken onu es geçmiş ve yastığımı alarak kendi başıma arabadan inmiştim. Ben arabadan inerken onun endişeli bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
"İyi misin?" diye sordu.
"Uykumu aldım." diye yanıtladım onu.
"Bu cevap, sorumu yanıtlamıyor."
"Umrumda değil Tony." dedim garajın cam kapısından çıkarken.
...
"Bombalamayı, Barnes'ın yapmadığını biliyoruz." dedim televizyondaki haberi göstererek. Dün akşamki konuşmadan sonra biraz daha sakindim. Sanırım...
En azından şu olaylar bitene kadar sakin kalabilirdim.
"Evet, biz biliyoruz. Fakat hükümetin aynı şekilde düşünmediğine eminim." dedi Tony, sandalyesinde geriye yaslanarak.
"Hükümet Barnes'ın psikolojik değerlendirilmesini istiyor. Bombalamada ölenlerin ve yaralıların olması da işi zorlaştırıyor." dedi Nat.
Bana sabahtan beri kaçamak bakışlar atıyordu. Fakat bunu umursayacak bir hâlde değildim.
Uykumu alamamıştım ve gözlerimin kızardığına emindim. Ellerimle yüzümü sıvazlarken derin bir nefes aldım. Ellerimi yüzümden çektim. "Peki ya onun, bombalamanın yapıldığı saatte yanımızda olduğunu kanıtlasak?"
"Evet bunu düşündük. Fakat Bucky, o saatte kimsenin yanında değildi."
Steve'in söylediği şey ile kaşlarım havalanırken gözlerimi tereddütle, sabahtan beri hiç bakmadığım Barnes'a çevirdim. O, zaten bana baktığı için anında göz göze gelirken hızla gözlerimi kaçırmıştım.
"Neredeydin?" diye sordum.
"Gittiğim yerde hiçbir kamera yoktu." dedi umursamaz bir tavırla.
"Nereye gittiğini söylersen bir şeyler bulabiliriz. Yalancı şahit bile ayarlasak olabilir." dedim gözlerimi zorlukla okyanuslarına dikerken.
"Suçsuz olduğumu kanıtlamakla ilgilenmiyorum." dedi gözlerini gözlerimden çekmezken. "Sevdiğim kadın, benim suçlu olduğumu bilirken hükümete aksini kanıtlamak için çabalamayacağım."
Gözlerimi dünden sonra ilk kez yüzünde gezdirdim. O da dağılmış gözüküyordu. Uzattığı saçları karışmış, gözleri kızarmıştı. Yüzünde yorgun bir ifade vardı. Uyumamışa benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Aventura"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...